- 422 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KİRVELİK.
KİRVELİK VE TARİHÇESİ.
Toplumda ki inançsal örgütlenme biçimlerinden biri de kirveliktir. Musahiplik kadar toplumda önemli bir yere sahiptir. Sünnet, daha çok kirvelik ya da günlük tabirle ‘kirvalık’ olarak ifade edilir. Kirvelik daha çok peygamber dostluğu olarak manalandırılır. Hz. İbrahim’den kaldığına inanılır. Hz. İbrahim ve onun soyundan gelen, Hz. Muhammed’in sünneti gereği; her doğan erkek çocuğa, ikrarlığı bilecek reşit yaşta birisini kirve tutarlar. Sünnetin tarihsel kökeni çok eskilere dayanan bir uygulama olmasına rağmen; Alevi inancı içerisinde yorum kazanarak İslami bir değer olarak kabul görmüştür.
Kirvelikte musahiplikte olduğu gibi bazı şartlar aranmasına rağmen, musahiplikteki gibi kurallar silsilesi işlenmez. Fakat musahiplikteki sorumluluk ve yasaklar aynen kirvelikte de geçerlidir. Kirvelik, bölgede tarihsel süreçte toplumsal huzurun sağlanmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Özellikle küskün ailelerin barıştırılmasında, aralarında geçmişte herhangi bir husumet olan ailelerin arasındaki husumetin kaldırılmasında, aşiretler arası çatışmaların bitirilmesinde ciddi bir inançsal işlev görmüştür. Bunlarla birlikte sevginin ve dostluğun devam ettirilmesi açısından da önemli bir kurumdur. Bölgede inançsal gelenek olan ve on iki kuruş denilen küçük bir miktar, on iki imamın şahitliğini temsilen kirve olacak aileye verilir. Bu gelenek geçmişte özellikle kavgalı olan ailelerden zarar gören ailenin maddi olarak zararının giderilmesi olarak da uygulandığı görülmektedir. Bununla birlikte kirve olacak aileye elma veya çıra da yollanmaktadır.
Sünnet pratiği ve kirvelik geleneğinin uygulanması bölgede hemen hemen aynı ritüellerde yapılmaktadır. Aileler, erkek çocuklarının sünnet düğünlerini, “çocuklarının ilk mürüvvetini görmek” anlamında onu en iyi şekilde kutlamaya çalışırlar. Bu bölgedeki sünnet düğünleri, evlilik düğünlerinde olduğu gibi genellikle çalgılı, davullu, zurnalı, bol ziyafetli bir şekilde yapılır. Sünnet düğünü yaklaştığında çocuğun yatağı, çarşafı, yorganı, yastığı yenilenir; işlemeli yatak takımları hazırlanır. Çocuğa özel hazırlanmış sünnet elbiseleri alınır. Genellikle de çocuğun sünnet elbisesini kirve olacak kişi alır. Çocuğun yatak odası, gelin odası gibi süslenir; çeşitli el örgüleri, kilim, halı, parlak süs eşyaları ile süslenir.
Kirvelik pratiğinde bir diğer ritüel de sünnet düğünün yapıldığı gün veya ondan bir gün önce Muhammed Honcası denilen bir yemin etme, ikrar verme olayıdır. Honca, tahtadan yapılmış yuvarlak veya dikdörtgen şeklindeki yüksek olmayan bir sehpa türüdür. Kirvelik ikrarı verilirken bu honça indirilir, üzerine bir tepsi, içine havlu, onun üstüne mendil serilir. Kenarına sabun konur. Bununla birlikte miaz (yani kalın yağlı ekmek) ve kurban kesilmiş ise (ki genelde de kesilir, kesilmesi de şarttır), kesilen kurbandan bir parça indirilir. Dede, yani seyit olan kimse mürşit, pir, rehber honça’nın arakasına geçer yönünü kıbleye doğru döner ve kirve ailesi, sünnet olacak çocuk ve ailesi ve yakınları dedeyle aynı sırada ve arkaya doğru saf şeklinde sıraya girerler. Dede, yani seyit, toplumun ve ailenin hazır olmasından sonra kirvelik hakkında kısa bilgi verdikten sonra duaya başlar. Besmele çekilip, Kur’an’dan bazı kısa sure ve ayetlerin okunmasıyla beraber genelde şu şekilde dua edilir: "Bism-i Şah Allah Allah Âdem ata geldi dünyaya oldu zürriyet İbrahim Peygamberden kaldı bu adet Hakk’a kul olduk, Muhammed Mustafa’ya ümmet. Boynumuza hem farzdır Hem sünnet Verelim Muhammed Mustafa’ya ve Ehl-i Beytine salâvat Allahümmesalli ala Seyyidina Muhammed Ve ala Ali Seyyidina Muhammed. Dünya kuruldu pazartesi (ya da ikrar iman üzeri) Hakk’a kul olana indi Muhammed Mustafa Ol on iki imamın ikrar honçası Muhammed Ali’ye ikrar verdik olduk Ehl-i Beyt bendesi Yolumuz erkânımız sana bağlı ya Hüseyin-i Kerbela Ya Hak sen kabul eyle cümlesinin hürmetine" diye devam eder. Bu duadan sonra honçaya indirilen tepsiye para atılır. Toplanan bu para orada bulunan seyyitlere, sünnetçiye ve sünnet düğününde hizmet edenlere dağıtılır.
Bu arada önemli bir gelenek de sünnet sırasında kirve ne kadar harcama yapmışsa onun masrafları aile tarafından karşılanarak, kirvenin maddi açıdan zor duruma düşmesi engellenir. Kirvalık duası bitip; çocuğun sünnetiyle birlikte aileler artık peygamber dostluğu denilen inanç kardeşliği içerisinde hayatını devam ettirirler. Kirvalık ve musahiplik, bir ikrar (ahd) olayıdır. İkrar olayı, Alevilikte kilit noktayı teşkil eder. Bu ikrar olayı Kur’an ve Ehl-i Beyt etrafında çercevelenen batınî (içsel gerçek mana) bir derinlikte yorumlanmaktadır. Genelde Kur’an’da yer alan ayetlerle bu ahd yani ikrar olayı, doğrudan Allah ile yapılan sözleşme olarak değerlendirilir. Bunu da özellikle, “Seninle antlaşma yapanlar benimle yapmış gibidirler…” (Fetih, 10) ayeti ile perçinleştirerek dönülmez bir antlaşma olarak değerlendirirler. Bu inanca bağlı herkes ikrarlı olmak zorundadır. Çünkü “El İkrar Minel İman” yani; ikrarı olamayanın imanı olmaz, ilkesiyle herkesi inanç içerisindeki yerini almaya teşvik eder. Bundan dolayıdır ki Alevilerde ikrar bozulmaz. Çünkü ikrar Allah’a verilmiş bir ahd’tir. Bundan dönülmez. Dönen “düşkün” sayılır.