- 597 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
SAHİBİNDEN SATILIK
Sahibinden satılık
Hasarlı
Bir Hayat
1958 model
Kaçıncı el olduğu bilinmiyor
Bana geldiğinde bundan beterdi
Yedirdim içirdim giydirdim
Alkolle çalışır- ÖTV hariç
Sırtında şişe taşımaktan beli büküldü
Ha, bir de egzoz niyetine cigara içer
Kanserli
Bir de ülser
Tekerleri laçka, benden söylemesi
Memleketin bütün yollarında
Bunun yazısı var
Sahibinden satılık
Markası silik, okunmuyor
Antika niyetine
Ama niye
İçi temiz olmasa dağlarda bırakırdım
Bir kötülüğünü görmedim, yalan olur
Ama bir hayrını da
İçi temiz dedim ya, has deri kaplama
Amerikalı değil, sanki dünya kırması
Uçurumdan atarım, üstüme kayıtlı
Devlet malına zarar vermekten filan
Korktum açıkçası
Üçe beşe bakmam
Hasarlı bir Hayat- 1958 model
Sahibinden satılık
Alacaksan
Al, artık...
Bu şiir bir Ahmet Erhan şiiridir. Ve şiirde geçen bu sözcük yazımızın başlığı olmuştur: ’’Sahibinden Satılık:’’
Çoğu kez kargacık burgacık bir yazıyla yazılmış ’’sahibinden satılık’’ ilanları oldum olası ilgimi çekmiştir. ’’Burasının her yakası satılık’’ gibi yöresel ibareler taşıyan ilanlara da rastladım. Satıcının bizzat kendisinin yazdığı ilanlarda gizli bir öfke ile kaynaşmış bir iç çekiş vardır sanki. Satmak zorunda kalanın ciğerinden kopup geldiği için eksik, hatta çoğu zamanda yarımdır o ’’satılık’’ sözü.
Kimi zaman bilgisayar çıktısı olduğu anlaşılan düzgün bir yazıyla karşılaşırız. Neredeyse tek tip ve renksizdirler. Hüzün, keder, acı nedir bilmezler, anıları yoktur ve hiç bir gelecek kaygısı da taşımazlar. Hesabı kitabı yapılmış, son derece kararlı bir satma girişimi vardır. Göze en uygun harf karakteri ve punto büyüklüğünün seçiminde de bu girişimin yansımasını buluruz. Girişim sözcüğü de eksik aslında; satılığa çıkarılan bir şey, daha ilan edildiği anda satılmış demektir. Ancak, ’’sahib’’ i açısından o heyecanlı beklenti, tapu ya da anahtarın bir başkasının eline geçtiği ana kadar sürüp gider. Alıcı sevincini, satıcı hüznünü alır.
’’Mal sahibi mülk sahibi...hani bunun ilk sahibi...malda yalan, mülk de yalan...var birazda sen oyalan.’’
Bir mülkün çeşitli yollarla ortalama yirmi otuz yılda el değiştirdiğini düşünürsek, kendi alım satım işlerini kendileri görenlerin Yunus Emre’den miras duygularıdır bunlar.
’’Sahibinden satılık’’ ilanlarında vurgulanan sahiplerinde çoğunlukla sahte çıktığı, kimsenin kimseye güveninin kalmadığı günümüz koşullarında bu güveni de artık, para karşılığı, bir nevi. ’’sahibinden satılıkçı’’ aracı şirketler sağlıyor.
Sanki, işte bu adlarının sonunda yapılan eksiltme ’’yap’’ ile pazarlamadan kısaltma ’’pa’’ ekleri bulunan bu emlak şirketleri çoğaldıkça ’’üçe beşe bakmam...hasarlı bir hayat...sahibinden satılık.’’
Kapağında bir kağıda el yazısıyla yazılıp paket bandıyla duvara yapıştırılmış bir ilan fotoğrafı bulunan ’’sahibinden satılık’’, Ahmet Erhan’ın şiir kitabının adı aynı zamanda.
Şairlerin dönemlerin olgularını şiire taşımaları kimi zaman toplumda yaygın olan bu sözü, bir imgeyi şiire dönüştürmeleri o toplumun ne kadar derinden duyumsadıklarını da göstermektedir.Kendisiyle yapılan bir röportajda kızıp ’’ne solculara, ne sağcılara yaranabildim’’ dese de Ahmet Erhan’ın kitabına bu adı seçmesi bile başlı başına ele alınması gereken bir olgu. Her şeyin satılığa çıkarıldığı son yirmi yılın adeta özeti gibi şairin kitaba da adını veren’’Sahibinden Satılık’’ adlı şiiri.
Yıllardır özelleştirme adı altında bir miras yedi gibi babadan, dededen kalma ne varsa hepsini satacağını ilan eden ’’sahibinden satılıkçı’’ zihniyetlerin iktidarda olduğu Türkiye, ’’istihdam büroları’’ yasasıyla birlikte kelepir bir konaktır artık. İşçisi, köylüsü, esnafı, memuru ile bizler de, içinde yaşadığımız bu ülkeyle birlikte hızla, şiirdeki ’’umudun’’ tükendiği noktaya doğru çekilmekteyiz:
’’Alacaksan al artık !’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.