- 251 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
hoca emmi
nostaljik bir duygu yaşamak istiyorsanız
üşenmeğin okuyun lütfen seçici arkadaşlar da dahil
hoca emmi aheste aheste çevirmekte olduğu
’kehribardan’ dediği iri daneli tesbihini minderin üzerine bıraktı
minderin sobaya yakın ucunda soğan sarısı tüylü çakır’cası kıvrılmış
mırr mırr uyukluyor ahmet muzipliğinden bıyığını çekince kedicik bir
zıplayış zıpladı ki odadakiler kimi güldü kimi de ’dokunma oğlum
dokunma’ diyen dedeği destekler oldu çocuk suçlanmış başını yere
eğdi elinde maşayla oynuyor sigara çıkaranın sigarasına ateş tutacakktı
dede bir yay gibi bükülerek yaslanmakda olduğu halı yastıkla minder
arasındaki gümüş işlemeli ’şam işi’ dediği tabakasını aldı eski
mendresecilerdendi bir zamanlar cenaze namazları kıldırırmış hocalığı oradan
gelmeydi
kış günüydü dağdan inen soğuk kuru hava kepek kar danelerini sahra kumu
gibi ordan oraya savuruyor kuytulara dolduruyordu ama olsundu koca sobada
yanmakta olan koyun kermesinden eski taş duvar oda sıcacıktı mangala çekilmiş
korun üsyünde kocaman çaydanlık sobanının önünde üstü örtülü demlik
cemaatin gözü orada çay hazırlığında keyfler yerinde kimileri çiftçiliğinden kimileri
çobanlığından anılar anlatıyor gülüyor gülüşüyorlardı
uzatmayalım hoca emmi aldığı tabakasını şöyle bir neşeyle okşayıp sıvazladıktan sonra
kapak kısmındaki kertiğe dokununca kapak şak sesiyle açıldı dedenin keyfine diyecek yoktu
sigara kağıdından bir yaprak kopardı tabakayı mindere bıraktı aldığı kağıdı sol elinin baş
parmağıyla işaret parmağı arasında oluşan arka yerleştirdi sağ eli işaret parmağıyla basırdı
açık olan tabakasından bir miktarını alıp ’’ bitlis halis bitlis kehribar sarı kehribar’ diyerek
yerleştirdi parmağıyla basırıp tesviyesini yaptı kağıdı rulo gibi kıvırdı kıvırdı sıktı uç kısmını
dili ucuyla hafifçe ıslayıp üstüne basırdı işin zor tarafı ustalık isteyen tarafı tamamlanmıştı
tabakayı derviş dayıya uzattı her kes pür dikkak emminin el hareketlerini izlemekteydi
’onbeş tatil’e gelmiş olan cemal tepsiyle bardakları getirdi sobanın önüne bıraktı tahta masayı
yerleştirdi ali öyretmen dersler nasıl cemal dedi laf olsun diye cemalin annesi elinde büyük
tepsiyle geldi cemal elinden aldı masanının üstüne koydu mis gibi tereyağından kömde koksuyla
ağızlar sulanır oldu tavana asılı lüksün ışığı zayıfladı cemal uzanıp pompaladı evin büyük kadını
hoca emminin eşi geldi emminin kulağına bir şey fısıldadı emminin gözlerinin içi güldü
’ hiç adam inek buzağılamış’ dedi
’haydı uğurlu olsun ayağımız uğur getirdi’ muhabbetleri uzadı cemal çayları doldurdu
dede sigarasının kalın tarafını ağzına dudakları arasına alırken ahmet de maşayla ateşi
uzatmaktayken dedenin öksürük nöbeti tutmu ki zar zor anlaşılır
’bırak oğlum bırak’ diyebildi işte bir sigara bükümlük ömürle noktalanan bir kış akşamı oda
sohbetinden bir kesit
27.01.2022 / ankara
eski notlardan
bir kış günü akşamı
köy odası sohbetinden
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.