- 229 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur'an Tefsiri (KÂF)
KUDDUSİ, Tarik-ul Kur’an Tefsiri
KAF SÛRESİ
21-وَجَاءتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّعَهَا سَائِقٌ وَشَهِيدٌ
"Herkes beraberinde bir sürücü ve bir şahit bulunduğu halde gelecektir."
İbn Abbâs (radiyallahu anh): Sürücü meleklerden şahit ise kişilerin kendi nefislerinden olan eller ve ayaklardır.
Ebû Hüreyre(radiyallahu anh): Sürücü melek, şahid ise ameldir.
Mücahid de şöyle demiştir: Sürücü de, şahit de iki ayrı melektir.
Cabir b. Abdullah(radiyallahu anh) yoluyla gelen hadiste şöyle demiştir: Ben Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)’ı şöyle buyururken dinledim:
"Şüphesiz ki Âdemoğlu yüce Allah’ın kendisini ne için yarattığından yana gaflet içerisindedir. Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah, kulunu yaratmak istedi mi meleğe; Onun rızkını, eserini, ecelini yaz, bedbaht mı yoksa bahtiyar mı olduğunu yaz, der. Sonra bu melek yükseklere çıkar, yüce Allah bir başka melek gönderir. Bu da onu yükümlülük çağına gelinceye kadar korur. Daha sonra yüce Allah onun iyilik ve kötülüklerini yazacak iki melek gönderir. Ölüm ona geldi mi bu iki melek de yukarı çıkarlar. Sonra ölüm meleği (selam ona) gelir, canını alır. Kabrine girdirildiği vakit bedenine ruh geri verilir. Sonra da ölüm meleği çıkar. Arkasından kabir melekleri ona gelir, onu sorgularlar. Sonra bu iki melek de çıkar.
Kıyâmet koptuğu vakit iyilikler meleği ile kötülükler meleği onun üzerine inerler. Boynunda bağlı bulunan bir kitabın düğümünü açarlar. Sonra da onlardan biri sürücü, diğeri de şahit olmak üzere onunla birlikte hazır bulunurlar.
تفسير الماوردي
قوله عز وجل : { وَجَآءَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَّعَهَا سَآئِقٌ وَشَهِيدٌ } أما السائق ففيه قولان :
أحدهما : أنه ملك يسوقه إلى المحشر ، قاله أبو هريرة وابن زيد .
الثاني : أنه أمر من اللّه يسوقه إلى موضع الحساب ، قاله الضحاك .
وأما الشهيد ففيه أربعة أقاويل :
أحدها : أنه ملك يشهد عليه بعمله ، وهذا قول عثمان بن عفان والحسن .
الثاني : أنه الإنسان ، يشهد على نفسه بعمله ، رواه أبو صالح .
الثالث : أنها الأيدي والأرجل تشهد عليه بعمله بنفسه ، قاله أبو هريرة .
ثم في الآية قولان :
أحدهما : أنها عامة في المسلم والكافر ، وهو قول الجمهور .
الثاني : أنها خاصة في الكافر ، قاله الضحاك .
تفسير القشيري
{ كل نفس معها سائق } سائقٌ يسوقها إمّا إلى الجنة أو إلى النار ، وشهيدٌ يشهد عليها بما فعلت من الخير والشرِّ .
تفسير البغوي
{ وجاءت }، ذلك اليوم، { كل نفس معها سائق }، يسوقها إلى المحشر، { وشهيد }، يشهد عليها بما عملت، قال الضحاك السائق من الملائكة، والشاهد من أنفسهم الأيدي والأرجل، وهي رواية العوفي عن ابن عباس. وقال الآخرون هما جنيعاً من الملائكة، فيقول اللّه
22-لَقَدْ كُنتَ فِي غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا فَكَشَفْنَا عَنكَ غِطَاءكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ
"Yemin olsun, gerçekten sen bundan gaflet içinde idin. Senden perdeni açtık; bugün gözün çok keskindir."
Şüphesiz sen bundan gaflette idin; Gaflet, insanın, işlerin gerçeğini anlamasına engel olan ve ahirete perde olan bir haldir.
Bu âyetin muhatapları hakkında da üç görüş vardır:
Birincisi: O, kâfirdir, bunu İbn Abbâs, Salih b. Keysan ve diğerleri demişlerdir.
İkincisi: O, mü’min ve kafir için geneldir, bunu da Hüseyn b. Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas, demiştir.
Üçüncüsü: O Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)’dir. Bunu da İbn Zeyd söylemiştir..
Birinci görüşe göre mana şöyle olur: Sen dünyada bunu inkâr etmekle bu günden gafildin.
İkinciye göre de şöyledir: Sen kıyamet korkularından gafildin.
"Senden perdeni açtık” dünyada kalbini, kulağını ve gözünü bürüyen perdeni, yani Sana kapalı olanı gösterdik.
Üçüncüye göre de şöyledir: Sen vahiyden önce, sana vahyedilenden gaflette idin.
"Bugün” üzerinde de iki görüş vardır:
Birincisi: O kıyamet günüdür, bunu da çoğunluk, demiştir.
İkincisi: O dünyadadır, bu da İbn Zeyd’in görüşüne binaendir.
"Bugün gözün çok keskindir."
Bunda da iki görüş vardır:
Birincisi: Gözün keskindir; mizana konulan iyilik ve kötülüklerini çok iyi görür. Bunu Mücâhid, demiştir.
İkincisi: O, ahireti gördüğü için gözünü kırpmamaktadır, bunu da Mukâtil, demiştir.
Gözden murat edilen şey ise; bilinen gözdür, bunu Dahhâk, demiştir. veya ilimdir, bunu da Zeccâc, demiştir.
تفسير البغوي
{ لقد كنت في غفلة من هذا }، اليوم في الدنيا، { فكشفنا عنك غطاءك }، الذي كان في الدنيا على قلبك وسمعك وبصرك، { فبصرك اليوم حديد }، نافذ تبصر ما كنت تنكر في الدنيا. وروي عن مجاهد قال يعني نظرك إلى لسان ميزانك حين توزن حسناتك وسيئاتك.
تفسير القشيري
ويقال له : { لَّقَدْ كُنتَ فِى غَفْلَةٍ مِّنْ هَذَا فَكَشَفْنَا عَنْكَ غِطَاءَكَ فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حِدِيدٌ } .
المؤمنون - اليومَ بَصَرُهم حديد؛ يُبصرون رُشْدَهم ويحذرون شرَّهم .
والكافر يقال له غداً : { فَبَصَرُكَ الْيَوْمَ حَدِيدٌ } أي : ها أنت عَلِمْتَ ما كنتَ فيه من التكذيب؛ فاليومَ لا يُسْمَعُ منكَ خطابٌ ، ولا يُرْفَعُ عنكَ عذابٌ .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.