- 577 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sevgiliye Mektup
Günaydın sevgilim.
Bugün İstanbul’um bir gelin gibi bembeyaz oldu.
Bir görsen yağan kar ile her yer bembeyaz olunca alışkın olmadığım bu durum beni bir hayli bir çocuk gibi mutlu etti. Hatta öyle ki gece yarısı saat ikide dışarıya poşetlerini leğenlerini alıp çıkan hiç tanımadığım insanların arasına bende katıldım.
Uzun zamandır böyle eğlenmemistim.
Kar işte biraz saflık biraz da çocukluk demek ya; bende hiç çekinmeden tanıyıp tanımadığım insanlarla "bol bol kartopu savaşı yaptım."
Karların üzerine "boylu boyunca uzanıp" meleklerin gökyüzünden o kar tanelerini yere indirişini izledim.
Sonra o kar taneleri yüzüme dokunurken, çocukluğumun bir anısına gittim.
Bir kere İstanbul’da öyle çok kar yağmıştı ki adeta karın icinde tünel bile açmıştık.
Şaşırtıcı değil mi?
Bir fırsat bulup arkadaşlarımla dışarı karda oynamak için çıktığımızda bol bol kartopu oynayıp, kardan adamı da yaptıktan sonra çok üşümüstük.
Isınmak için inşaat halindeki bir binanın içine girip tenekeden soba yapıp içine inşaattan bulduğumuz tahtalar ile tutusturup ısınmıştık.
Çocukluk işte eve gitsek annemiz bir daha bizi dışarı salmaz korkusuyla ve oyuna doyumsuzlugun verdiği bir şeyle orada olmak büyük bir keyif ve maceraydı bizim için.
İşte o sığındığımız inşaatın önune kamyon ile kum dökülmüştü.kar yağışı ile üzeride karlarla ile kaplıydı. Bu inşaatın birinci katından karla kaplı kumların olduğu yere doğru çıkıp o zaman "hadi bakalım kim cesuratlasın da görelim?’’diye yarışma yapmıştık.
Tabi o zaman her zaman ki cesaretim ile ben daha cesurum dercesine birinci kattan kumların olduğu tarafa bir kaç kez atlamıştım. Ama en sonucu atlayışımda dizimi ağzıma çarpıp kanatmıstım.
Günlerce sıcak yemek yiyememistim.
İşte böyle sevgilim biraz haylaz bir çocuktu senin sevdiğin..!
Ah çocukluk işte hersey bizim için bir oyun iste ama artık büyüdüm her ne kadar yüreğim çocuk kalsa da..!
Sevgilim biraz önce eve girdim.Hemen üstümü başımı değiştirip en kalın kıyafetlerimi giydim.
Ne kadar üşüdüğümü daha yeni fark ediyorum.
Ama üsüdüğüme de değdi.
Çünkü; kar oynarken çocukluğumu bulmak güzeldi.
Biliyor musun aklımda hep sen vardın?
Ah keşke yanımda olsaydın karda seninle çocuklar gibi eğenirdik. Hem üşüyünce sen ellerimi nefesinle ısıtırdın o zaman hem ellerim hem de yüreğim de sıcacık oluverirdi.
Şimdi bu satırları okurken ah keşke deyip muzipçe güldügünü de hissedebiliyorum. Seni hınzır seni kesin karlara beni yatırıp ellerimi tutup direnmeme fırsat vermeden buse kondururdun dudaklarıma degil mi?
Ah sevgilim şimdi kendime kahve alıp bir taraftan dışarı izlerken bir taraftan da sana bu satırları yaziyorum.
Kar yağınca böyle oldu işte kar ile birlikte çocukluğumu da bulunca sana hatır sormayı unuttum.
Sen nasılsın? İyi misin?
En son mektubunda havanın çok soğuk olduğundan ve şantiyede kaldığından oranın yeterince ısınmayıp biraz üsüdüğünden bahsetmiştin.
Sen sıkı giyin hasta olma olur mu?
Sevgilim biliyorum zor tabi gurbetlik ama biraz daha sabretmek gerekiyor işte!
Hayallerimizi gerçekleştirmek için.
Senin için Rabbim’e her gün dua ediyorum bir an önce sağ salim kavuşmak için, seni Rabbim’e emanet ederek.
"Kişi sevdiğini Allah’a emanet ederse, Onu birdaha görmeden ölmezmiş.. Öyleyse Allah’a emanet ol sevgilim.
Unutma duamsın..!
Ve her daim kalbimdesin,bu yüzden kendine dikkat et ve yine unutma seni çok seviyorum sevgilim...
Nevin Aktekin Gülfirat
26/01/2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.