- 369 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Ceza Evi Müdürünün Hatıraları 5
1993 yılı bir çok karanlık olayların yılı oldu 23 ekim 1993 Erzurum Tekman ilçesi Yavi beldesine baskın yapan teröristler 5 şi çocuk 33 sivil vatandaşımızı katletti.
Tekin olmayan gün bir silah kaçakçısı; akşam geç saatlerde çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderilmiş . Sabahleyin gelen mahkumlar baş gardiyan nezaretinde Kurum müdürünün huzuruna çıkarılıyor, tek...tek her birinin tutuklama müzekkereleri inceleniyor ve kendisine ceza evi kuralları hatırlatılarak koğuşlarına gönderiliyor... silah kaçakçısı da onların arasında... Adamda en ufak bir pişmanlık yok yürürken kendinden emin, fazla kalmayacağı her halinden belli, diğer tutuklular ceza evine girmenin tedirginliği ve pişmanlığı içerisinde iken onda en ufak bir korku yok.
Konuştuklarını biraz dinledim şaşırdım, Önceki yazımda açıkladığım gibi; karanlık ve puslu havaların avcıları, özellikle Nahcivan Ermenistan ve İran üzerinden silah taşıdığını söylüyor kendisi Azeri Türkü olması ve aşırı Milliyetçi görünmesinin aksine müşterileri herkes, parayı verene. her türlü silah mermi temin ettiğini söylüyor.
Çok tehlikeli bir durum Türkiye için fakat adam kazandığı paraya yaptığı ticaretin kaymağına bakıyor. Silah kaçakçısının o kadar ilginç ve dikkat çekici şeyler söylemesi, bu işi tek başına yapmadığını göstermektedir . Anlattığı konular tek tek irdelendiğinde işin içerisinde kimlerin olabileceğinin işaretini-de veriyor aslında; not(bu şahısla ilgili [ olarak 2011 yılında oğluyla yaptığım görüşmeyi o yıllara geldiğimde anlatacağım)
İran ve Nahcivan gümrüğünde kimler var sınır askeri birliklerde kimler var bunların kimler olduğuna dair bilgi vermese de orada birileri ile bağlantılı çalıştığını gösteriyor. Bu şahıs tutuklandıktan sonra şahsı ziyarete gelen şahıslar bile irdelendiğinde karanlık bağlantıların kimlerle olduğu yaptığı işe işlediği suça ve o suça ortak olanlara ışık tutuyor.
O gün saat 15.00 sularında iki sivil şahıs cumhuriyet savcısının izni ile daha önce tutuklanan üç itirafçı ile görüşmeye geldi. Ziyaretçiler açık görüş istedilerse de müdür bey kabul etmedi... kapalı görüş yapmak zorunda kaldılar fakat işi buraya yazmama sebep olan konu! o şahısların mahkum ailelerinin yakını olmayıp yabancı birileri olmasıydı... beş dakika konuştular ancak beş dakika sonra itirafçılar adamlara bağırarak görüşmeyi kestiler ve bağırarak görüş yerini terk ettiler. çok kızmışlardı sonra mahkumun ağzı laf yapan birine sordum neler olduğunu, söylediğine göre; dışarıdan iki isim hakkında bilgi almak istedikleri o şahsın örgüte maddi destekte bulunduğunu bunun ispat edilemediğini eğer bu ismin örgüte yardım ettiği yönünde bilgi verirlerse kendilerinin suçunun hafifleyeceğini ve o şahısla bağlantılı olan kim varsa yakalanacağını söylemesi üzerine itirafçıların bu durumu kabul etmediği. İtirafçılardan aldığım bilgiye göre; ismi geçen şahsın Iğdır’ın ileri gelenlerinden bir olduğu, Ailenin durumunun iyi olduğu ve örgütle alakalarının olduğuna dair bilgilerinin olmadığı ve adamlara iftira atmaya gönüllerinin razı olmadığını ifade etti
Sabahleyin cezaevine geldiğimde müdür bey beni çağırmış, kapısını vurarak odasın girdim masasında üç adet mahkum dilekçesi, bana dilekçeleri gösterdi, ben o günkü durumu anlattım kendisine, ‘’Savcı beyin talimatı ile ayrı koğuşlara koyduğumu’’ söyledim. Adamlar diğer terör koğuşuna verilmelerini istiyorlarmış, eğer istedikleri koğuşlara verilmezlerse açlık grevine gideceklerini belirtmişler, Müdür beni dinledikten sonra savcı beyi telefonla arayarak durumu kendilerine bildirdi.
Aynı gün şahısların ifadeleri alındıktan sonra istedikleri koğuşlara verildiler, bir ya da iki gün sonra o grubun tamamı Erzurum a gönderildi. Terör mahkumlarının gönderilmesi ile koğuşlar boşalmış, caza evi mevcudumuz azalmış ancak operasyonların devam etmesi çatışmaları bütün şiddeti ile sürmesi ceza evi mevcudumuzun böyle kalmayacağını gösteriyor.
Iğdır üç devlet ile komşu olan bir ilimiz kış aylarının yaklaşması ile terör örgütünün biraz daha sıcak bölgede kendisine bir hareket noktası ve halk arasında izole olabileceği bir yer belirlemek, kaçak silah ve mühimmat temin edilmesinde bu ilimizin sınırları üç ülke ile bağlantılı olması nedeni ile daha kolay olması, özellikle son yakalanan silah kaçakçısının pazar payının en yüksek olduğu örgütün daha çok silah ve daha kolay izole olabilme şartlarını sağlaması nedeni ile bu ilimiz üzerinde terör örgütünün daha çok durduğu gerçeği bir diğer husus Nahcivan üzerinden Rusya da eğitim gören örgüt militanlarının daha kolay örgüte katılma imkanının olması, bir başka husus ığdır nüfusunun çoğunluğunun Azeri Türkü ve Kürt kimliğine sahip olması sebebi ile örgütün kimlik savaşını tetikleyerek Iğdır ı iç çatışmaların yaşandığı il haline dönüştürme planlar bunların tamamı Iğdır üzerinde oynanmak istenen oyunun bileşenleri durumundadır.
Bütün bu saydığımız nedenler ve gelişen olaylar Iğdır da bölücü terör örgütünün eylemlerinin bir süre daha devam edeceğini göstermekted
YORUMLAR
Günaydın Mustafa Bey!
"Ceza Evi Müdürünün Hatıraları 5" i soluksuz okudum.
Tırnak içindeki cümleleri;
‘’Savcı beyin talimatı ile ayrı koğuşlara koyduğumu’’ söyledim.
"Aynı gün şahısların ifadeleri alındıktan sonra istedikleri koğuşlara verildiler, bir ya da iki gün sonra o grubun tamamı Erzurum a gönderildi." dudağımda acı bir gülümseme belirdi.
Ne denir?
Dudağımdan dökülen cümleleri yuttum ve Sustum,
Devem müdürüm.
Sevgi ve selamlarımla.
Fatma Oral
Neler ne uğruna dönüyor.
Saygılarımla.
Necati Kavlak
Güzel Ülkemizin Güzel insanların yönetiminde olması en büyük dileğim.
saygılarımla.