Selvi ve servi ikisi de çok endamlı birbirinden nazlı. Sevimli hoş görünümlü. Çekici ve cezbedici. Aslında selvi diye bir kavram yoktur. Selvi de servidir. Fakat biz her nedense kavak türlerine selvi, orman türlerine servi demişiz. Selvi ve serviyi ayırmışız. Parklarda bahçelerde mezarlıklarda olana servi, ırmak kenarında kumsal arazide olana selvi demişiz. Her ikisini de farklı amaç için kullanmışız.
…………………………….

Selvi biraz avamdan halktan, servi ise biraz eşraftandır. Selvi daha az değer görendir servi ise fazla önem verilendir. Biri kendiliğinden gelişir, ufacık bir dal parçasıyla yetişir, diğeri ise nazlanarak büyür serpilir. Selvi hemen boy atar, servi zamanla uzar gider. Selvi gümrahtır hızlı gelişir erken yaşlanır. Servi yavaş yavaş boy atar bir minare boyuna ulaşır. Birinin dokusu yumuşaktır olsa olsa puşta yapılır yakılır veya bir binanın damına bişirik olarak serilir. Diğeri ise uzun bir ömür sürer, yaş ilerledikçe kemale erer, boylanır, güzel bir görünün kazanır ve uzun bir sürer.
…………………………..

Selvi kavak, servi ise orman türü bir ağaçtır. Tercih serviden yanadır. Göz ve gönül ondadır. Ancak selvi olmadan da olmaz. Ne soba yanar ev ısınır, ne hamur mayalanır ekmek edilir, ne de damın bişiriği atılır, üzeri kapatılır.
………………………….

Selvi lehine bir başka şey ise çok seçkin bir isim olmasıdır. Ailelerin kız evlatlar için koyduğu bir isim olmasıdır. Sevgiliye dönük bir benzetme olmasıdır ki hatırlayın Selvi boylum al yazmalım romanını ve filmini. Buradan Aytmatov’u, İnanır, Şoray ve Mekin’i hatırlayın. Senarist Ali Özgentürk’ü, yönetmen Atıf Yılmaz’ı hatırlayın ve anın.


Kemal GÜL
09.02.2022