- 212 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İTİDAL SAĞLIKLI YOL SEVGİ HER İŞİN BAŞI
İTİDAL SAĞLIKLI YOL SEVGİ HER İŞİN BAŞI
Çiçekler bakım ister, sevgi ister. Adı üzerinde çiçekler…
Çiçekler için ilk akla gelen; nazik ve çıt kırıldım olmalarıdır. Dokunurken, ilgilenirken, sularken, koklarken çok dikkat etmeli yani. Sevgidir ham maddesi… Eğer ilginizde sevgi emaresi yoksa nasıl ilgilenirseniz ilgilenin solar, çürür, ölür gider.
Bakım ister çiçek. Aslında sevgiyle bakılmasını ister. Susuz yaşayamaz her canlı gibi, ışığa, güneşe ihtiyacı vardır. En zaruri ihtiyaçlarının azı da çoğu da zarardır. Bitki ailesi içinde çiçekler en narinleri en küçük olanlarıdır. En küçük olanlar içinde de dayanıklı ve dayanıksız olanları vardır. O zaman halden anlamak gerekecek demek ki… Huyunu, suyunu iyi öğrenmek gerekecek. Nasıl dikecek, nasıl sulayacak, nasıl ve ne zaman budayıp besleyeceğiz çok iyi bilmemiz gerekecek. Her işte olduğu gibi çiçek bakımı ve yetiştirilmesi de ayrı bir ilim meselesidir anlayacağınız.
Çiçeklerin dilinden anlayan, iyi anlıyor. Bazılarının çiçekle o kadar çok ilgilenmesine rağmen çiçek ona bir türlü gülmez. Hatta soyu tükenir bazılarının elinde çiçeklerin. Ama bazıları vardır ki, bir yaprağını, çubuğunu toprağa değdirse hayat bulur o çiçek yeşerir, canlanır, gürleşir, gülücüklerini savurur etrafa. Demek ki, aynı zamanda el meselesidir de çiçekçilik… Her elde çiçek yeşermez…
Dedik ya özünde sevgi olmalı diye…
Aslına baktığınızda her canlının küçükleri, yavru halinde olanları çok sevilir. Sevgi aslında sanki sadece insana ait bir özellikmiş gibi görülen bir tarafı vardır. Böyle olmasına rağmen diğer bütün yaratıklarda da bulunan ve fakat diğer yaratıklarla etkileşimleriyle ortaya çıkan bir duygudur da aynı zamanda. Çiçekler, böcekler, kediler, köpekler sevginin bulunduğu yerde yaşarlar. Sevgi onları insanlara yaklaştırır. Bitkiler de öyledir. Her ne kadar bazı meyve vermeyen ağaçlar baltayla korkutulup meyve vermeye zorlanıyor olsa da, bazen bu da gerekiyor demek ki… Bu istisnalar dışında cansız diye düşündüğümüz çevremizdeki dağlar, taşlar; evlerimizde kullandığımız eşyaların bile sanki dilleri, duyguları var. İyi bir gözlem yapan insan onlardaki sevgi tezahürlerini de fark edebilir.
Evinizin bir köşesinde bulundurduğunuz bir taş parçasını, sadece bir taştır diye bakıp geçmeyin. Eğer ona sevgiyle yaklaşır, ilgilenir, sevip okşarsanız size her gün güler, hoş bakışlarla sizi kendine bağlar, canlı ve parlak görünür. Yakın temas gerekir yani diğer varlıklarla. Siz, elinize alıp okşarsanız eğer günün yorgunluğunu giderirsiniz onun sevgi dolu bakışları arasında. Stresiniz azalır, rahatlar ve huzur bulursunuz.
Canlı, cansız bütün varlıkların demek ki bir yaradılış gayesi varmış. Hiçbir varlık boşuna yaratılmamış demek ki…
Evet, hal böyle iken insan da her işte olduğu gibi ayarı kaçırmamalı. Aşırıya kaçmamalı. Sevginin de dozunu iyi ayarlamalı. Ne bir insana, ne bir hayvana ve ne de cansız varlıklar diye adlandırdığımız mal-mülk, yer-yurt, dağ-taş nesnelerine olduğundan fazla değer vermemeli, bağlanmamalı, onların kölesi, hizmetkârı olmamalıdır.
Günümüzde bu tür varlıkların kölesi, hizmetkârı olan insanlarla çokça karşı karşıyayız. O kadar çokça var ki etrafımızda bu tür insanlar; bazen hayvanları, malları ve mülkleri kıskanmamak elde değil.
Biz, yine de insanlığımızın idraki içinde diğer bütün varlıkların boşuna yaratılmadığının ve hepsinin insanlar için yaratıldığının bilinciyle hiçbir aşırılığa kaçmadan birlikte dostça ve sevgiyle yaşamaya devam edelim. 27.07.2019
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.