- 623 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Çözüm kimde?
Yokuşları, çukurları çaprazları olan bir hayattan geliyorum.
Sabrı, savaşı direnişi, mücadelesi kendiyle olan bir hayattan,
Sınanan geçmiş, beni yeniden doğururken
Sancısı acısı, ağrısı bağlandığım kordonlara takılı değil.
Nefes tek bir nefeslik yaşama bağlı olmadığımı idrak etmek?
Yaşanan, yaşanması gereken olaylara, at gözlükleriyle bakmadan yoluma devam etmeyi.
Insan ne garip bir varlık, yaşının ilerlemesi mühim değil,
Yaşadıklarının ileriye gitmesi ile bakış açısının genişlemesi.
Meselâ, yaşatılan hiç bir şeye şaşırmamak?
Bu da mı olur ? Bana bunu yapmış olamaz?
Insan kimyası gereği, nankörlüğe en meyilli varlık.
Çok garip yıllar önce olsa, dehşetle karşılardım, dünya üzerinde yalnızca iyiliğe insanlığa merhamete, nezakete önem verilir der, kahrolurdum.
Esasında çok korkuyorum...
Nesli tükeniyor mu? bahsettiğim değerler...
O yokuşlardan, çukurlardan çaprazlardan düşe kalka çıkan olarak, bir elin sıcaklığına ihtiyaç duymak lüks mü artık?
Selamsız sabahsız, bir günaydın sözünün ağırlığı kaç gram olabilir?
"Nasılsın " ağızda ne kadar yük olabilir?
Nezaket, kişiliği bozabilir mi?
Diyorlar ki; " İnce düşünceli olanlar çok kırılır "
Ne komik, kalın kafalı insanlara naif olmayı anlatmak.
Bir süre sonra ne oluyor biliyor musunuz?
Naif yanlar gizleniyor, ince düşünceler perdeye alınıyor.
Samimiyet denen o olgu, herkese gösterilmiyor.
Hele ki benim kadar keskin bir insan iseniz,
Sabrını çabasını, savaşını bilmeyenlere, kalın duvarlar örüyorsunuz.
Ince naif bir insandan, sert mağrur baş kaldıran bir Kadın yaratıyorlar,
Sonrada " Niye böylesin " diyorlar!
Denilmiyor ki, kırılan bir kalbin enkaza dönen hayatın,ruhu defalarca parçalanan bir Kadının nasıl olmasını bekliyorsunuz?
" Ben buyum " deyip sıyrılmak kolayıma geliyor, kime neyi anlatacaksın.
Dilimin kuruduğunu, sözlerimin tükendiğini, içimin kimseyi almadığını.
Güveni dünlerde yitirdiğimi, zamanında çok anlattım.
Baktım ki, saydığım kelimeleri dans ettirdiğim kâfi gelmiyor.
Tek kelime ile konulara son verdim...
Biliyorum pek çok insanın benden farkı yok..
Uzun kahkahalı sohbetler için çıkana kadar ağlamalar yok oldu,
Zaman mı, yaşanılanlar mı bu noktaya getirdi bilinmez.
Kimse kimseyi dinlemeye tahammül edemiyor, belki bende...
Lafın sonu gelmeden ağızlar kapatılıyor.
Kendini ifade etmeye gayret eden ciddiye alınmıyor.
Görülen duyulan doğru ne ise,ona göre karar veriliyor,
Kişi kırılmış mı üzülmüş mü, kendini kötü mü hissetmiş umursanmıyor.
Önceleri insanların benimle sorunu olduğunu düşünürdüm,
Fakat benim haricimde başkaları ile oldukları muhattaplığı gördükçe.
Anladım ki onların sorunu kendileri,
Yetersizlikleri, öz güven eksiklikleri.
Ezilmişlikleri tatmin edemedikleri egoları,
Gözlerini, kalplerini örten hırsları.
Bunu anladıktan sonra hem sevindim,hemde çok üzüldüm...
Ezildim, ezeceğim itildim iteceğim,
Kırıldım kıracağım, " ben neye maruz kaldıysam onlarda kalacak " bakış açısı!
Bizleri felakete sürükleyen bir zihniyet.
Keşke görmekle, duymakla anlamakla düzeltmek mümkün olsa.
Bir kişinin farkında olması neyi çözebilir?
En büyük eksiklik birlik olmamak, " nasılsa işime yarıyor, zulüm etmesi banane " denildiği sürece çözüm var mı?
Hadi ben şu bu, bu tip insanlardan yakasını kurtardı, başka yol seçti kendine.
Peki kalanlar ? Duyarsızlığa sağırlığa itilenler?
Ve bu tip insanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla.
Her ortamda, her toplulukta hangisinden uzaklaşmak mümkün?
Şimdi ben boşuna mı çıktım o yokuşları, çabam savaşım, gayretim.
Sabrım boşuna mı?
Toplum olarak psikolojik tedavi almamız şart!
Benden önceki nesil, benim neslim ve sonraları tükenmeye mahkum..
Sevgiyi saygıyı, hoşgörüyü insanlığı.
Iyiliği, nezaketi aşılayacak bir nesil bulamayacağız.
Konu benim güya, ben sadece içinizden biriyim...
Ayşegül Kahraman
YORUMLAR
Konu siz değilsiniz,toplum,duyarsızlık,merhametsizlik,eğitimsizlik,sevgisizlik ,umutsuzluk belki de.
Düşünülmesi gereken derin bir yazı.Konu çok önemli çünkü..
Yüreğinize,emeğinize sağlık,sevgiyle kalın.
Günün yazısı seçilmeli.
Uzun zamandır günde yazı göremiyoruz,neden acaba?
Sözlerim yüreğim
Toplum çöküşte ve birileri buna ses vermek zorunda.
Bu benim de dikkatimi çekti, günün şiiri seçiliyor, fakat yazı neden seçilmiyor.
Nedeni ne acaba?