- 654 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
Yazar Selin Basmacı ile...
Yazar SELİN BASMACI- Yazmak bana papatyalarım olarak adlandırdığım okuyucularımı kattı.
TURAN YALÇIN-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
SELİN BASMACI-Ben Selin Basmacı 1996 yılında Lüleburgaz’ da doğdum. Lise yıllarımın ilk zamanlarını istanbul ’da ailemle okurken dah sonrasında Şarköy ’ e gittim. Liseyi orada tamamladıktan sonra üniversite için İstanbul’a ailemin yanına tekrardan geldim. Bir süre muhasebede çalıştıktan sonra özel sektörde işe başladım. Ve bu aralar hep yazdım. Şimdilerde hayalini kurduğum o yazarlığı yapıyorum.
TURAN YALÇIN-Hangi okullarda okudunuz ve nerelerde çalıştınız?
SELİN BASMACI- Şarköy Anadolu Teknik Meslek Lisesinde okuduktan sonra üniversite için İstanbul’a geldim.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf üniveritesinde sivil havacılık kabin hizmetlerini okudum.
Belli bir süre muhasebe departmanında çalıştım. Daha sonrasında özel bir sektörde çalışmaya başladım. Bir buçuk yıldır aynı şirkette çalışmaktayım.
TURAN YALÇIN- Yazmaya başlama hikayenizi anlatır mısınız ?
SELİN BASMACI- Herkes sever kimi zaman konuşamaz anlatamaz içindekilerini ben de anlatamadığımdan elime kalem ile kağıdı alıp yazmaya başladım.
TURAN YALÇIN- İlk kıtabınıı nasıl yayınladınız ? bugüne kadar kac kıtabınız çıktı.?
SELİN BASMACI- ilk kitabmı desteğini benden esirgemeyen ödüllü Erkan Birlik sayesinde çıkardım. Adım adım yanımda olan aynı zamanda ise katran adamın yazarı olan değerli yazarım. Temmuz ayında ilk baskı Geçmişin izleri çıkmasının ardından ağustos ayında ise ikinci baskıyı gördük. Ardından dionysos seçme hikayeler aşk ve sarap üzerine hikayeler geldi. Şimdilerde ikinci kitabım olan Erkan Birlik önderliğinde romanımı yazıyorum.
TURAN YALÇIN- Yazmak mı? yayınlamak mı zor ?
SELİN BASMACI- Bence ikisi de zor. Neden ? Der iseniz yazmak bazen yıllarınızı alır. Bunu yayınlatmak ise bir kaç ayınızı güvenmek ister yazar. Eserine sahip çıkacak bir yayın evi ister. Bundan sebep aslında ikisi de zordur.
TURAN YALÇIN- Yazarken hangi kaynaklardan besleniyorsunuz?
SELİN BASMACI- Yazar iken şu kaynaktan besleniyorum diyemem. Gördüğüm her şeye ya da duyduğum her şeye yazı , şiir yazabilirim.
TURAN YALÇIN- Yazmak sizin yasamızınıza ne kattı?
SELİN BASMACI- Yazmak bana papatyalarım olarak adlandırdığım okuyucularımı kattı. Sonrasında yanımda bildiğim dost sandığım kişilerin aslında yanımda olmadıklarını gördüm. Ama en güzeli ise hayatıma giren birbirinden değerli papatyalarım ve kıymetli insanlar oldu. Onlara buradan sizlerin huzurunda iyi ki var olduklarını söylemek istiyorum.
İyi ki varsınız
TURAN YALÇIN- Çok kişi okumadan yazıyor siz okumak yazmak ilişkisi konusunda ne dersınız?
SELŞN BASMACI- Çok kişi evet okumadan yazıyor. Ama benim yazma sürem tam tamına on üç yılımı aldı. Neden ?
Araştırmalar yaparak okuyarak... okumadan araştırmadan yazarlık zorlar ondan sebep okumak ve yazmak daha da bizleri bilgili yapacaktır.
TURAN YALÇIN- Yeni kitap çalışmalarınız var mı?
SELİN BASMACI-Evet var önümüzdeki aylarda çıkacak olan roman kitabım var. Bunun üzerinde gerekli araştırmaları yapıp yazarken gerekli bilgilerimi alıyorum.
TURAN YALÇIN-Bu konuda başka ne anlatacaksınız?
SELŞN BASMACI- Bu konu ile ilgili değil de yanımda olan destekleyen ve desteklerini bir an olsun benden esirgemeyen papatyalarım iyi ki varsınız. Ve unutmadan yazarlığa yeni başlamış edebiyata gönül vermiş papatyalarımı yazarlar ve şairler derneğinde yönetim kurulda olmamdan dolayı bekliyorum. Sizi çok seviyorum
YORUMLAR
Röportaj yapmak kolay değil. Her okuduğumda ya da seyrettiğimde 'İyi ki bunu ben yapmıyorum' dedirten bir alan. Sitemizde yıllar önce Ataol Behramoğlu ile yapılan bir röportajı okumuştum. Behramoğlu, belli ki, hoş sohbet biri değildi. Ama röportajı yapan da Behramoğlu'nu açmak yerine, uzun uzun paragraflar, imge üstüne imgeli cümleler kullanarak kendisinin de bir şair olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu.
Selin Basmacı ile yapılan ise kesinlikle yukarıdaki örneğin tam tersi olmuş. Bir noktadan sonra Basmacı'nın cevaplarını bırakıp soruları okumaya başladım. O anda farkettim ki her iki kişi de (Röportajı yapılan ve yapan) sorularda yoklar. Kesinlikle Turan Yalçın'ın Selin Basmacı'yı nasıl yaklaştığını bilmiyoruz. Aynı soruları Orhan Pamuk'a ya da Armando Diego Maradona'ya (El Diego adında bir itibiyografisi var) kelime değiştirmeden sorabilirsiniz (Ki Hatice Yakın Yetişen röportajındaki sorularla Basmacı'nınkiler birebire aynı). Hatta sorularda herhangi bir Basmacı kitabının okuyup okumadığını gösteren bir işaret de yok. Dahası Basmacı'nın verdiği bir yanıta reaksiyon verme, ona göre soruları şekillendirme de bulunmamakta. Neredeyse Selin Basmacı'nın önüne doldurması için bir form sunulmuş diyeceğiz.
Özetle röportajların biraz daha kişisel olması, anketlerin ötesine geçmesi gerektiğini düşünüyorum. Görüşülecek kişiye göre hazırlanılması, onun vereceği cevaplardaki ilginç noktaların yakalanması, biraz zorlayıcı sorular sorulması gerektiği kanaatindeyim. Saygılarımla.
Turan Yalçın
Turan Yalçın
onun tanıtımına katkı sunmak
Turan Yalçın
onun tanıtımına katkı sunmak