YELELİ ASLAN

• 25 Ocak 2022 Salı 11:37:11

14 Nisan 2013
Durgunluk ilikte ter yapıyor.
Sanat ve hayal arasındaki kavşakta ilimle kefeni dolduran uygarlıkları tanımak şart;
“Medeniyet tek dişi kalmış canavar”, herkeste tüy ürpertirken bunun sırdaşı Atatürk laikliğin tarifesini herkese açıklayan oldu.
Yasalarla içli dışlı olduğum pek söylenemez lakin sıcağı sıcağına kuşbakışımı tarihe uzattığımda görüyorum ki mahcup bir edebiyata hiç bir evliyadan nutuk inmedi!
Yunus Emre´de nitekim aşkın evrensel olduğunu savunurken nice medeniyetlerde dikkati çeken herkesin boyuna soykırımlarla ayakta kaldığı olmuştur!
Gerçek bir lisan her yerde aranış oldu ki belki tahminler antik latine belki de ingilizcenin medeni resmiyetine gider!
Hemende nikaha giren dillerde hararetli dinler bir ömre gel git olup susturulmuştur!
Hikmetin kadrinin konuşulduğu bir ülkede yaşamaksa zaten sanatı sanatçının saati yapar;
Boyuna serçe taifesi işler tapınak hayallerde!
Perfeksionist olanların tahmini yine bir gelip pir geçinen ordu komutanı Mustafa Kemal oldu!
Kamil bir dile sahipti, dedim!
Konuşmalarını takip edenler onun nezaketini hayati felsefi bir inançla tarif etmesinde bulduklarını ve dininde hizasında bir şuura sahip olduğunu anlatıyorlar!
İslam dininin kesinlikle kitapla eşit bir ferahlıkla açıklanacağı döneme kadar medeniyete ruhsallığında tökezleyeceğimiz kanaatindeyim!
Sanatçı kişiliklerde affa giremeyen tek hukuk düzenine dindarlığın sokulması olurdu!
Yani dindarlığın filizlenmesinde bir Aslan olmak var birde aslana yele geçirmek!
Vazgeçilmez birde sanatçı eli vardır ki hayranlık yasasını sadece kitabıyla eş değerde tutar!
Kitabın uygarlıkları araştırıp zaman kavramını da çözüp dünya eline indiği imgesel bir gerçek!
Peki kıyametin bile görselliğini içen bu açıklayıcı ayetler neden yıllarca dindar ve milliyetçi cahiller arasında dikizlendi?!
Demek ki sanatın içeriği de arayışı cüzdanda bulmaktı ki orada elimize sıkıştırılan İslamlı anadil mektubu oldu!
Kabahat kimin peki?
Medeni bir dişle ilik terleten akıllılarmı yoksa paşaların fesinde de aynı insancıl bakışı yakalayan gürbüz bellekler mi?
Ehemmiyetim yok benim nazırlığın bu haddine!
Kuruntu olmadan fark ettim ki dinide dindarlığı da sanat aşamasına Türk edebiyatında benzer bir simayla kurduk!
Türkçede İslam Atatürk´le başladı ve Atatürk’ün tartışmalarından esinlenen haritadan da sanata açıldı!
İslam kuşku götürmez bir gerçektir ve adı da bir filozof kaftanıdır!
Atatürk!
Halifelerin elinden evrenin kitabını alarak tanımlamayı bir tek göze devretti oda tek dişini yaratana soran sanatçı idi!
Demek ki sanatta Atatürk´le devletliye mukaddes yapıldı!
O halde derki felsefe amirleri:
Her şey sadece ezel türküsünü yaka paça düşsellikte tanımlamak!
İyi bir asker iyi bir baba vede fedakar bir erkekti Atatürk; entrikaların uyuşturulup maskaralıkların tedavi edilip uygarlık diye sorgulandığı nesil testisinde!
Ìslam devlet hanesi degil der inanç insanın bel kemiğinin tarikatıdır!
O halde iyimser birde gerçekti onun felsefesi!
Mekanizma kıyamet gününe kadar sorgulanmaktadır!
Sosyal hayata hoyratlıkla yaklaşmayanlar kitabı inceleyenler olacaktır!
Ìstek ne olaki herkes Ìslam perdesinde Atatürkçü olunca asaleti tartıyor?
Huylu huyundan vazgeçmeden diyelim ki evrensellik insanda yansımasıda Atatürk´tür!
Aşka tapan bir kul vardı!
Döl oldu bine bölündü!
Şakaya yakasını takan vardı önder olup sevabına soyundu!
Hürmet gönlünde eli öpülenler vardı, asker olup hocalığa büründü!
Ruhu kıbleye yatan asaletler vardı, İslam her yerde kafasına buyruk oldu! Atatürk öfke bilmeden kör bir halka medeni bir diş taktıysa; bilinsin ki kurda hamam fazilettir!
Ruhu müze degil fakat hepimize kadir gecesinin zümrütüdür!
Paslanmış kulakların yaşı kalsın!
Atatürk ellerimin kışlasında tanıyıp yuvamda dokuduğum ender rastlanan bir isimdir!
Adı sadece pir olsun!
Aşkı adaletin fesidir, ilimin servetidir!