- 3941 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKİYE'DE YAŞAYAN KRİPTO YAHUDİ- BEYAZ TÜRKLER-DÖNMELER ÜZERİNE BİR İNCELEME...
’’Her şey 1492 yılında imzalanan Elhamra Kararnamesi ile başladı.
Bu kararname ile İspanya’da yaşayan Yahudiler ziynet eşyalarına el konularak kovuldu.
O tarihte İspanya’da 300 bin Yahudi yaşıyordu. Bugün sayıları 40-50 bin civarında.Kararın ardından 100 bin Yahudi, Kuzey Afrika’ya kaçtı.2. Beyazıt, büyük bir soykırıma uğrayan bu Yahudileri topraklarımıza kabul etti.Onlara yurt ve iş verdi.
Sefarad Yahudileri Osmanlı İmparatorluğu topraklarında; İstanbul, İzmir, Selanik ve Safed şehirlerine ve civarına yerleştirildi.
Bugün Türkiye’deki Yahudilerin % 90’ı ‘Sefarad Yahudi’si denilen bu Yahudilerdir.
Osmanlı tebaası altındaki bu Yahudiler hakikaten çalışkan kimselerdi.
Ticarette mahirlerdi. Bu sayede Osmanlının bütçesine çok önemli katkı sağladılar.
Kendileriyle ne ekonomik olarak ne din ne de siyasi olarak bir sıkıntı yaşanmadı…
Ta ki 1648 yılına kadar.1626’da İzmir’de doğan ve kendisi de ‘Sefarad Yahudi’si olan Sabatay Sevi, 1648 yılında henüz 22 yaşındayken Mesih olduğunu ilan etti.Her iki kıtada binlerce mürit edinen Sabatay Sevi, Yahudiliği ikiye böldü.
İzmirli hahamlar Sabatay Sevi’nin dinlerini bozduğu gerekçesiyle öldürülmesine karar verdi, ama yapamadılar. Kendileri yapamayınca Osmanlı sarayına şikâyet ettiler.
Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa, Sevi’yi yakalatıp, Haliç’teki Bagno Zindanı’na kapattırdı.
Sabatay Sevi’yi yargılamak için bir divan kuruldu.
Sultan 4. Mehmet de divanı ’paravanın arkasından’ izledi.
Sabatay Sevi, hahamların talebiyle fitne çıkarmaktan yargılandı. Sevi ise Mesih olduğunu iddia etti.
Divan reisi: "Karıştırmadığın halt kalmadı. Uyandırmadık fitne bırakmadın Sabatay Efendi. Madem Mesih’sin. Haydi, bakalım şimdi göster kerametini!" dedi.
Divan şuna karar verdi; Sevi soyunacak, vücudu okçulara nişangâh yapılacak. Oklar vücuduna işlemezse, o zaman Padişah da onun Mesih olduğunu resmi olarak tasdik edecekti.
Müritleri ona; kılıç, ok, tüfek, kurşun işlemez, hatta onu ateş yakmaz diye itikat ediyorlardı.
Divan heyetinin kararını duyan Sabatay Sevi, “Adiyo santo!”(İsp. Kutsal ses) diye titremeye başladı ve her şeyi inkâr etti. Ayrıca Mesihlik davasının bazı Yahudiler tarafından ortaya atıldığını, kendisinin asla böyle bir iddiada bulunmadığına dair yeminler etti.
Divan heyeti bu inkârından tatmin olmadı. Kararı uygulayacağını bildirdi.
Oklarla öleceğini bilen Sevi, son bir manevra yaparak Müslüman olacağını açıkladı.
Sabetay Sevi; Müslüman olduğu takdirde geçmiş günahlarının af edileceğini ve bu sayede canını kurtaracağını hesapladı.Nitekim öyle de oldu.Müslüman olunca hakkındaki suçlamalar düştü ve af edildi.
Canını kurtarmak için takiyye ile Müslüman olan Sevi, müritlerine farklı bir hikâye anlattı.
Osmanlı padişahının kendisini zorla Müslüman yaptırdığını, kendisinin bunu kâğıt üzerinde kabul ettiğini ama kalben asla dönmediğini bildirdi.
Oysa bu çok büyük bir yalandı.Bizim dinimiz tebliğ dinidir. Din-i İslam’da zorlama yoktur. Çünkü İman dil ile değil, kalp ile yapılır. Böyle olunca da dile değil kalbe bakılır.
İnsanın kalbini de Allah’tan başka kimse bilemeyeceği için, hiç kimse Müslüman olması için zorlanamaz. Zorlanma da yasaklanmıştır.
Bu hakikat ışığında, Sevi’nin zorla Müslüman edilmesi asla ama asla mümkün değildir.
Sabetay Sevi’nin bu yalanı; dönmeleri, Osmanlı’ya ve Türk milletine düşman etti.
Sabetay Sevi, ölmeden önce müritlerine 18 emir bıraktı.
Sahte Mesih, Sahte Müslüman Sabatay Sevi, müridlerince uyulması gereken esasları 18 madde halinde toplamıştır.
Bir noktada Dönmeliğin-Sabataizmin manevi nizamnamesi olan bu uydurma kurallar “Revue Etules Juive”de İbranice olarak neşredilmiştir. Söz konusu emirler Milli Gazete yazarı Fahri Güven tarafından yazılan köşe yazısında dile getirildi.
Söz konusu nizamnameyi Prof. A. Galanti Fransızcaya, İbrahim Alaeddin de Fransızca’dan Türkçe’ye tercüme etmiştir. Sahte Mesih’in serdettiği kurallar şöyledir:
“1- Hâlık’ın birliğine iman edilsin.
“2- Onun hakiki Mesih olduğuna, ondan başka halâskâr bulunmadığına, Sabatay Sevi’nin Davud neslinden geldiğine iman edilsin.
“3- Tanrı’nın ve Mesih’in adına yalan yere yemin edilmesin.
“4- Tanrının adı anıldığı zaman tazim gösterildiği gibi, Mesih’in adı geçtiği zaman da tazim gösterilsin.
“5- Mesih’in sırrını anlatmak ve tetkik etmek üzere içtimadan içtimaa gidilsin.
“6- Sabataistler arasında katiller bulunmasın.
“7- Kislev ayının (Yahudi yılının dokuzuncu ayı) 16. günü herkes bir evde toplanarak Mesih hakkında ve Mesih imanının sırrı hakkında işittiklerini birbirine anlatsın. (Bu tarih Sabatay Sevi’nin Edirne Sarayı’nda Müslümanlığı kabul ettiğini söyleyerek Sabataistliğin teessüs ettiği gündür. 16. Rebiülevvel).
“8- Aralarında zina hüküm sürmesin. “Beria” vesilesinde dahi hilekârlardan ihtiyatlı bulunmak lâzımdır.
“9- Yalancı şahitlikte bulunmasınlar ve kendi yakınlarına karşı yalan söylemesinler.
“10- Hiç kimse Sarık imanına (yani zümreye mahsus İslâmlığa) zorla ithal edilmesin, hatta inansa bile.
“11- Aralarında kıskançlar, muhterisler ve kendilerine ait olmayan şeylere karşı arzu vehırs gösterenler bulunmasın.
“12- Kislev ayının 16’sındaki bayram, büyük sürur ile ilân edilsin.
“13- Birbirlerine karşı mürüvvetli davranılsın.
“14- Davud’un Mezamiri hergün gizli olarak okunsun.
“15- Ayla güneşin karşı karşıya gelerek bakışmaları için dua edilsin. (Ay tutulması hadisesi vaktiyle Yahudilerce Mesihlik alâmeti olarak tefsir edilirmiş).
“16- Türklerin adetlerine, onların gözlerini örtmek maksadıyla dikkat edilsin. Ramazan orucunu tatbik için sıkıntı gösterilmesin ve aynı şey Kurban Bayramı için de yapılsın. Gözün gördüğü her şey ifa edilmelidir.
“17- Müslüman Türklerle nikah aktedilmesin.
“18- Sünnet etmek için itina edilsin.”
Sahte Mesih emrettiği 18 maddenin bunlar olduğunu belirttikten sonra şunları ilave ediyormuş:
“İçlerinden bazısının Beria Kanununa ait olması gövdenin henüz İsrail oğullarına şeytandan ve kabilesinden (?) intikam almağa müsait olacağı derecede kuvvetlenmemiş bulunmasındandır.
O tarihte (yani gövdenin intikama müsait olacağı devirde) herkes müsavi olacak, artık hiç bir emir ve nehiy sevap ve günah kalmayacak ve küçükten büyüğe herkes beni tanıyacaktır)
Bana inanan müritlerime şunu da haber vereyim ki “Bernia” ile “Asilut”a itina etsinler. Ve keşif ve ilham zamanına kadar ondan hiçbir şey eksiltmesinler.
Onlar o zaman hayat ağacının altına girecekler ve hepsi birer melek olacaklardır...”(1)
İlmi ve tarihi tetkikler başlığı altında konuyu ele alan muharrir, Sebilürreşad’da “Dönmeliğin tarihçesinin” üçüncü kısmını 6 bölüm halinde incelemiştir. Söz konusu bölümler Sebilürreşad’ın I. cildinde yer almaktadır.
Bu emirlerin 16’ncı olanı;- Türklerin adetlerine, onların gözlerini örtmek maksadıyla dikkat edilsin.
Ramazan orucunu tatbik için sıkıntı gösterilmesin ve aynı şey Kurban Bayramı için de yapılsın. (Sabetaylar gündüz oruç tutar, iftardan 5 dakika önce Müslümanlara inat açar.)Gözün gördüğü her şey ifa edilmelidir. (Takiye olarak Müslüman Türk gibi görünün)
17’nci emri ise;- Müslüman Türklerle nikâh akdedilmesin.(Evlenilmesin)(İsmail Cem İpekçi iki kızını Iraklı Sabataycı damatlarla evlendirmiştir.)
Böylece ‘DÖNME’ denilen Türkiye’deki Sabetayların dönemi başlamış oldu.Bunların ismi Türk, dini İslam ama kalbi Yahudi’dir. Asla ve asla dönmemişlerdir.(2)
Halen de Nüfus cüzdanlarına; Musevi oldukları halde dini kısmına İslam yazdırırlar.Sevi’nin zorla Müslüman edildiklerine inanan müritleri, Osmanlı’ya ve Türklere büyük bir kin bağladı. Osmanlıyı ve Din-i İslam’ı yıkmayı kendine vazife kabul etti.
Bu topraklardaki günümüzde de dâhil, bütün fitne ve karışıklıkların ardında bunlar vardır.
Osmanlının zayıflamasını fırsat bilip İzmir ve Selanik’te bu topraklardaki ilk mason teşkilatını yine bunlar kurdu. Masonluk kisvesi altında dinsizlik yaptılar.
Sabetaycı iken itirafçı olan Ilgaz Zorlu mahkemeye sunduğu dilekçesinde şöyle dedi;-Çok fazla sayıda Sabetaycı mason tanıdım. Ben şunu gördüm. Masonluk bir anlamda Sabetaycılar için bir din haline gelmiştir. Masonluk işaretlerinde, gizledikleri dinlerini buluyorlar. Nitekim pek çok Sabetaycının da mason olmasının sebebi budur."
Ulu Sultan Abdülhamid Han’ı tahttan indiren İttihat Terakki’nin Hareket Ordusu’nda; 700 Selanikli Yahudi’nin oluşturduğu “Gönüllü Musevi Taburu” bulunmaktaydı.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda bu Sabetaycılar oldukça etkin rol aldılar. Özellikle Mason kimliğiyle önemli noktalarda görev aldılar.
1924 yılında imzaladığımız Mübadele, Türkiye için yeni bir facia oldu.Sahada kazandığımız zafer, Lozan’da imzaladığımız mübadele anlaşmasıyla, hezimete döndü.
1924 Balkan Mübadelesi; Türk milletinin Batıdan ve Yunandan yediği en büyük goldür.Mübadele ile 1.200.000 Ortodoks Hristiyan Rum; Anadolu’dan Yunanistan’a, 500.000 Müslüman Türk de Yunanistan’dan Türkiye’ye gönderildi.
Türkiye’ye yollananlar arasında; 30-40 bin Selanik Yahudi’si de bulunuyordu.Bunlar Sabatay Sevi’nin müritleriydi ve kâğıt üzerinde Türk ve Müslüman görünüyorlardı.
Kısaca; İslam’a ve Türk milletine diş bileyen 40 bin kindarı içimize aldık.Sabetaycılar Osmanlı döneminde yerleştikleri Selanik’te ticaret erbabı olmuştu. Tüccarları aşırı zenginleşti. Limanları işletip büyük para kazanıyorlardı…
Yunan hükümeti, hem bunların malına el koymak hem de Sabetaycı belasından kurtulmak için Mübadeleyi fırsat bildi. Belayı başından atıp başımıza sardı.
30-40 bine yakın Sabetay Yahudi’sini, Türkiye’ye postalayıp kendini kurtardı.Mübadelede Türk ve Müslüman olmayan Sabetaycıları aldık, ama hakiki Türk ve Müslüman olan Batı Trakya Türklerini almadık almaya da teşebbüs etmedik.
Sabetaycılar Türkiye’nin en güzel yerlerine yerleştirildi.İzmir merkezleri oldu. Oradan Çanakkale Bursa, İstanbul ve Tekirdağ’da iskân edildiler.
Büyük çoğunluğu okumuş olan dönmelerin gençleri, babalarının teşvikiyle devlet dairesinde işe girmek için Ankara’nın yolunu tuttu.
Dönemin başbakanı olan İsmet İnönü’nün şu sözü meşhur olmuştu;- Ankara garında bekler, trenden inen her kravatlıyı yakalar ve Dışişleri Bakanlığı’nda memur yapardık.Maalesef o kravatlılar Sabetaycı gençleriydi.
İşte bugün Dışişleri’nde ‘Monşer’ diye bilinen kimseler, o trenle gelen Sabetaycı gençleriydi.AK Parti dönemine kadar Dışişleri bakanlarının tamamına yakını Sabetaydı. Hatta bunlardan birisi hem haham hem de Melâmî şeyhiydi.
Hafta içinde Türkiye’nin Dışişleri Bakanı, Hafta sonunda sinagogda Haham idi.O yıllarda; Bürokrasi, Ordu ve eğitimdeki boşluk Sabetayistler tarafından doldurulmuştu. Babaları ise ticaretle uğraşıp büyük zengin oldu.
Hem ekonomik yönden hem de hâkim oldukları bürokrasi ile siyasi yönden Türkiye’nin yönetimini belirleyecek seviyeye geldiler.
Yalçın Küçük’ün yazdığı gibi İsmet İnönü’nün eşi Mevhibe İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk hepsi de Sabetaycıydı.Düşünün Müslüman Türklerin başına Sabetaycı bir Cumhurbaşkanı geldi.
İhtilalci Kenan Evren’in Başbakanı Bülent Ulusu da Sabetaycıydı.
Turgut Özal merhuma kadar Çankaya Köşküne Sabataycı olmayan bir tek Devlet Başkanı çıkmadı sözü çok manidardır.Maalesef onu da Sabataycı yahudiler tıpkı Fatih Sultan Mehmet Hanı zehirleyen yahudi doktor Yakup (Jakop)Paşa gibi,bilekleri kesilerek katledilen Sultan Abdulaziz Hanım gibi,hal edilen Sultan Abdulhamid cennetmekan Hanım gibi iktidardan zorla uzaklaştırdılar.
Sabetaycılar bu güce ulaşınca, Devletin yönetimine ve milletin dinine karışmaya başladı.Sabetaycılar TSK içerisinde yuvalanıp oradan aldıkları güçle siyasete müdahale ettiler.
Ilgaz Zorlu’nun itiraflarında şöyle dedi;- En çok örgütlendiğimiz yer ordudur. Her dönemde mutlaka kuvvet komutanı kademesinde Sabetaycı isimler yer alır. Genelkurmay başkanları da vardı.
Mason İsmet İnönü ve Kasım Gülek; 1960 darbesiyle ihtilal yolunu açtı.12 Mart askeri muhtırası, 12 Eylül askeri darbesi, 28 Şubat post modern 27 Nisan E-muhtırası da mason patentlidir.
15 Temmuz darbe girişiminin elebaşı Gülen dâhil, FETÖ’yü kuran 23 kişinin 16’sı da masondu. O Masonların tamamı Sabetaycıydı. Fetullah da anne tarafından Sabetaycıdır.
Fetö hareketi incelendiğinde ABD tarafından kurulup Türkiyede masonlar ve Sabetaycılar tarafından palazlandırıldığı görülür.Fetullah Gülen’in meşhur takiyesi, Sabetay Sevi’nin takiyesinden gelmedir.Buradaki ‘Mason’ denilen şey; aslında Sabetaydır. Kısaca dönmemiş dönmelerdir.
Laikliği din yapmak isteyen de, hayali irtica tehdidini ortaya atıp milletin dinini yaşamasını engelleyen de bu Sabetaycılar ’dır.
Gelelim BEYAZ TÜRK meselesine…Aslında bunlar ne beyazdır ne de Türk’tür. Yaptıkları işlere bakınca bunlar zift gibi siyahtır.Müslümanlar için “Göbeğini kaşıyan adamların oyuyla” diyerek aşağılayan köpek sevicisi Gazeteci Bekir Coşkun Sabetaycıydı.
“Benim oyum ile çobanın oyu bir mi?” diye soran ahlak fukarası zavallı bir manken de Sabetaycıydı.
İşte Beyaz Türkler, bu iki cümlenin içerisinde gizlidir.
Sabetaycılar kendilerini zengin ve okumuş saydıklarından, elit görürler.Türk milletine ise “Çoban” deyip, cahil insanlar sayarlar.
Böyle baktıkları için Türk milletini “Zenci Türk” kendilerini de “Beyaz Türk” olarak tanımlarlar…
Tam bir “Dağdan gelip bağdakini kovmak” durumu ile karşı karşıyayız.
İki kez sürüldüler. (İspanya ve Yunanistan tarafından) İkisinde de biz sahip çıktık.Arsızlığa yüzsüzlüğe,nankörlüğe bakar mısınız?
Yurt verdik, iş verdik. Şimdi bizi beğenmeyip bu topraklardan kovmaya çalışıyorlar.Merhametten maraz doğdu.
Başta dediğim gibi…Yunanistan bize öyle bir Sabetay hançeri sapladı ki, 100 yıldır uğraşıyoruz hala çıkaramadık’ (3)
Laiklik ilkesi 1937’de Anayasaya girdi.1982 Anayasası’nda asla değiştirilmeyecek ilkeler arasına sokuldu.
Laikliği anayasamıza sokanların amacı, dinin devlete karışmasını engellemekti.
Bu engellendi ama devletin dine karışması serbest oldu.Zamanla birileri Laikliği din gibi görüp, millete zorla kabul ettirmeye kalktı.Laikliği yeni bir din yapmak isteyenler, bu ülkede adeta terör estirdiler.
Laik terör yüzünden binlerce insan, toprağın altında veya zindanda çürüdü.Laiklik yüzünden hükümetleri yıktılar.
Laiklik yüzünden ihtilal yapıp, demokratik düzeni yerle bir ettiler.
Laiklik yüzünden Başbakanları astılar, siyasetçileri hapse attılar.Laiklik yüzünden partileri kapattılar.
Laiklik yüzünden; yazarların, çizerlerin, aydınların kalemlerini kırdılar.
Laik olmayan şirketleri batırıp yüzbinlerce kişiyi işsiz bıraktılar.En büyük korkuları; Müslüman bir millet olan Türk milletinin tekrar İslam şuuruna erişmesiydi.
Daha da önemlisi Osmanlı’nın geri dönüşüydü.Bugün etrafımızdaki Türk milletinin düşmanı bütün ülkelerin kâbusu da zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’ya dönüşmesidir.
İçimizdeki bir grup; Osmanlı’nın tekrar dönmesi korkusuyla yaşadı.Peki, kim bunlar?İşte bunun cevabını kendisi de eski bir Sabetaycı olan Yahudi Ilgaz Zorlu verdi.
İşte onun söyledikleri;- İpekçi ailesi, Karakaşlar kolundandır. Bu grup çok kapalı olduğu için size fazla bir şey söyleyemem. Ancak, Sabetaycılığın felsefesine ve ruhuna en sadık gruptur.
Dıştan bakıldığında Müslüman gibi görünürler, ama içlerine girdiğinizde Yahudi inancını desteklediklerini görürsünüz.
Gündüzleri Müslüman gibi oruç tutar, iftardan 5 dakika önce bozarlar.Sabetaycı olan Coşkun Kırca(Eski Dışişleri Bakanı), Müslüman gözükür ama İslamcılardan nefret eder.
Ben laikliğe de karşı değilim.Laiklik bir din değildir, fakat Sabetaycılar laikliği bir din haline getirdiler.Ey Türk milleti!..Şimdi anladınız mı kimlerin bu millete laikliği din gibi gösterdiğini.
Kimlerin milleti zorla laik yapmak istediğini ve kimlerin Müslümanları irticacı diye zindanlara attığını..
Yahudi Ilgaz Zorlu şöyle devam etti;- Ben Yakubiler ’in ve Kapancılar’ın dini organizasyonlarının bittiğini düşünüyorum.
Karakaşlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Onlar halen devam ediyorlar dini düşüncelerine. Halen organizeler ve halen din adamları yetiştiriyorlar. (İslam’a en büyük düşman bu gruptur.
Müslüman değildir Sabetaycılar, çünkü Müslümanlığı hiç görmediler hiç yaşamadılar. Müslüman ismi taşırlar ama bunlar hiçbir zaman İslam dinine inanmadı. Yahudi inançlarını sürdürdüler.
Laiklik Sabetaycılar için bir düşünce olarak hep var oldu. Zamanla bunu bir din haline getirdiler.
Bana göre Sabetaycıların dini laikliktir.Gördünüz mü?
İşte Sabetaycılar onlarca yıldır kendilerine din edindikleri Laikliği bu millete zorla kabul ettirmeye çalıştı.
CHP’ye sızdılar.Devlete sızdılar.Orduya sızdılar.Bürokrasiye sızdılar.Medyayı ele geçirdiler.İş dünyasına sahip oldular.
Sanat ve sahne dünyasını kontrol altına aldılar.Buralara hâkim olunca da sahip oldukları güçle bu millete tahakküm etmeye kalktılar.
Ilgaz Zorlu Sabetaylar ile Masonların arasındaki ilişkiye de açıklık getirdi..
Çok fazla sayıda Sabetaycı mason tanıdım. Ben şunu gördüm. Masonluk bir anlamda Sabetaycılar için bir din haline gelmiş. Nitekim pek çok Sabetaycı bugün birer masondur.
İnsanlarla Sabetaycılıkları konusunda hiç konuşmazlar. Dışarıdan baktığımızda Müslüman gibi gözükürler. İçlerine girdiğiniz zaman kuvvetli bir Yahudi inancını desteklediklerini görürsünüz.
Karakaşlar hiçbir zaman açık olmadılar. Ve çok açık olarak söylüyorum, Türk diplomasisinin yakından tanıdığı 4-5 diplomatın ailesi Karakaş grubundandır.
Büyükbabası hem haham hem Mevlevi şeyhi olan Emre Gönensay ve Coşkun Kırca. Bu isimleri saymakta hiçbir beis görmüyorum.
Ilgaz Zorlu’nun bu itiraflarını gördükten sonra emin olun ki delirmemek mümkün değil..Düşünün ki bir haham, Türk milletinin Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı yıllarca..
Bir Sabetay Yahudi’si Müslüman Türkiye’nin Cumhurbaşkanı oldu..Bir Sabetay Yahudi’si olan Samuel (Kemal) Derviş, Ekonomimizin başına oturdu. Türkiye’nin hazinesini IMF’de peşkeş çekti. Yaptığı devalüasyon ile Türk parasına yüzde 50 değer kaybettirdi.
Bir Yahudi Sabetaycı Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı yapıldı..Onlarcası bakan, yüzlercesi milletvekili..
Vatanı korumakla görevli TSK’da Sabetay Genelkurmay Başkanları ve Kuvvet komutanları vardı..
Neyse Ilgaz Zorlu’nun açıklamasından devam edelim..-Bugün bir ordu komutanı ve bir kuvvet komutanı Sabetaycı kökenlidir. (2000 yılı) Ve bundan başka pek çok Sabetaycı kökenli kurmay subay var..
.
CHP, kendisini İttihat ve Terakki’nin devamı olarak görüp, devrimci bir kimlik edindiğini söylüyor.Ben de bu devrimci kimliği Sabetaycıların ortaya çıkardığını ve Türk siyasetini şekillendiren önemli bir faktör olduğunu söylüyorum.
Türkiye’deki sol hareketi kuranlar Sabetaycılardır. 70’lerdeki sol hareketi Sabetaycılar kurdu.Mustafa Suphi ve Şefik Hüsnü Sabetaycidir. Yıldız Sertel’in annesi Sabiha Sertel Sabetaycıydı.
Bir dönem CHP’de ikinci adam olan Bülent Tanla’da Sabetaycıdır…Şimdi anlamışsınızdır sanırım CHP’nin laikliğe neden bu kadar yapıştığını…CHP’nin yıllardır neden dine bu kadar karşı olduğunu..
Kılıçdaroğlu’nun bugün helalleşme numaraları da emin olun bir Sabetaycı projesidir.CHP asla ama asla İslam ile helalleşmez. İstese de yapamaz çünkü Sabetaycılar buna izin vermez.
Maalesef Sabetaycılar ve onların kontrolündeki CHP kendilerini ülkenin birinci sınıf insanları sayıyor.
Kendinden olmayanları da ‘Göbeğini kaşıyan’ adamlar olarak görüyor.
Bu zihniyet; insanlık edip ülkemize kabul ettiğimiz ancak ihanetine uğradığımız Sabetaycı zihniyetidir.
Kemalizm ve Laiklik maskesi takan bu Sabetaycılar, Türk milletine yıllarca kan kusturdu.
Yahudi Ilgaz Zorlu bu hali de çok güzel anlattı;- Bakın, Türkiye’de birinci sınıf vatandaşlar ve ikinci sınıf vatandaşlar var. Diğer ayrımlar bunun gerisindedir. Sabetaycılar kendilerini birinci sınıf Türk milletini de ikinci sınıf görür. CHP ise Laikleri birinci Müslümanları ikinci sınıf sayar.
Türk halkı, kendisinin bağımsız olduğu gibi yanlış bir inancı taşıyor. Hâlbuki bağımsızlık maddiyatla olur. Maddi olarak güçlü olmadığınız sürece asla ama asla bağımsız olamazsınız.
Maddi güç de Yahudilerin elindedir.Sabetaycı kökenli politikacılar çok büyük miktarda para dağıtıyorlar. Mesela, çok merak ediyorum TESEV adlı vakıf ABD hükûmetinden ya da ABD’deki sivil toplum örgütlerinden ne kadar para alıyor ve bu paralarla kimlere is yaptırıyor? TESEV’in desteklediği bazı gazeteciler var.
Libya Lideri Muammer Kaddafi "28 Şubat sürecinde Sabetaycıların parmağı var" dediğinde bu adamlar (darbeci askerler) Libya’yla ilişkileri kesmeye kalktılar.
Aynı askerler, Çevik Bir Amerika’da Yahudi olduğunu söylediği zaman neden bir şey yapmadılar? ...Sabetaycıları bilmeden, güçlerini ve tesirlerini hesaba katmadan, Türkiye’nin siyasi yapısını, resmî ideolojisini anlamak, zihinlere takılan sırların içyüzünü fehm etmek mümkün değildir.
Bu konuya, ciddi ve ilmi araştırmalar seviyesinde yaklaşmadan, yakın tarihimizi çözmek de mümkün olamaz...
Millet olarak bir kez daha söylüyorum, Yahudi Ilgaz Zorlu’ya tekrar tekrar teşekkür etmeliyiz.
Cumhuriyet tarihinin en karanlık örgütü olan Sabetay örgütünün küçük bir kısmını da olsa gözler önüne serdiği için.Ilgaz Zorlu mahkemeye şu ihbarı yapmıştı..- İçimizde bir grup var. Bunlar Türkiye’yi ele geçirip başka bir ülkenin sömürgesi yapacak.
Emin olun bu gizli grup Türkiye’nin en önemli meselesidir.Öyle anlaşılıyor ki bunlar Sabetay’ın Karakaş Cemaati.. FETÖ’yü kuran da Masonlara hâkim olan da bu gruptur.
Aranızda Sabetayı hayatında ilk kez duyanlar vardır. Onlara birkaç hatırlatma yapayım.Abdülhamid Han’ı tahttan indiren Sabetaycılardı.Ulu Sultan’ı tahttan indiren İttihat Terakki’nin Hareket Ordusu’nda; 700 Selanikli Yahudi’nin oluşturduğu “Gönüllü Musevi Taburu” bulunmaktaydı.
Osmanlı’yı yıkan da yine bu Selanik Yahudilerinin oluşturduğu İttihat ve terakki hareketiydi.
Türkiye’ye masonluğu getiren ve yöneten de Sabetaycılardı.
Şapka kanununun çıkartılmasında da onlar etkili oldu. Fötr Yahudilerin milli şapkasıdır.Ülkücü /Devrimci, Türk/Kürt, Alevi/Sünni ve Laik/İslamcı çatışmalarını da Sabetaycılar körükledi.Bektaşi/Mevlevi dergâhlarını da bunlar kurup, cemaatlerini bozdular.
Bize ne kadar dinsizlik, arsizlik, geldiyse bu Selanik dönmesi Yahudilerden gelmiştir.Türkçe ezan, dindarlara baskilar,Askeri Darbeler, 28 Subat Postmodern Darbesi, opera, dans, bale, kerhane, şarap fabrikası, sinema ve mustehcenlik hep bunların eliyle yapılmıştır.
Buradan hareket edilerek diğer tarikatların Küçük Hüseyin Efendi-Üzeyir Garih bağlantılarının,Türkiyede bozulan Bektaşilik ve Aleviliğin,Adnan Oktarın,Melamiliğin, günümüzdeki bozulan tarikatların iyice araştırılması gerekir.’’
2001 de Eyüp’te bir cuma günü öğle vaktinde katledilen Alarko Holdingin sahibi yahudi işadamı Üzeyir Garihin de şeyhi olan 120 cm.boyunda olduğundan Küçük Hüseyin Efendi ismiyle ma’ruf zat ve Fetullah Gülen’e cemaat kurdurup saf Müslümanları kandıran da bunlardandı.28 Şubat’ta Sabetaycı generallerin eseriydi.
Ilgaz Zorlu’nun Sabetaycı olduğunu duyurduğu Çevik Bir, hayali bir irtica tehdidini gerekçe gösterip REFAH – YOL hükümetini bir post modern darbeyle yıktı. Refah Partisi’ni kapatıp Erbakan’ı siyasi yasaklı yaptı.
CHP’nin önünü açıp, Müslümanlara zulüm etti.Sabetay kontrolündeki Asker içerisindeki Laik=Dinsiz =MASON komutanlar her 10-15 yılda bir ihtilal yaparak, Türkiye’yi istedikleri fabrika ayarlarına döndürüyorlardı.
28 Şubat darbesinden 18 yıl sonra bu kez yine İslamcı dedikleri iktidara karşı ihtilal yapmaya kalktılar.
Askeri İhtilali; bu sefer Kemalist generaller yerine, Sabetaycıların kurduğu sözde dinci FETÖ ile denediler.
Türk milleti Allah’ın cc.yardımıyla darbecileri perişan etti.Sabetaycı örgütü ve FETÖ’yü darmadağın eyledi.
15 Temmuz Darbe girişimi Sabetaycıların bu ülkedeki en büyük mağlubiyetidir.
İlk kez çok ağır bir yenilgi aldılar. Hem kendileri hem de kurdukları FETÖ, dağıldı.Darbeden hemen sonra pek çok Sabetaycı iş adamı ve aydını FETÖ’cülerle birlikte Türkiye’yi terk etti.Erkekleri dini bozarken kadınları da milletin ahlakını bozdu.
Magazin basının sık sık haberlerini verdiği, ‘Cemiyet hayatı veya sosyete ” haberleri aslında Sebataycı cemaatinin hayatıydı.Hande Ataizi, Demet Şener ve Aleyna Tilki gibi yarı çıplak kadınlar da Sabetaycıların çocuklarıydı.
Kameraların önünde gayri meşru ilişki yaşarken gördüğümüzde, “Bunların babaları, kocaları yok mu” diye seslendiğimiz o kadınlar da Sabetaycı kadınlarıydı.
Ilgaz Zorlu’nun dediği gibi; bugün Türkiye’de kim ünlü ise, mutlaka Sabetaycı bağlantısı vardır. Sinemada da böyle TV’lerde de böyle, Kültür ve Sanatta da böyle. Orhan Pamuk da bir Sabetaycıdır.
(Bkn.Televizyon dizileriyle algı operasyonu-Vurun kahpeyeYeşilçam filmleri ile ahlakı bozdular yazım.)
Türk medyası Sabetaycıların kontrolünde olduğu için onlar kendinden olmayanı asla parlatmaz.Biliyorsunuz bugünlerde ülkemizde bir ekonomik sıkıntı yaşanıyor. Kur, enflasyon ve stokçuluk meselemiz var.Ekonomik meselelerin temelinde de bir Sabetaycı bağlantısı mutlaka vardır.
***
Adem Aleyhisselam ve Havva annemize tahkirli şarkı sözü yazan ... kimdir?Kapaniler ne demektir?
1496’ da Sultan 2.Beyazıd Han zamanında İspanya’da Engizisyon tarafından yakılmaktan kurtarılıp Osmanlı’ya gemilerle getirilen onbinlerce Seferad Yahudileri İzmir’e yerleştirilir. Pek bilinmez Türkiye’de en büyük Yahudi mezarlikları izmir’dedir bu yüzden.
İzmir’in Karsıyaka semtınde Havradan Sinagog ve kiliseden gecilmez.Latife Hanımın vb.evleri ve mezarları burada yer alır.2007-2008 yılında iki defa 15 gün Eğitim faaliyeti munasebetiyle bizzat gezip gördüm inceledim.
2007-2008 de bendeniz.İstanbul’da Üsküdar Selanikliler caddesindeki Bülbülderesi Dönmeler mezarlığını iki defa gezdim,mezar taşlarındaki isimleri bir bir not ettim.
Sabatay Sevi, Yahudi din adamı ve tarikat lideriydi. Sabatay Sevi 1626 yılında Osmanlı topraklarında, İzmir Agora’da doğdu.
22 yaşında Mesihlik iddiasında bulundu. Dünyayı kötülüklerden arındıracağına, tüm Yahudileri mukaddes İsrail’e götürerek orada yeniden tapınağı inşa edeceğine inanıyordu.
Sonra taraftar toplamak için Selanige gitti ve Sebetayların merkezi Selanik oldu. Ayrıca Yahudiler sermeyedar oldukları için İstanbul Boğaziçi ve Şişli gibi yerlerde nüfuzları oluştu. Kapalıçarşı Ermeniler ile onların elindedir.
Uskudar’da bulunan Bulbülderesi mezarlıgı Feriköy Mezarlıgı Ulus Mezarlıgı bir Sabataycı dönme gizli yahudi mezarlıgıdır.(Bknz.Bülbülderesi Mezarlığı soyadları)
Selanikte 1850’de bazı kaynaklarda %40 bazı kaynaklarda nüfusun yarısı Sebetaycı idi. 1900 lerin basında Selanik’in yuzde doksanı Sabataycı idi.
Osmanlıyı yıkmak Sultan Abdulhamidi Hal için için gelen Mahmut Sevket Pasha!! idaresindeki Harekat Ordusunun tamamı Sabataycı idi. Bu ordu Selanikten yola cıkmıstı.31Mart tertibiyle Halife Hal edilmişti.
İzmir ise Özellikle (Karşıkaya ve Kestanepazarı( Kemeraltı) dönme Yahudilere aitti. Sebetaycılar üçe ayrılıyordu. Yakubiler, Karakaşlar ve Kapani’ler.
İşte ...nun babası Sebetaycıların bu Kapani kolundan. Babası kim mi? Sami Yıldırım. Namı diğer Yaman Dede!!.Şimdi sıkı durun.!!
1982 15 Ocak’ta Feto’nun ilk kurulan okulu Yamanlar’ın kurucularından,ilk müdürü ve Feto’nun kadim dostum dediği kişi. Bu okuluda 2008 de yakından gördüm, gezdim, inceledim.
Fetöyü ilk olarak İzmir’de Kestanepazarı’nda kuran ve yıllar içerisinde Devlete yerleştirenler hep bu dönme idareci işadamı akademisyen askeri erkan içinde gizlenmiş dönme yahudilerdir.
Evet kızı ... denilen ... Yıldırım. Sebetaycılar mesela Vehbi Koç holding, Zorlu grubu,Basbakan Adnan Menderes, Celal Bayar vb.leri görüntü de müslüman olduklari için hem müslüman ismi hem de Yahudi ismini cagristiracak ve aile içinde kullanılacak isim alırlar. (Bkn.Efendi Kitabı.)
Bizden cok namaz kılar, oruc tutar gorünür ve Hacca umreye dahi bizden daha çok giderler.Ama muslümana Türkiyede hayatı dar ederler.Tüm askeri darbeleri ve 28 Subatı Sabataycı yahudi dönmeler yapmışlardır.
Genellikle soy isimlerinden Sabataycı oldukları anlaşılır.Men Man Er ir,vb...e aile için... demeleri de bu yüzdendir.
Sabetay ...nun Müslümanların ana ve babası olan Âdem Aleyhisselam’a ve Havva Anamıza hakaretinin ortaya çıkmasının üzerinden bugün tam on gün geçti:
10 günden sonra garip bir açıklama yaptı;“Ben avım sen avcı, kim yolcu kim hancı… Beni ezemezsin”
Özürü falan bir kenara bırakın, tek kelime pişmanlık ifadesi bile yok…Bu Müslüman Türk milletine meydan okumadır. Bu hükümete meydan okumadır.
Bu açıklamasıyla ;”Ne yaparsanız yapın asla geri adım atmam” dedi.Nedeni gayet açık.O hepimizi GOYİM görüyor. (Yahudiler kendilerinden olmayan herkesi kıymetsiz aşağılık kimseler sayar. Onlar için sadece kendileri elit insanlardır. Yahudi olmayanlara GOYİM derler)
Onların gözünde insan suretinde hayvanlarız, hatta köpekten daha aşağılığız onların nazarında!
Bizi böyle gördüğü için tepkimizi önemsemiyor.
... ...İsrail’de yaşamadığını yakında anlayacaktır.Yaşadığın yer Türkiye Cumhuriyeti…
Burada 84 milyon Müslümanın anasına babasına hakaret edemezsin, Ettirmezler.Sen kim oluyorsun da bizim babamız olan Peygamberimize laf ediyorsun…Bu arada bir şey dikkatimi çekti.Millet ...ya vururken, bağırtısı İlahiyatçılardan geldi.
Birisi attı kendini ...nun önüne; “Âdem Peygamber değil. Öyle bir peygamber gelmedi” dedi (HAŞA)
Buyur şimdi...Bunu diyen adamın imanı düşer.
İmanın şartlarından birisi nedir?Peygamberlere inanmaktır.Bu peygamberlerden herhangi birisini kabul etmediğin zaman iman âkidin bozulur. Yani Müslümanlıktan çıkmış olursun…
Öteki ilahiyatçı çıktı; “...doğru söyledi. İlk insan olan Âdem bir şey bilmeyen cahildi” deyiverdi. (HAŞA)
Onun da imanı gitti bu arada.
Bu zırcahil demek istiyor ki; bütün kâinatı yaratan Yüce Allah, dünyaya bir cahil gönderdi.
Bu adamlar ilahiyatçı falan değil, evrimci…
Âdem Aleyhisselam’ı cahil sanmalarının nedeni, Evrim teorisine inanıyor olmalarındandır. Orada çizilen resimdeki insan tipini ilk insan sanıyorlar.
Âdem Aleyhisselam Cennetten dünyaya gönderildiğinde kendisine bin sanat öğretilmişti.
Hadis-i şerifte Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:- Âdem, Cennetten dünyaya inince, Hak teâlâ, ona her sanatı, her ilmi öğretti.
Kafasının içinde beyni olmayanlar bunu anlamadı.Bir grup daha var… Sözde masum gibi görünüyorlar… Bunlar şöyle diyor;- Yeni söylememiş ki bu şarkıyı eski şarkısı bu..
Hayrola beyler!Peygambere hakaretin zaman aşımı mı var?Cumhurbaşkanı milletin hislerine tercüman olarak şöyle dedi;
"Hakaretlerin bini bir para. Bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hazreti Âdem efendimize Havva validemize kimse dil uzatamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir."
Cumhurbaşkanı yumruğu vurdu, ses ... yerine yine başkasından geldi.Erotik filmlerin ünlü yıldızı ..., haddini aşarak Cumhurbaşkanına cevap verdi:-Biz korkmadık. Annemin Âdem ve Hava ile 11 şarkı sözü var, kitap haline getireceğim
... sen kimsin Yav?Baldır bacak dışında meziyetin nedir ki, Türk milletinin Cumhurbaşkanı karşılık veriyorsun.Önce haddini bil.!!İbneler ve fahişeler el üstünde müslüman bacımın başörtüsü ayaklar altında!!Allah belanızı versin nankörler sizi!!
Madem ortaya döküldün tıpkı ... gibi senin de maskeni indirelim.
...da nüfus cüzdanı sahtekârlarından.Ne adı ne dini ne de milliyeti gerçek değil.
O da Müslüman görünümlü bir Sabetaycı…...’ın gerçek adı Kamile Suat Ebrem ’dir. Değiştirdi ... yaptı.
Bunlar benim iddiam değil, yakın arkadaşı Yalçın Küçük yazdı.
Aile dostları olan Yalçın Küçük Sabetayları anlattığı kitabında Müjde Ar için şöyle dedi; “ Kamile Suat Ebrem, buradaki “ebr” sözcüğünü “İbrani” olarak anlıyorum ve ...’dan söz ediyorum.”
...’ın annesi ... Gürel’di… Soyadı kanunu çıkarıldığında Ermeniler Sabataylar belli olsun diye belirli soyadları Er-man-Men vb.verildi bunlara..Sanat camiasından Deli Aysel derlerdi... Gürel ölünce Zincirlikuyu mezarlığına gömüldü.
Sabetay Sevi ve yirmi altı halifesinin soyundan olmayan Sabetaycı aileler; en başta Üsküdar Bülbülderesi dönmeler Mezarlığına,Feriköy, Aşiyan, Zincirlikuyu, Karacaahmet gibi mezarlıklarda, cemaate ait adalara ve bölümlere gömülmektedir.
Koca bir gözlük şeklindeki mezar taşı yapılan mezarındaki şekil ve yazılar, kökenlerini ispatlıyor.Her şerde bir hayır vardır.
Bu ... ...şerrinden iki tane hayr doğdu.Hem derin uykudaki GOYİM’ler uyandı hem de Sabetaylar birer birer ortaya döküldü.Bunlardan biri de ... oldu.
Şöyle dedi ...; ’Seçilmiş bir kişidir o ve bizim topraklarımıza denk gelmiştir’... bir peygamber, ulu bir kişi ilan etti.. ...…
Yaşasın Sabetay kardeşliği…Diğeri de Tarkan oldu. Resmi ismiyle T.T
...’da ...’ya destek çıkıp, Âdem Aleyhisselam’a hakaret sözlerini onayladı.
T... gibi Rize’liydi.Masum gözle bakarsan hemşerisine destek oldu. Oldu olmasına da ...da ... gibi Rizeli değil, çakma Rize’liydi…Bunlar Rize’ye yerleştirildiler.
T...’ın dedesi Ali Dursun Kaptan’ın kardeşi Fethi Tevetoğlu, sıkı bir Türkçü biliniyor.Bunlar gerçekte Türkçü görünümlü kripto Yahudilerdir.
Bu ülkede Türkçüyüm Kemalistim diyenler hep kripto dönme yahudi beyaz Türklerdir.
...Tevetoğlu, Türkücülüğün kitabını yazan Munis Tekinalp’ in yetiştirmesidir.
Yıllarca Türk ismiyle sözde Türkçülük yapan Tekinalp, kripto Yahudi çıktı.Selanik’ten gelen Tekinalp’ in gerçek adı Moiz Kohen ’dir.
Moiz Kohen skandalı, Türkçülük tarihinin en vahim olayıdır…Medyadaki Sabetay gazetecilerin sıkı Türkçü diye pazarlamaya çalıştıkları Tarkan’ın büyük amcası, Moiz Kohen ’in yetiştirdiği kripto Yahudilerdendi.
T...’ın soyadındaki Tevetoğlu’nun ‘TEVET’i, İbrani takviminin 10’ncu ayının adıdır.
Yahudi inancı Kabala ’nın iki kitabından birisi ‘Sefer Ha Yezirah’tır.
Bu kitaba göre her ayın ilk harfi bir burcu simgeler.Bu burçların her biri İsrailoğullarının 12 kabilesini temsil eder.
T...’ın soyadı olan TEVET, İsrailoğullarının Dan kabilesini temsil eder.
Dan adalet demektir. Sadece kendilerine adalet. Kendinden olmayanlar GOYİM’dir.Tarkan’ın büyük amcası Fethi Tevetoğlu şöyle dedi;- Soyadınıza bakan birisi bu konuyu bilen birisi, senin Dan Kabilesinden olduğunu anlar.(Milliyet gazetesi)(Miliyette Hürriyette yahudilerin çıkardığı gazetelerdir.)
T...’ın şarkılarındaki sözler ve kliplerinde kullandığı objelere bakarsanız, tamamen Masonluk ve Illuminati örgütünü görürsünüz.
Şarkılarında; cinsellik, Şeytan, kliplerinde Mason işaret ve şekilleri yer alır.
Başlangıçta cinsellik yoktu… Ne zaman Sezen Aksu ile çalışmaya başladı, işte o zaman şarkıları baştan sona cinsellik oldu. Bu bir projeydi.
Türk milletinin ahlakını ve adetlerini yerle bir etme projesi…T...’ın ‘Acımayacak’ klibine; 666, üçgen piramit, dolardaki gibi tek göz, boynuz ve X sembolleri yerleştirildi.
Son derece profesyonelce yerleştirilen bu işaretlerin tamamı, Illuminati örgütüne aittir.T...’ın son şarkılarından ‘ÖP ’ün bizzat şeytana yazıldığı iddia edilmişti.
Şarkısında; “Yıkadı günahlarımdan beni masumiyeti, Cennetten gelen bir melekti sanki” Yahudi inancını anlatıyor. Şeytanla Lilit’in ilişkisini son yazımda anlatmıştım…
Şeytana bağlığı ve masumiyetini anlattığı bu şarkının sözleri kimin?...’nun elbette…Şaşırdık mı? Asla..
Kuzu kuzu, Ocağına düştüm yavrum, Kucağına düştüm yavrum, yakalarsam cık cık..
Size bir şey hatırlatıyor mu?Hatırlamayanlara ben hatırlatayım!Sabetaylar 1 Ocak’tan, Mart 22’ye, yani baharın birinci gününe kadar asla kuzu eti yemezler. Her eti yerler kuzu eti yemezler.
Kuzu 22 Mart’ta özel merasimle yenir. O güne kuzu bayramı denilir.22 Mart akşamı Kadınlar iyi giyinmiş ve süslenmiş oldukları halde sofra hizmetinde bulunurlar.
İkisi erkek ikisi kadın olmak şartı ile evli dört kişinin bulunması şarttır. Bu çiftlerin sayısı arttırılabilir.
Yemekten sonra biraz eğlenilir ve muayyen zamanda ışıklar söndürülerek karanlıkta kalınır...
Orada herkes birbirinin karısıyla zina eder. Kendi eşiyle ilişki yasaktır.O geceden doğacak çocuklara bir nevi kutsiyet atfedilir. Ona ’Dört Gönül Bayramı’ adı verilir.(3)
T...’ın “kuzu kuzu ”su, ‘yakalarsam cık cık’ da zaten bu anlatılıyor...Bu şımarık şarkısının söz yazarı kim?
... tabi ki. Şaşırdık mı? Asla.O yüzden birbirini koruyup kolluyorlar...
Buradan bütün Müslümanlara sesleniyorum.Bunların alayı, imanınıza göz diken şeytanın çocukları…Onların bütün şarkı sözlerinde, adamı dinden imandan eden ifadeler var.
Bunları dinlemek bir yana, şarkılarını duyduğunuz anda oradan ateşten kaçar gibi kaçın.Tarkan da fırsat bulduğu anda tıpkı...gibi İslam’a ve İslam’ın değerlerine saldırdı.
Son Kurban Bayramında şöyle dedi;- Bazı gelenekler maalesef değişemiyor, keşke biraz değişse. Daha az hayvan öldürsek.“Gelenek” dediği Müslümanların dini bayramı...
T... efendi, Kuzu Bayramınızda kuzuları götürüyorsun ama..Biz sizin kuzunuza karışıyor muyuz ki; sen bizim kurbanımıza karışıyorsun...
Bütün bunlar inanın tesadüf değil. Bunların İslam dini ile kavgaları var.Kavgalarını da mertçe yapmak yerine işte böyle ahlaksızca yapıyorlar.
Siz beğenmiyorsunuz diye Türkiye Cumhuriyeti’nin dinini değiştirecek hali yok.Biz dinimizi değiştirmeyeceğimize göre, siz memleket değiştirip, İsrail’in yolunu tutacaksınız.Hem de kuzu kuzu gideceksiniz.
Ya da aklınızı başınıza alıp dilinizi tutacaksınız.Şeytan içi boş silahı değil, aklı boş insanı doldurur, Tıpkı sizin gibi.
Unutmayın! Şeytanla ortak buğday eken, sadece samanını alır.’’(4)
Bugüne kadar yerli oto neden üretemedik biliyor musunuz?İstanbul Boğazda dikkat çeken, 9 tane bina var,her biri 12 daire... Etrafı müthiş güvenlikli! "Aşkenaz konutları" imiş... Boğazın en güzel yerini 30 yıl önce alıp, site kurmuşlar.
Kemerburgaza geçin, Göktürk de küçük İsrail kurmuşlar! Türkiye de dönen paranın 1/3’ü orada yaşayan ailelerde imiş...
Eski mit ajanı bir amca, boğazın karşılıklı iki yakasında yaşayan mülk sahiplerinin %70’i gayrimüslim ve
Türkiye de 1 asırdır yerleşikler, dedi...
"İçlerinde bu ülkeye saygı duyup, barış içinde yaşayan ve bu ülkeye yatırım yapanlarda var, kazandığı parayı
İsrail ve Ermenistan’a aktaranlar da var" dedi.
Acı olan ise, cumhuriyet kurulduğu dönemlerde şehit olanların tapuları rüşvet ile zimnilere peşkeş edilmiş...
Ve hani şu Bulgaristan’a gönderilen tren vagonları dolusu evrakların içinde, nüfus ve tapu kayıtları varmış...Kayıtlar yok edilince, en muhteşem yerlere gayri Müslimler çökmüş...
Ticareti onlar ele almış! O dönemdeki 110 fabrikanın 70 küsur tanesini onlar kurmuş! Ve tüm köşe başlarını tutup, yurt dışından mümessillik alıp, ithalata dayalı bir ekonomi öngörüp, faize dayalı tefecilik ile Türk milletini borçlandırarak, iş adamlarımızı iflas ettirmişler!
Bankacılık sistemini, sigorta sistemini, sağlık sistemini, ilaç sistemini, otomotiv, sanayi, her bir sektörün başına onlar geçmiş!
Ve bugüne kadar montaj sanayiciliği yapıp, ülkemizin sanayi hamlelerini ekarte etmişler...
İthalat ile tefecilik ile bayilik ile sômürmüşler milleti!Bu güne kadar; Neden bir yerli otomobilimiz yok?, neden yapılamadı sanırım anlaşılmıştır.’(5)
Bir zamanlar zengin donmenin biri denizde kalp krizi geçirir.En yakın Hastaneye kaldırılır.
Hemen helikopter ve doktorlardan oluşan ekip gelir Devlet Hastanesine.
60 dakika kalbine masaj yapıp hayata döndürürler.Ordan Amerikan Hastanesine kaldırılır.
Bunlar Amerikadan doktorda getirir.Hemen uçakla Amerikaya da giderler.
Ama yapamadıkları bir şey var sonunda Azrailin elinden asla kurtulamazlar!!
Azraile beş altı saat dirense de faydasız teslim olmak zorunda kalır.
Bir sanatçıyı hatırladım birden.O da yıllar önce beyin kanaması geçirmiş ameliyatla hayata döndürülmüştü.
Zenginsen yaşıyorsun fakir olsaydı şimdi mezardaydı.
Kader kaza elbette ama fakirler itibar görmez doktora ulaşamaz hastane yolunda canlarını verirler.
Teşvikiye ya da Moda camisinden kaldırılıp Bülbülderesi- Feriköy ya da Zincirlikuyu mezarlığında akrabalarının yanına defnedilirler.
Ayrıca kilise ve Havralarda dini gerçek merasim yapılır bunlar için.İsrailde eğer para çok göndermişse tören yaptırılır.Umarım ibret alırlar da Ağababalari ve Beybabaları gibi müslümanlara eza vermeyi bırakırlar.
Ne kadar yaşarsa yaşasınlar yaptıklarının hesabını er geç verecekler her insan gibi..(6)
Ermeni, yahudiler,yaptı kara planı,Müslümana baskı var,yasakladı Kelamı,İngilizi Frenki,hakim oldu ülkemde,
Ortada başkaları ,yüzlerde malum maske.
Müslümanın evladı,buraya nasıl geldi,Bizlere ne olduysa,birden ansızın geldi.Cumamız pazar oldu,cumaya gitmek yasak,Yuh olsun ervahına,zina serbest o yasak.
Çöreklendi basına,yaptı açık filimler,Hababam sınıfıyla,öğretmeni zemmeder,Hocalar günahsızdı,sahtekar oldu Hoca,
En güzel libasları,giydirdiler Papaza.İmansızın evladı,ne istedin milletten?Yazıklar olsun sana,geçip gittin zilletten ! Ne yapar ne edersin,nerede kiminlesin?Papaz arkadaş sana,hahamla birliktesin!!!Yahudi dönmelerin yuh olsun ervahına...
Söylenecek çok söz yazılacak pek çok dert sıkıntı var da kime neyi söyleyeyim. Yerinizde rahat yatmayın o kadar ..
Kabriniz ateşle dolsun ahiretiniz berbat olsun.Cehennem ateşi en yakın arkadaşınız olsun.
Memleketin anasını on yılda aglatanlara Osmanlı’yı yıkanlara İslamı bu memlekette bitirmek isteyenlere.
Mesru Halifeyi Müslimini yurtdışına sürgüne gönderenlere..
Aziz Ayasofyayı kapatıp ecnebilere müze yapanlara..Bu Asil milletin Necip evladını ecnebi ye köle edenlere sözüm.
Aklıma geldikce yazıklar olsun onlara diyorum. .Bu millete bu yapılmamalıydı. .
Neden güzel Türkiyemde kıcıkırık ciğeri beş para etmeyen fahişeler söz sahibi oluyorda müslüman din adamları horlanıyor?
Neden bu asil milletin evladı Devlette üst kademelere getirilmiyor?Buna mani olanlar kimlerdir?
Neden 28 Şubatvari uygulamalar,Türkçe ezan,başörtüsü düşmanlığı yaşatılmak isteniyor?
Neden yahudiler cumartesi günü Havrasına gidip Hahamıyla özgürce ibadetini yapabiliyorken,hristiyanlar pazar günü tatil edilip ibadetlerini Kilisede yapabilirken bu kanı bozuklar müslümanın evladına cuma namazını nasıl yasaklıyabiliyor?
Kur’an Kursu’na giden sabii çocuklara Mecliste alçağın,şerefsizin biri çıkıp laf söz ediyor.İbneler ortalıkta bale dans kursları veriyor onlara birşey diyen yok.
Hem de bütün bunlar yirmi yıldır iktidarda olan milletin yüzde ellisinden fazlasının oyunu almış Muhafazakar dindar nesil yetiştirme iddiasında bulunan bir iktidar zamanında yaşanıyor!!
Allahım aklıma mukayyed ol.Bir çılgınlık yapmaktan kendime zarar vermekten korkuyorum.
Neden piyango satılır bu güzel ülkede,müstehcen yeşilçam filimleri çevrilir,fahişeler sanatçı olur,LBGT-İ ler gösteri yapmaya kalkışırlar.
Lezbiyen-biseksüel-gay-trans-İbneoğlu ibneler televizyonlarda nasıl arzı endam edip sanatçı diye yutturulur,birinin bıraktığını biri alıp yatanlar televizyonlarda nasıl alkışa boğulur anlayamıyorum.
Neden bu ülkede fazi yasaklanmaz,neden en güzel yerlerde bankalar olur,neden domuz eti marketlerde satılır.?Neden bu güzel ülkemde zina suç değildir.İbneler neden suç almazlar.
Pezevenkler neden ceza almaz.Kanunları çıkaranlar ya da onların evlatları ibne midir,domuz etini onlar mı yerler,kızları torunları fahişelik mi yaparlar ,hırsızlık bunların atadan toruna mesleği midir,diye düşünmekten kendimi alamıyorum!!.
Neden bütün bunlar biliyor musunuz?Başımızda bir Halife-i Müslimin olmadığından.Halife-i Müslimin olsa bu kefereler Suriye’de Irak’ta,Libya’da bu müslüman masum sabilere bu zulümleri yapabilirler miydi?
Müslümanın Halifesini sürgüne yolladılar,Lozan’ı bize zafer diye yutturdular on senede 24 milyon km.den 780 bin km.kareye bizi hapsettiler.!!
Yüz yıldır bizi pazar yapıp sömürdüler,Osmanlının yıkılışını bir de bize zafer olarak kutlattılar.Resmen bizi sömürge yapıp mankurtlaştırdılar.!!Yuh olsun soyunuza sopunuza..
Kırk yıla yakın zamandır Teşkilatta çalışmış,Türkiye’yi etnik ve coğrafi bilen biri olarak söylüyorum.Kripto yahudiler Fetöden,Pkk dan daha tehlikeli insanlardır.
Hazır şu anda Fetö’den Devlet kadroları temizlenirken,sızmış tüm kripto yahudi,DHKP-L li,Pkk lı unsurlarında temizlenmesinde çok büyük yarar vardır.
Sahte Kemalizm maskesi takmış,Lailkik ve 5816 madde silahıyla silahlanmış terör sevici,Gezici,Abd ve Batı hayranı ama gerçekte kıpkızıl mason,siyonist ve yahudi öğretisine sıkı sıkıya bağlı Chp Hdp içinde faaliyet gösteren siyasi ve resmi zevatlarında temizlenmesinden sonra Devletimizin her alanda şahlanacağını düşünüyorum.
Biz bir yetiştiriyoruz onlar yüz,bizim daha çok gayret etmemiz lazım.Vallahi yoksa Ruz-i Mahşerde Resulullahın sav.yüzüne bakacak halimiz olmaz.
Allah bu asil milletin evlatlarına sahip göndersin.Allah cc.encamımızı hayreylesin.
İKTİBASLAR:
1.“Sabataizmin talimatları”, Eşref Edib tarafından kaleme alınan “Türkiye’de Dönmeliğin Tarihçesi” başlıklı yazıdan iktibas edilmiştir.
2.“Düzme Yahudi Mehdisi (Sebilürreşad, VI/145) s. 318-319)”, ve “Dönmeliğin Türkleştirilmesi, Sebilürreşad, VI/140, (S. 226-231)
3.Metin Özer yazıları.1
4.(Gövsa, Sabatay Sevi, S. 69)
5.age.3
6.age.4
23.01.2022//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Gördüm ki kaynak diye sunduğunuz kitap adları sadece kitap adlarından ibaret.
Biri haber 7 sayfasındaki yazının tamamı
https://www.haber7.com/guncel/haber/68793-sabatayin-muritlerine-18-emir //
ki kendileri için fetöcü derler ben bilmem totoş ve avaneleri ilgi alanıma hiç girmedi, MÜSLÜMANLAR DEĞİL AMA DİNCİLERİDE TİKSİNÇ BULURUM.
yani kaynakları okumamışsınız kes yapıştır yapmışsınız.
İsmet İnönü'ye ve eşine sebataydı demişsiniz ya sanırım kaynak gxtünüz. Lafa gelince müslümansınız ama pervasızca iftira edebiliyorsunuz.
ŞAHİT MİSİNİZ SEBATAY OLDUKLARINA? sezen aksu mevcut hükümetin sağlam bir destekçisidir. Dün kurulması için emek verdiği düzenin ekmeğini yedi şimdi de oyun kurmuş oynuyor ya da dayağını yiyor! (50000 fabrikada üretimin durmasının ülkeye kaba maliyeti 10 milyar dolar.)
OSB'ne haftanın 3 günü üretim durdu/ bu ne demek farkındasınız değil mi? Yani sedef ya da sezeni kim ne etsin?
gelelim milletin ibneliğine bilmem nesine
madem ibnelerle derdiniz var neden her Allah'ın günü gelen filanca Kuran kursunda şu kadar erkek çocuğuna tecavüz, falanca tarikatta SİSTEMATİK tecavüz vb vb haberlerine dair bir isyan yazınızı göremiyoruz. (İnşallah yazmışsınızdır da ben görmemişimdir sizden özür dilerim o vakit)
Hasılı Müslümanlık için çaba harcıyorsunuz ya (!) ama aslolan şudur ki son 20 yılda İslamiyetin ve müslümanların gördüğü zararı hiç bir düşman veremedi. yazıda tek dikkatimi çeken ve doğruluğuna emin olduğun detay İPEKÇİ soyadı. Allah islamiyeti sizin gibi müslümanlardan korusun. bu yazı için cennete gitmezsiniz ama yazıdaki iftiralardan dolayı epey hesap veririsiniz ALLAH DİYOR ben demiyorum
metin özerin - mum söndü yazısını da getirin vicdanınızı sevsinler . yahudi neden size sırlarını açıklasın hani metin özerin yazılarından bir türlü yapmışsınız ya hiç kendinize bu soruyor sormayı deneyin
Türkiye'de Türkçülüğün ve solculuğun temellerini Sabetaycılar attı. DEMİŞ YA
AYNI YAHUDİLER
72 İSLAMİ TARİKATI BİZ KURDUK DİYORLAR ONU NEDEN REFERANS ALIP TARİKATLARA SARMADINIZ
çoğaltabilirim ama çok laf söze inahettir
ALLAHTAN HİÇ Mİ KORKMUYORSUNUZ? İSMET İNÖNÜ DEDİĞİNİZ ADAMIN ÖMRÜ BU ÜLKE İÇİN CEPHELERDE SAVAŞ VERMEKLE GEÇTİ,İNÖNÜ SAVAŞLARINI BİR ARAŞTIRIN.
BELKİ DE KENDİ KÖKLERİNİZİ ARAŞTIRMALISINIZ ...
Filiz Şahin. tarafından 25.1.2022 21:29:05 zamanında düzenlenmiştir.
Kıymetli Hocam Merhaba
Önemli ayrıntılara yer verdiğiniz yazınızda yaptığınız değerlendirmeler iki kategoride ele alınabilir kanaatimce
Olgusal düzlemde yer verdiğiniz hususlar ve somut kişi isimleri üzerinden ifade ettikleriniz
Birinci kulvarda mantıksal, tarihsel çizgide gittiğinizi gözledim
Elbette ülkemizde, bu coğrafyada ve hatta tüm yeryüzünde asırlar boyu ağını ören Tapınak Şövalyeleri, İlluminati, Mason Siyonist teşkilatları Bnai B'rith, Bilderberg, Vatikan'a bağlı Opus Dei, vs. ya da Rockefeller, Rothschild gibi ailelerin etkinlikleri akla gelebilir
Buna göre, kavramsal çözümleme bağlamında ilgiyle okudum yazınızı
Ne ki, ülkemizden somut isim, isimler verdiğiniz noktada duraksamadım değil
Bir kere "sui misal emsal olmaz" sözünün hükmü akla gelebilir, hakkaniyet bağlamında hani
Dinimizde de suizan, hüsnü zan kavramları anımsanabilir
Bir insanın somut varlığı hakkında söylediğimiz olumsuz sözler, ola ki bir kısmı doğru olsa da, bazen öyle olur ki, doğru olanlar yanlış olanları da teyit eder, meşru kılar
Bu etik olur mu acaba?
Kimi sanatçılar, yazarlar hakkında yaşam tarzları ne olursa olsun öyle şeyler söylemişsiniz, adeta plajdan doldurduğumuz bir kamyon kumu, taş, çakıl, toz toprak ne varsa getirip şantiyeye boşaltmak misali
Ne yazık ki, bizde dinsel, gelenekçi yapılarda da, otoriter baskıcı Kemalist evrelerin sosyal psikolojiyi alt üst etmesinin de psikolojik etkisiyle nefret, husumet psikozundan sakınamadığımız haller olduğunu ben şahsen düşünüyorum
İfrat tefrit, etki tepki kanalları maalesef her siyasi, ideolojik kesim üzerinde olduğu gibi mütedeyyin, muhafazakar, mukaddesatçı çevrelerde de tazyik meydana getirmiyor mu acaba?
Bir nefsi müdafaadır gidiyor yurdumuzda
Eleştiriyi olgular üzerinden yürütsek, şahıs isimlerini negatife almasak sorun hiç yok
Sezen Aksuyu ele alacağım yalnızca ve naçizane
Evet babası hakkında Fethullah Gülen'in çevresinden bahsine rastlamıştım daha önce de, iyide kızının elinden ne gelir ki bu noktada, ister istemez babasını olumlu beller insanoğlu
Bizde de öteden beri önemli görevlere gelmiş insanlar hakkında Şeyh Sait ya da Derviş Mehmet'in torunu, Ali Kemal'in oğlu muhabbetleri hiç bitmez öteden beri
Temelde genetik çizgide yapılacak bir şey yok halbuki
Efendim! Negatif zeminde bir fay kırığı teşkil etse dahi, mazideki bir insanın bugünkü evladı, mensubu en fazla gaflet halinde sayılabilir genel olarak
Sezen Aksu babasından dolayı bir takım yanılgılı refleksler gösterse gaflet denebilir ancak
Daha öteye Sabetayizmin, İllüminatinin ya da başka bir damarın arka plan önde gelen bir şahsiyeti olmak imkânı bulunmamakta derim
Benim hocam! Sezen Aksu yıllarca AKP hükumetini desteklemedi mi, bugün bile sıcaklığı belki de vardır, eleştirileri, sorgulamaları olabilir o ayrı
Nagehan Alçı'nın bir yazısında rast geldim, düzenlediği bir programda, sanırım on beş yıl kadar önce, tesettürlü okumayı eleştiren bir sanatçıya tepki gösterdiğini, onlarda insan değil mi? Şeklinde olumsuz karşıladığını söylüyordu Alçı
"meyhanecinin şahidi şıracı" mı dersiniz bilemem açıkçası
Kıymetli hocam, bana göre Sezen Aksu hafif müziğimizin önde gelen bir ismi olmanın ötesinde, çok da bilinçli, tutarlı dünya görüşü olan biri değil
Çok iyi bir icracıdır, müthiş bir sopranodur, karizmatik bir yıldızdır, vs. En iyi dönemleri de Onno Tunç dönemidir, nitekim iki binlerde yeni üst düzey albümü de kanımca yok
Diğer yandan şarkı sözleri ya da şiir dizelerinde dinsel, etnik, kültürel hassasiyetlere karşı itinalı olmak babında sizinle hemfikirim hocam
Bizde özellikle hafif müzik ve pop kulvarlarda bu hassasiyet zaman zaman kaybolmakta, türlü örnekler bulunabilir
Ben sizi de rencide eden örneğe değinmek isterim şahsen
Hani yıllar öncesinden süzülüp gelen son günlerin "Binmişiz bir alâmate, Gidiyoruz kıyamete, Selam söyleyin o cahil, Havva ile Adem’e" söyleyişi
Evet Kur'an-ı Kerim'de yer verilen ayetlerde Adem ile Havva'nın yüce yaradanın sözüne uymak noktasında yanlışa düştükleri, şeytana uydukları görülmekte
Söz gelimi yüce Allah, Âdem’e de: “Ey Âdem, eşinle beraber cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğinizi bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın; yoksa zâlimlerden olursunuz” dedik.
Yine "“Ey Âdem! Şüphesiz bu İblîs, senin ve eşin için çok tehlikeli bir düşmandır. Dikkat edin de, sizi cennetten çıkarmasın! Yoksa ihtiyaçlar içinde koşturur durur, sıkıntı çeker, perişan olursun.” buyurulmakta
Öte yandan "Böylece Âdem ve Havva o yasak ağaçtan yediler. Bunun üzerine ayıp yerleri kendilerine açılıp belli oluverdi de oraları hemen cennet yapraklarıyla örtmeye çalıştılar. Böylece Âdem, Rabbinin emrine karşı geldi ve şaşırıp kaldı." denilmekte
Ancak en sonda da, "Sonra Âdem, Rabbinden öğrendiği sözlerle Allah’a yalvardı, tevbe etti, Allah da tevbesini kabul buyurdu. Doğrusu O, tevbeleri çok kabul eden, nihâyetsiz merhamet sahibi olandır." bildirilmekte
Dolayısıyla yüce rabbimizin affına maruz kaldıkları anlaşılmakta, görülmekte
Kaldı ki, yüce Allah'ın kulunu, peygamberini tenkit ettiği kutsal sözlerin bir şarkıda lay lay loma dönüşmesi, ihtimal hatta doğallıkla barlarda, meyhanelerde parmak parmağa tutuşarak ve salınarak, yerine göre de içkili kafayla, ha lay lay la lalay makamında bir terennümün parçası olması aynı şey olabilir mi hiç?
Bunların şarkı sözleri üzerinden sorgulanması, popüler kültür eleştirilerine ilham vermesi şaşılası elbette değildir
Sözün özü, teolojiyle müzikolojinin arap saçına dönüşmesiyse kuşkusuz yanlış
Nihayet Hocam
Kafanızı ağrıttıysam affola
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Saygı ve selamlarımla.
Herkes için bir kulp takmışsın da sen kim kimsin, Türkiye de sana göre her kes hain
bu nasıl paranoyadır birader;))
hadi varsayalım ki anlattıkların doğru olsun, yirmi yıldır bu ülkeyi yönetenlere bu anlattıklarınla haksızlık etmiş olmuyor musun??
beraber yürümediler fetöyle
birlikte ıslanmadılar mı yağan yağmurda
her şey seni hatırlıyor şarkısını topluca söylemediler mi
ne istedinizde vermedik demediler mi?
itiraz edeni mecliste tek yumruk olup birlikte dövmediler mi?
bunları dillendiren KAMER GENÇ (mekanı cennet olsun) linç etmediler mi
kaç kez ve de kaç kez
şu fetö kumpasını araştıralım önergelerini mecliste ret oyu vererek araştırılmasını engellemediler mi?
yaptıklarını bir de itiraf ederek parsel parsel satıp, memleketi soyup yemediler mi?
ve sonra da milletten af dileyip bildikleri yolda yürümüyorlar mı?
sen önce bunlara yani canlı canlı olana bitene bir yanıt ver
iftiralardan ve çamur atıp insanların kişilik haklarına saldırmaktan kendini men et
muslumbayram tarafından 25.1.2022 13:29:27 zamanında düzenlenmiştir.
Bilinmeyen veya az bilinen gerçekleri yazdığınız için size minnettarım. Teşekkür ederim.
Bilinmeyenleri topluma gösterdiniz.
Var olunuz sayın yazarım.
Umarım insanlarımızı aydınlatıcı yazılarınız gelecek.
Takipteyim sizi.
İmkanım olsaydı sizin bu yazınızı altın ödülle taçlandırırdım.
Allah'a emanet ol Türk evladının cesur yüreği.