- 467 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CEZA EVİ MÜDÜRÜNÜN HATIRALARI 3
Devlet Su işleri misafir hanesinde kalabileceğim bir oda ayırtmıştım kendime bu gece orada kaldım. Geceyi nasıl geçirdim bilmiyorum yoğun silah seslerinden alışkın olmadığım bir durumdu bu sabahleyin erkenden uyandım korkum ve heyecanım bir birini kovalıyor halde
Saatime baktım sabahın beşi sabah ezanı okunuyor hemen lavaboda abdestimi aldım ve valizimde bulunan seccademi çıkararak sabah namazını kıldım yatağımı toparladım saatime tekrar baktım saat 06 ortalık aydınlanmış misafir hanede bir hareketlilik başlamıştı bende toparlanarak aşağı indim misafir hanede sabah kahvaltısını yaptıktan sonra misafir hane görevlisine ceza evine nasıl gidebileceğimi sordum bahçe kapısının karşısında bulunan ana yola çıkıp karşıya geçmemi ve gelen dolmuşlara binerek devlet hastanesinin önünde inmemi oradan cezaevine gidebileceğimi söyledi bende öyle yaptım gelen dolmuşla hastanenin önünde indim ve cezaevinin önüne geldim kapısında silahlı jandarma nöbetçisi beni tanımıyordu daha dün gelmiştim henüz kimse ile tanışmamış bir gün önceki giriş çıkışımda da kimse ile muhatap olmamıştım jandarmaya kendimi tanıttım beklememi komutanına haber vermesi gerektiğini söyledi ben beklerken başka bir jandarma erine benim geldiğimi karakol komutanına haber vermesi gerektiğini söyledi gelen er gitti ben bekliyordum bu sırada nöbet değişimine gelen gardiyanlar jandarma erine kimliklerin teslim ediyor oradan ayrı bir giriş kartı alarak içeriye geçiyorlardı benimde geçip geçemeyeceğimi sorduğumda biraz beklemem gerektiğini, komutan gelmeden geçemeyeceğimi söylediğinde çok şaşırdım. Ve beklemeye başladım fakat gelen gardiyan ve sivil görevliler aynı şekilde kimliğini jandarma erine teslim edip aldıkları giriş kartı ile cezaevine geçiyor ben ise bekliyordum. Yapım itibarı ile hem tez canlıyım hem de heyecanlıyım bu bekleyiş beni hem heyecanlandırıyor hem de ürkütüyordu. Biraz daha bekledim kimseleri de tanımıyordum ki derdimi anlatayım dün göreve başlamak için geldiğimde cumhuriyet savcısının makam aracı ile geldiğimden kimse bir soru sormamıştı bu günde öyle olacağını tahmin ediyordum fakat tahminimde yanılmışım öyle olmadı. Yaklaşık yarım saat bekledikten sonra bir ast subay geldi jandarma eri beni göstererek idare memuru olduğumu içeriye alınmamı istediğimi söyledi Astsubay; bana kim olduğumu ne için geldiğimi sordu durumu kendisine anlattım, Astsubayla kendisinin karakol komutan yardımcısı olduğunu söyleyerek kuruma gelen yabancı veya mahkum yakınları ziyaretçilerin karakolda bulunan yetkilisi dahilinde kuruma alındıklarını personelin ise her birinin numaralı yaka kartları olduğunu kuruma geldiklerinde sivil kimlik kartlarını görevli jandarma nöbetçisine teslim ederek oradan aldıkları yaka kartları ile kuruma alındığını söyledi. Ben de her gelenin cezaevine rast gele geçemeyeceğini bu şekilde öğrenmiş oldum . Bu şekilde karakol komutan yardımcısı ile tanışmış oldum. Ast subay jandarmaya talimat vererek kapı ziline basmasını söyledi asker küçük kapının yanında bulunan zile bastı demir kapıdan açılan küçük mazgaldan bakan gardiyana ast subay; beni göstererek idare memuru olduğu içeriye alınmamı istedi gardiyan hemen kapıyı açtı beni içeriye davet etti nihayet yaklaşık bir saatlik bekleyişten sonra cezaevine girmiş oldum.
Bu vesile ile ceza evine girişinde çıkışında kolay olmadığını öğrenmiş oldum
Büyük demir kapıdan bahçeye girdiğimde önce kapıyı açan gardiyan kendisini tanıttı hoş geldiniz hayırlı olsun dileklerinde bulundu o sırada idare binası önünde önünde oturan resmi ve sivil kıyafetli memurlar ayağa kalkarak teker teker kendilerini tanıtıp hayırlı olsun dileklerinde bulundular oturmamı çay içmemi söylediler.
Gösterilen sandalyeye oturdum yanıma oturan İnfaz ve koruma Baş memuru olduğunu isminin İbadullah Kızılbudak olduğunu söyleyen baş memur Mahkum koğuşlarının bulunduğu demir kapıya doğru seslendi
‘’latif bize çay getir’’
kapı mazgalından birisi seslendi
‘’baş efendi kaç çay’’
‘’dört çay’’
‘’tamam baş efendi’’
biraz sonra demir kapı gıcırtı sesiyle açıldı dünkü gördüğüm o Mahsun ve garip halli isminin Latif olduğunu öğrendiğim çaycı elinde tepsi ile çayları getirdi biz çaylarımızı içerken bir taraftan da karşılıklı tanıştırılmamız oldu her biriyle Masada ceza evi katibi cezaevi saymanı vardiya baş memuru ve gündüzden sorumlu baş memuru olduklarını öğrendiğim görevlilerin dışında bazı görevlilerde geliyor kendilerini taktim ederek hayırlı olsun dileklerinde bulunarak görevlerinin başına dönüyorlar ben ise bütün hareketleri acemilik içerisinde seyrediyorum.,
Cezaevi katibi olduğunu öğrendiğim sivil kıyafetli memur infaz ve koruma baş memuruna
‘’baş efendi müdür bey gelmedi mi’’
‘’şu ana kadar gelmedi’’
‘’saat dokuz buçuk oldu imzalanacak evraklar var’’
‘’müdür bey sigara kullanır mısınız’’ dedi katip masada duran sigara paketini uzatarak bir sigarasını aldım kendisi sigaramı yaktı ve tekrar konuşmaya başladı
‘’ Müdür bey sizin göreve başlama yazınızı dün itibarıyla yazdım yolluk ve harcırahı nızı yaptım bu gün onu müdür bey imzaladıktan sonra savcı beye imzaya götürür maliyeden harcırahı nızı alabilirsiniz’’
‘’teşekkür ederim’’ dedim katibe.
Benim sohbet sırasında kafamda merak ettiğim ve hiç kimsenin de konuşmadığı gece sabaha kadar susmayan silah sesleri neydi ne değildi hiç kimse bu konuda konuşmuyordu bende bu konulara fazla girmedim yanımda oturan baş memura
‘’baş efendi beraberce ceza evini gezebilir miyiz’’ dedim baş efendi
‘’tabi tabi’’ diyerek onay verdi masadan beraberce kalkarak mahkum koğuşlarını bulunduğu kapıya yöneldiğimizde giriş kapısının sağ tarafında yaklaşık 15-20 metre uzunluğunda 2-2.5 metre yüksekliğinde çelik kafes tel ile kapatılmış bölüm dikkatimi çekti dikkatli baktığım fark eden baş memur
‘’müdür bey burası mahkum kapalı görüş alnı, arka tarafta mahkum bu taraftada ziyaretçi karşılıklı olarak görüşür görüşmeler memur arkadaşlar nezaretinde yapılır’’ ben çok şaşırdım kimseye bir şey söylemedim ama gerçekten çok acemice ve önemsenmeyerek yapılmış hoyrat bir yapıyı andırıyordu üzeri yağmurlu ve karlı havalarda ziyaretçilerin korunmasına yönelik sığınma imkan olmayan bi vaziyette .mahkum koğuşlarının bulunduğu ana giriş kapısı görevli memur tarafından açıldı kapıdan iç kısma geçmeden kapalı görüş mahallinin mahkum kısmına geçtik orası da ziyaretçi kısmı gibi bakımsız boyaları dökülmüş tekrar tamir edilen kısımlar düzgün yapılmadğından çok hoyrat bir görüntü sergilemekte burasını dışarıdan tek farkı kapalı olması
kapalı ziyaret mahkum mahallinin tam karşısına çay ocağı yapılmış, biraz ileride sağ tarafta ayrı bir kapı bayan koğuşunun bahçesine giriliyor o kısma girmek istemedim hemen yanın adli suçlardan tutuklu mahkumların kaldığı bir koğuşun bahçesinde erkek mahkumlar kimisi volta atıyor kimi bahçede oturmuş çay içip sohbet ediyor baş memur refakatinde koğuş bahçesine girdim duvar yüksekliği yaklaşık 3-3,5 arasında üzeri dört taraflı dikenli tel ile çevrilmiş mahkumlar bana dikkatli dikkatli bakarken ben adeta onlardan sakınıyorum oysa suçluda olsalar onlarda insan
Koğuş mümessili olduğunu söyleyen bir mahkum yanımıza yaklaşarak önce bana sonra memurlara hoş geldiniz dedikten sonra çay içip içmeyeceğim izi sordu bende olabilir dedim birer tabu verdiler bize oturdum arkadaşlara da oturmalarını söyledim kendimi taktim ettim ilk görev yerimin burası olduğunu söyledim fakat mahkumlar daha çok benim kim olduğuma değil benim onlara verebileceğim müjdeli bir haber istiyorlar burada mahkumlarla biraz sohbet ettim en çok dertlendikleri yemeklerin iyi olmadığı özellikle akşam yemeklerinin hiç yenmediğini küçücük bir koğuşta 15 mahkum kalmakta havaların çok sıcak olması nedeni ile akşamları çok bunaltıcı olduğunu söylediler koğuşlarına girdiğimde mahkumlara daha çok hak verdim çünkü tek oda hem yemek hane hem de yatak hane olarak kullanılmakta etrafta çift katlı sekiz ranza ortada ancak dört beş kişinin oturabileceği bir alan var bazı zamanlarda yeni mahkum geldiğinde bu alanında kalmadığını söylediler bu durum beni çok üzmüştü ben kendilerine her hangi bir vaatte de bulunamıyorum sadece gezip bilgi edinmek ve merakımı gidermek niyetindeyim fakat mahkumların serzenişleri de hak vermemek elde değil
Bu gün beni en çok etkileyen mahkumların serzenişlerini bire bir görmem oldu en çok etkilendiğim mahkumda çaycı Latif oldu Latif çok gariban bir insanmış suçu ise cinayet arazi kavgası yüzünden karşısındaki birisinden hakkını isterken dahi yüzü kızaran birisi iki günde bir adam tanınırmı diye bilirsiniz adam gibi adamlar tanınıyor belki bir gün bu yazı dizisinin içerisinde tekrar latiften söz edeceğiz umarım yanılmam, çaycı latif beni yanıltmaz. Birde bu gün öğrendiğim Gardiyanın; infaz ve koruma memuru, Baş gardiyanın ise infaz ve koruma baş memuru olduğu Baş efendinin ise baş gardiyan olduğunu öğrendim
Biz koğuşun birinde yarım gün geçirdik belki diğer koğuşları daha çabuk geçeriz ama çok zor çünkü ceza evinin şartları çok ağır ıslah evinden çok işkence evi umarım ki yanılayım ama görünen gerçek kılavuz istemiyor ,
devam edecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.