- 552 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnız neden yalnızdır?
"Sonbahar geldiği zaman çiçeğin bile arzusu dünyadan göçmektir..."
Lazar İştvan, Vesta Rahibesi’nden.
Anladım. Özüne doğru bastırmışlar seni tıpkı bir çamaşır sepeti gibi. İçindekini dökemiyorsun. İçine çöküyorsun. Işığın sende yitiyor karadelik misali. Çıldırırsan bunun için çıldırırsın. Mezarına böyle gitmemelisin arkadaşım. Kefenin kararsızlığını sarmamalı. Sessizlik tüm acabaların yankılandığı yerdir. Korkmalısın o sessizlikte duyacaklarından. Burada, bu kalabalık dünyada, gözden yittiğini düşünebilirsin. Fakat acaba hakikatte öyle mi? Yitirdiler mi seni? Yalnızlıkta işte bunu sınarsın.
Atala/Rene’de Chateaubriand’ın dediği gibi: "Eğer kalp heyecanlarından korkuyorsan ıssız yerlerden sakın! Büyük ihtiraslar sessizlik içinde yaşarlar. Onları çöle götürmek kendi muhitlerine kavuşturmak demektir."
İmansızlık boşluktur. İtikadsızlık kararsızlıktır. Âdemoğlunun/kızının en yaman karadelik tecrübesidir. Yıldızının sönmesidir. Varlığının çökmesidir. Hatta diyebilirim ki arkadaşım: Bu boşluk diğerlerinin de annesidir. Düşmelerden tattığın ne varsa. Tutunamadığını düşündüğün ne yaşıyorsan. Mesela: Varacağın bir yer olmadan yürümek. Memleketini bilmeden sılayı özlemek. Diğerleri ondan haber verdikleri kadar boşturlar. O boşluk, meşgul olacak başka birşey kalmadığında, birkaç metrelik bir çukurda bir de, alabildiğine sessiz, alabildiğine karanlık, alabildiğine sen ve sen ve yine sen. İşte öyle bir yerde artık kendinden kaçamazsın.
Mürşidim ’bir yalnızlıktan kurtarıcı’ olarak imanın altını çok çizer. Evet. Ona göre ’vahşet-i mutlaka’dan kurtarıcımız imandır. Nasıl? Belki şöyle: Dosta (c.c.) iman etmekle mülkü olan herşey dostlaşır. Hiç tanımadığınız arkadaşlarınız olur varlığın uzak illerinde. Birşeyleri görmek değildir iman sadece. Birşeylerle tanışmak değildir iman sadece. Birşeyleri anlamak değildir iman sadece. Kuşatamasak da bütünün bir amacının olduğunu bilmektir. "Bütünün amacına iman etmek!" Tevhid biraz da bu. Öyle ya. Herşeyi ’bir olan Zat’ yaratıyor. O zaman herşey "Bir’in amaca dönük" gayrette. Biliyorsun artık: Gayede bir olanlar anası bir olanlardan fazla kardeştir.
İman kardeşliği önce ’tanım’ kardeşliği. İlk adım kardeşliği. Sonra amaç kardeşliği. Son adım kardeşliği. Tanımlarımız-amaçlarımız birbirinden uzaklaşıyorsa imanımıza tekrar bakalım. Orada ayrılma olmamışsa amaçlarımız ancak zâhiren ayrılmıştır. İhtilaf sûretindeki görev paylaşımıdır. Aynı duvarın tuğlaları hükmündeyiz. Aynı rıza kapısında dileniyoruz. O halde neden yalnızlıkta birikelim? Bize yakışır mı bu çeşit hüzün? Yalnızlık hissi bir tür ’bütünden kopuş’ değil midir?
"Yalnız neden yalnızdır?" diye sorarım sana. Kendisiyle konuşulmadığından mı? Sevilmediğinden mi? Etrafında varlık olmadığından mı? Bence bütün bunlar yalnızlığın şubeleri. Kaynağı ise daha gerilerde, içerilerde, kalpte.
Yalnızlığın madeni yitirmek. Tanımını yitirmek. Amacını yitirmek. Nereden geldiğini, nereye gittiğini, ne için varolduğunu yitirmek. ’Nereye gittiği anlaşılmayan çok yollar’ içinde şaşkın kalmak. Dikkat ettin mi hem? Cevabını veremediğinde yalnız kalıyorsun. Cevapsızlık hep yalnızlığa dönüşüyor. Anlamı varsa herşey yerli yerinde. Herşey dost. Kabirde Münker ile Nekir’i bile bize ahbab edecek sırdır bu: Cevapları bilmek. Ama yalnızken cevapları toparlayacak kadar merak etmiş miydin hayatta? ’Neden?’ demiş miydin hayatta? Dikkat etmiş miydin hayatta? Yani demem o ki arkadaşım: Dersini zamanında çalışanın sınav yerinden korkmasına gerek yok.
YORUMLAR
Yalnızlık insanın kendi kendini manipüle ederek kandırmasının doğal bir sonucudur. Altında kibir vardır ve yalnızlık çekenler kibirlerinin haklılığını göstermek için kendilerini çevrelerinden soyutlarlar. Kurguladıkları zihinsel ve bir bakıma sanal dünya gerçeklikten kopuktur. Gerçekliğe uyum sağlamak ve ânı yaşamak yerine nefslerini büyüklenmeci fanteziler aracılığı ile tatmin etmeye uğraşırlar. Yaşayan bilir. Tam bir kısır döngüdür bu. Yetersizlik, değersizlik ve suçluluk gibi duygular yalnızlığa eşlik eder. Çözümlenmediği takdirde intiharla sonuçlanabilir.
belkibirharfimben
SİLÜET
Vicdanlar buz tuttu...
Hiç bir süslü söz...on dokuz yaşında umutları çürütülmüş, hayalleri bile elinden alınmış ölümü kurtuluş gören bir gencin çığlığını bastıramaz.
Bir çocuğu bile dinlemekten korktular!...
Demogoji yaparak bana cevap vermeye kakışma... lütfen.
belkibirharfimben
Erlik Aldacı
İman ne olduğunu bile bilmiyorsun ilkokul bilginle yazma, bu konu da boyunu aşıyor.
Fazla uzatırsan imanı yazayım da öğren o zaman
Erlik Aldacı
Erlik Aldacı
belkibirharfimben
Erlik Aldacı
Sen seksende kısa pantolon giyerken biz Yusufiye de idik.
Zirvede ise kişi yalnız dır; kalabalığın içinde yalnız … cevabı çok tur bence, dinleyeni de ama anlayanı yok tur. Çünkü zirvede olmak zor dur. ( zirve derken kastım düşünce yapısı, hayata bakış açısı, kişiliği farklı ise)
Bu sebeple katıldığım yönleri olmakla birlikte yazınızın bence çok genelleme yapmak mümkün değil bu konuya. Çünkü kişiye özel bir durum ve tercihe bağlı…
Saygılar selamlar