- 386 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
GELİN DE ZİNCİRLEYİN YÜREĞİMİ...
Sığındığım bir cüretsin.
Cüssemse kıpırtısız ve temassız.
Şaklaban söylemler saklı satır aralarında insanların söyleyemediklerinin: bense gözlerinden okuyorum içlerinden geçen alt yazıyı ne sitemkârım ne de sirenlerimi çalıştırıyorum.
Varacağım bir ülke yok ölümden başka.
Vardığımsa bir kehanet mutluluğa ve aşkın izafi sarsıntısında artık sarsılmıyorum ve seni uzaktan bile sevmiyorum.
İçimdeki yarım adalar mı?
Yoksa Yassıada’ya mahkûm mu edilmeliydim fi tarihinde?
Fil hafızalı insanlar.
Karıncaları ezen ayakları.
Karnımsa inanılmaz aç.
Göğün çatallı sesi beni çağırıyor bense içine düştüğüm kuyuda bir ölümle yüzleşip de seçtiğim yarı ölü bir hayatı…
Demlenmiş mi sence satırlarım?
Yoksa dert yanmadığımdan mıdır sana açık veriyorum artık?
Açık açık seni sevdiğimi söylesem de biliyorum ki diğer cesur söylemlerdir senin nazarında önem arz eden.
O kadar cesur değilim.
Cahil cesareti hemcinslerimin.
Cahil olduklarını iddia eden ben değilim sadece onlar bir bir ifşa ediyorlar: nefsine tapınan o kadınlar ve aşkı rezil eden.
Ne kadınlık gururu ne de genç kız gururu.
Hangi iklimsem sana dönüktü yüzüm senelerdir.
Sonra baş verdi bu sevda.
Sonra neşretti sözcüklerim.
Gelsin şiirler gelsin hikâyeler.
Ayan beyan diyemediklerimi başkaları söyledi bense seni içimde büyüttüm.
Kordandı mahzenim.
Kördü gözlerim.
Bir koz muydu yoksa sana diyemediklerim?
Bir kereliğine mi görmüştüm seni?
Kozamdan tam da firar edecektim ki.
Asildir ruhum.
Asilzadedir soyum iyi de bundan sana mı ne?
Hoyrat rüzgârlara kapılmışken bu yürek ve tüm zararım da sadece kendime.
Kilitli ne çok çekmece senden önce.
Ya, şimdi?
Binlerce dize yüzlerce şiir onlarca hikâye.
Ondalık sayıdan sıfıra terfi ettim sonra boşluğa düştüm ve hoşluk bildim aşkı ve kolluk kuvvetlerine sitem ettim:
‘’Gelin de zincirleyin yüreğimi.’’
Tanrı izin vermedi.
Ve ben yol aldım sende.
Yoldan çıkacaktım ki devreye başkaları girdi.
Benzemem mümkün değil birilerine.
Öykündüğüm bir Allah’ın kulu da olmamışken hayatımda.
Sadece on sene evvelime öykünüyorum ve bitmeyen coşkuma ve uyumadan geçen yıllarım ve yıllandığım okul koridorları.
Dün gece düşümde ne mi gördüm?
Seni değil.
Bir öğrencimle hasbıhal ederken nasıl da mutluydum en azından Tanrı bana bu mutluluğu bahşediyor varsın yarı ölü olayım en derinine nüfuz etmişken uykunun sonra küçük kıyamet koptu ben bu rüyayı görürken ve kuyunun dibinden ansızın yüzeyine sürüklendim gaipten gelen ses ile aslında tam da yanı başımdan gelen bir gürültü: ruh hastası komşunun inadı ve nefreti ile nerede ise duvarları yıktığı.
Kuyunun dibinde nasıl da mutluydum oysa.
Sensizlik belki de beni bu denli karamsar yapan ve tutuşan eteklerim ve tutuşan yaprakları defterimin bense bir tutkal gibi bu sefil hayata yapışmışken ve beynamaz insanlar sülük gibi yakamdan düşmezken.
Karanlığa esir her biri.
Bense en çok karanlıkta saklı ve mutluyum çünkü içimdeki sönmek bilmeyen coşku karanlığı delmeme vesile.
Hırpani yüreğim.
Mizacım.
Miladım.
Dolmuşken miadı bu sefil aşkın.
Yüreğin körfezinde saklı hadisler.
Aşkın saltanatı ise sona erdi.
Başka insanlar göç etti kalbine başka başka yüreklerle buluştun sen ve ben sadece bir kere onlara benzemeye çalıştım ve yüzüme gözüme bulaştı onların bu vıcık vıcık sevgisi: sevgi addedilen ama sevgisizlikleri ile asılı oldukları hayatta her şeye de sahip iken onlar.
Benim sahip olduğumsa sadece imkânsızlık ve çaresizlik.
Ne kuyudan su çekiyorum.
Ne de kuruntu olup bitenler.
Senin de bildiğin ve gördüğün ama bana kızdığın.
Hüznümle hasbıhal etmişken bunca sene gelip de nifak sokmuşlarken onlar hayatla arama ve işte mabedimde dahi taciz edildiğim ve sıra dışı bu psikolojik taciz ile kendimden ve hayallerimden olmuşken.
Limon gibi sıkılmışken beynimdeki tüm nöronlar ve atıl kapasitedeki belleğimi bile kullanıma sunduğum.
Ah…
Duygular ve beyin bir arada barınmıyor bu yüzden susturmadım mı iç sesimi sırf beynimden randıman almak adına?
Zihnim süper.
Zehir gibiyim.
Ama o kadar çökkün ve isteksizim de yaşamaya ve ben artık sevmekten çok yoruldum karşılığında canımın daha da yandığı ve yok sayıldığı yetmezmiş gibi…
Bir ömür de kendimi yok saymışken ve en çok hatta sadece kendimden sıkılmışken.
Kibirsiz iç sesimle.
Ziyansız aşkımla.
Ziyadesiyle mutlu olduğum bu tek kişilik yolcuğumda uğradığım bir limandın sen ve sığındığım şimdilerde alabora olmuş yüreğimle ve ruhumla inzivaya çekilmişken eksik de etmem seni dualarımdan ben eksik olsam ne ki birilerinin hayatında…
Karanlığı mimleyen iç sesimle…
Sırtımdaki hüzün hırkam ve yüreğimdeki gedik ile…
Sonlanmış bir masalın ardından yeni masallarımı yazmaktır tek isteğim Tanrıdan en azından kalemimle olan birlikteliğimde artık kimse de gölge etsin istemediğim ki…
O gölgeler yine olacaktır ve bu gölgelerdir beni ayakta tutan.
Sevgisiz bir dünyanın müdaviyim ben çünkü sevgi enjekte edildi bir ker benliğime.
Hala seven insanlar varken beni ve ben kendimi sevmek için yine kendimle cebelleşirken…
Beni sevdiğini söyleyen…
Sevgisiz dünyadan böyle bir talebim yok artık yeter ki Yaratan çekmesin elini benden.
Yolun açık olsun.
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
selam olsun selam olsun
Sonlanmış bir masalın ardından yeni masallarımı yazmaktır tek isteğim Tanrıdan en azından kalemimle olan birlikteliğimde artık kimse de gölge etsin istemediğim ki…
O gölgeler yine olacaktır ve bu gölgelerdir beni ayakta tutan.
Sevgisiz bir dünyanın müdaviyim ben çünkü sevgi enjekte edildi bir ker benliğime.
Hala seven insanlar varken beni ve ben kendimi sevmek için yine kendimle cebelleşirken…
Beni sevdiğini söyleyen…
Sevgisiz dünyadan böyle bir talebim yok artık yeter ki Yaratan çekmesin elini benden.
Yolun açık olsun.
Bazı insanlar sevmeyi öğretir..
Bazıları sevmekten vazgeçmeyi...
Artık dünya sevmekten vazgeçmeyi öğretenlerle dolu olsa da onları yok kabul ederek sevmekten vazgeçmemek gerek..
O tür insanları zaten hiçbir zaman sevmedim ve sevmem de...
Anlam dolu harika yazılmış yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler efendim.
En içten selam ve saygılarımla.