- 361 Okunma
- 2 Yorum
- 3 Beğeni
Arkası Yarın çocuklarıyız biz...
arkası yarın çocuklarıyız biz...belki de bu yüzden hep yarınlara sakladık isteklerimizi hayallerimizi...arkası yarın dedik günü yaşayamadık...hep ileride bir gün gerçekleşir sandık dileklerimiz...naftalinli sandıklarda sakladık nice umutlarımızı...arkası yarındı yarındaydı hep bir türlü sonlanmayan nihayete ermeyen bilinmeyen özlenendi beklediğimiz...bizler beklemeye bekletilmeye avunmaya avutulmaya alıştırılmıştık...
yurttan seslerdi kulaklarımızı yıkayıp arındıran...saf temiz türküler maniler halk hikayeleriydi tatlı sesiyle cuma sabahlarını şenlendiren...okul radyosuydu bizlere yardımlaşmayı saygıyı sevgiyi öğreten...çocuk saatiydi çocuk olduğumuzu hatırlatan...Müzik kutusuydu iyi müzik dinlemeyi aşılayan...gözünüz yolda kulağınız bende olsun diyordu Zeki Müren...Yuki ile şakalaşıyordu Orhan Boran...öyle sarhoş olsam ki dertlerimi unutsam diyordu Tanju Okan...
elma çağlası çocuklarıyız biz...ellerimizde yemişen dikenlerinin çizikleri ve kalbimizde umut dolu şarkıların tatlı ezgileri...bu dünyadaki en zengin kişi vermeyi bilendir diyordu Şenay...hayat bayram olsa diyorduk hep birlikte...bayramlık elbiselerimiz kaldı tırmandığımız kiraz ağaçlarının dallarında...dev kepçeler ezdi silindirler üstünden geçti kırmızı rugan papuçlarımızın...
pamuk şeker gibi döne döne dağıldı bütün umutlarımız...soluksuz okuduğumuz cep fotolarda sarardı aşklar ve rüzgarlı havalarda hâlâ annemin dikkat et çatı altlarından geçme kiremit düşebilir diyen şefkatli sesi kulağımda...boynumuza taktığımız alıçtan yapılma kolyeler yeryüzünün bütün mücevherlerinden değerliydiler...televizyonsuz çamaşır makinesiz elektriksiz evlerde okunurdu uzun kış gecelerinde içimizi ısıtan bin bir gece masalları...
her şeye pek kıymet verilirdi çoraplara yama yapılır eski çoraplardan elbezi paspas yapılırdı hanımlar elişleri yaparlardı sehpalara dantel örtüler örtülürdü...ah ne samimiydi komşuluklar sanki aynı anneden dünyaya gelinmiş gibiydi,sokaklarda oynardık arsalar bağlar bahçeler boş alanlarda koşturur terler yoğurt sürülüp toz şeker serpilmiş ekmekler yerdik...
radyo tiyatrosu gibiydi hayatlarımız...Ejder Akışık her gün duyduğumuz isimdi...Kerim Avşar güzel sesiyle adeta büyülerdi...Pervin Par ismi gibi güzel sesliydi okul radyosunun Pınar ablası da öyleydi...kapılar gıcırdayarak açılırdı bizim evlerimizde de cızırtılı radyoya kulağımızı dayadığımız günlerde...efekt Ertuğrul İmer derdi sunucu...kulak kesilirdik acaba bugün neler olacaktı gerçek suçlu bulunabilecek miydi diye...
bizler arkası yarın der yutkunurduk...sabrederdik beklerdik...bazen vazgeçmeyi de bilirdik isteklerimizden...
Gülhan Çeliktaş
YORUMLAR
Beş Altı yaşlarındaydım .Arkası yarın programında bir leyla vardı cok şirret, habire Altın ve para hesabı yapıyordu.
Rahmetli babama soruyordum. Leyla Ne diye Altın istiyor.
Hiç unutmuyorum o sözünü'' hayattan başka beklentisi yok ''demişti.
Altını hiç sevmedim o günden sonra.
Teşekkür ederim yazı için...