- 384 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BÜTÜN SUÇ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARINDA MI ?
BÜTÜN SUÇ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLARINDA MI ?
Günlerdir izliyorum. Kar bütün Türkiye’yi daha yeni kapladı. Oysa Türk Milleti’ni kin, nefret, öfke, taraftarlık,acımasızlık çoktan kaplamış.Bunun kaynağı ise parti bağnaz- lığıdır. (Bu konuyla ilgili geniş bir yazı hazırlayacağım) Sanal ortamlarda ve taraftar basınlarda görüyorum ki ; kendi taraftarı olan belediyeler de başarısız olmasına rağmen, onu görmezlikten gelip, karşı belediyelerin başarısızlıklarını abartarak anlatmaktadırlar. Bunu da güya bilimsel temele dayandırmış gibi, görsellerle süslemektedirler. Bu davranışa halk arasında iki dinlilik derler. Çok bizim dinimiz tektir. Yaratanımızın da tek olduğuna inanıyoruz. Somut örneklerle kısaca iki ilden söz edeyim. Ben İstanbul’da yaşayan Gaziantepli birisiyim. İki ilin de belediyeleri ayrı partilerden. İktidar partisi taraftarları İstanbul Büyükşehir yönetimini yerden yere vurmaktadırlar. Aynı insanların paylaşımlarına bakıyorum, Gaziantep’ten hiç söz etmiyorlar. Hatta övüyorlar. Tam tersine de rastlıyorum. Ana muhalefet taraftarları Gaziantep Büyükşehir yönetimini yerden yere vurmaktadırlar. Aynı insanların paylaşımlarına bakıyorum, İstanbul’dan söz etmiyorlar. Hatta övüyorlar. Oysa insan oğluna yüce yaratan akıl, göz vermiş. Her şey ortada. Burada nicel gözlem vardır. Yani görünen nesne, olay kişiye göre değişmez. Kar yağmıştır. Ak renklidir. Her iki ilin de tüm sınırlarının tamamını kaplamıştır. Her iki ilde de bütün yollar tıkanmıştır. Her iki ilde de kırsal yollar da işlemez olmuştur. Nasıl oluyor da bu olaylar inasan göre değişip, nitel gözleme dönüşüyor. İşte benim aklım buna ermiyor diyeceğim. Fakat yanıt belli. Taraftarlık gözlem yapma özelliklerini almış bizim toplumun nüfus çoğunluğundan. Ne yazık ki gerçek budur. Her iki ilde de ilk gün şaşkınlık, ikinci güne sarkan başarısızlık ortada. Ancak üçüncü günde siyasi kaygıyla her iki belediye başkanı da gayrete gelmiştir. Birisi içeriden , birisi dışarıdan yönetmeye çalıştılar.Durumu toparlamaya çalıştılar. Fakat olanlar olmuştur. İşte tam burada diğer taraftarlıktan dolayı kendini kaybetmiş insanlar kadar acımasız olmayacağım. Çok şükür sol göğsümde bir yürek var. Burada yine Gaziantepli bir taraftarların sözünden yola çıkacağım. Demişti ki, “ başkanımız nereye yetişsin.” Aslında doğru söylüyor. Zaten doğru söylediği için o sözü alıp, üzerinden değerlendirme yapıyorum. O ildaşımız şunu sorgulayamıyor. Peki belediyenin her yere yetişemeyişinin sebebi nedir? Ben size açıklayayım. YSE (Yol Su Elektirk) diye bir devlet kurumu vardı. 2009 öncesinde bu kurum adı Köy Hizmetleri oldu. Fakat içeriği ve hizmet alanları değişmedi. 2009 yılında, duyduğum ilk üç saniyede çok kötü olacak diye karşımdakine tepkimi verdiğim yerel yönetimler yasası getirildi. Devlet güvenliğini sıkıntıya sokacak bu yasa çok yanlıştı. Hala da yanlış diyorum. Biz güncel olan konuyu anlatalım. Oy daha çok kırsaldan alındığı için, büyükşehir sınırları genişletildi. 30-50 km. yarıçapa çıkarıldı. Bu sınırlar içinde kalan köylerin, ezici nüfus çoğunluğu Türk köylüsü olduğundan, onların taşınmazları üzerinde söz sahibi olmaya imkan sağlandı. Bu gün için, esas konumuz ise, kar hizmeti niye aksadı sorusunun yanıtıdır. Vali başkanlığındaki il genel meclisi kapatıldı ve büyükşehire devredildi. Köy hizmetleri kapatıldı ve büyükşehire devredildi. Fakat bu sefer içerik değişti. Demirbaş listesini ben bilemem fakat, öğrendiklerimiz ve sonuca göre yazıyorum. Köy hizmetlerinin demirbaşları yani iş makinaları, arabaları vb. çürümeye terkedildi. Devletin iki kurumundan birisi yok edildi. Yani iki kolundan biri , iki elinden birisi kesilip atıldı. Atalarımız boşuna dememişler “bir elin nesi var iki elin sesi var” Köy Hizmetleri kapatılmasaydı, Büyükşehir dar belediye sınırları içinde kendini çabuk toplarlardı. Halk bir gün sıkıntı çekse bile ikinci gün çekmezdi. Şimdi üç gün çekti. Köy hizmetleri de ilin kırsalının dört yönüne birer tane kar kürüme aracı gönderseydi, ana yolları açsaydı yine yaterli olurdu. Dün ( 27 Ocak 2022) izledim Gaziantep’in 45 km . kuzeyinde olan köyümde bir genç ağır hastalanmış. Fakat cankurtaran köye ulaşamamış. Yollar kapalı. Doğal olarak büyükşehir her yere yetişemiyor. Köy muhtarı kendi traktörüne önceden küçük kepçe almış. Onunla geri geri giderek, bir araba geçecek kadar yolu açtılar. Hasta ile cankurtaranı buluşturdular. Tesadüfen gördüğüm bu olay da haklı olduğumun delilidir. Yerel yasalar,yasayı çıkaranlara geri dönmeye başlamıştır. Belki ders alır geri düzeltirler. Bir zamanlar “milletin efendisi” olan Türk köylüsü de, taşınmazlarımıza büyükşehir ne zaman el koyacak korkusundan da kurtulurlar. Kurtulurlar umudundayım.
NAFİ ÇAĞLAR / 28 Ocak 2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.