- 298 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Akşamdan Geceye
Gecelerden gecelere, iyi geceler!
Hayat gelip giderken,
tufanlarla, fırtınalarla, figanlarla, hazanlarla
Kırgınıklarla!
Geçiyor işte!
Bu günde akşam olduğu sensizliğin gölgesinde
Bu günde şairler şiirler yazdı sessizce,
içindeki çığlıkları çoğaltarak!
İçinde ki yanlızlıkları ağlatarak!
Karanlık basıyor yavaş yavaş şehire
Her şey sussuyor caddelerin numarlı evlerinin önünde, suspus olmuş korkulu incelikler çoğalıyor gözlerimin önünde!
Nereye dokunsam elime gece, çöken akşam karışıyor soğuyan havayla beraber, soğuyan yürekler eşliğinde.
Sıcaklık; hem klimatik, hemde insansı sıcaklık Yerküre’in Kuzey‘ine uğramıyor bu aralar!
Gökyüzü uzak, ama ayaz ve soğuk! Yıldızlar birer birer savrulmaya başladılar bile acı ruhlara dokunmak için.
Herkes hazırlanıyor sol yanından kurşunlar yemeye, daha çok üşümeye ve üşütmeye!
Kimsesizliğin saatlerini başbaşa geçirmeye!
Belki, şu anda Ağrı’da, Dersim’de, Yeni Delhi’de, İstanbul’da çok kimsesiz vardır, evsiz vardır, aç vardır susuz vardır.
Bir dostları bile olmayan, onları arayıp sormayan!
Çokça sol yanından yaralanmış, yaralamış, hayattan ıskalanmış, koltuk değnekleriyle yoksul yoksul geceye yürüyen.
Yanlızlığa güvenle hükmeden, duvarlara çarpa çarpa yürüyerek yön bulmaya çalışan yaralılarla dolu sokaklarda!
Gözlerde vuslatın acısı, içte aşkın derin sancısı, kurumuş boğaza bir damla su ıslaklığı özlemiyle hasretlik çeken.
Akşam işte, kırgınlıkların beslendiği geceye geçen ara sokak, karabasanlara kabuslara kalan bir adım veya bir ayak!
Gezdirir bizi hüzünle boğması aylak aylak!
Yaslara boğan, boyuna ilmik sınırına gelmiş yağlı bir urgan.
Akşam, gecenin ustası, yıldızların ve mehtabın hastası,
Etlerimizi canımızdan koparan, çokcada boğan, ama öldürmeyen akşamın gecesi,
Tüketir içimizin son neşesini
Herkes kendi evine çekilirken, karanlığın dehlizlerinde kaybolmak uğruna,
Geceyi basmak için bağrına,
Nihavent ve hüzzam şarkıların ağırlığı altına
Frankfurt am Main’de inler Main Nehiri kendi adına
Keşke, „görmeseydim seni gönül gözüyle“ takıldığı mısralara …
Sol tarafın aldığı ve maruz kaldığı derin darbeler arasında
Hazandan, karakıştan, yoksullukltan, açlıktan, hastalıktan mısralar dökülür içimize hiç uğramayan baharlar adına!
Vurulur iyi niyetler, kelebeklerin bir günlük yaşamında!
Belki gelirse düzelir diye kendimizi avuttuğumuz teselliler arasında
Kann kızıl yaprakları savurmak için şafaklarda
Düşüyoruz koşarken akşamadan geceye geçen uçurumlarda
Yuvarlanarak hiçliğimizin avuçlarında
Acı çektiriliyor yoksulluk, talan ve umutsuzluk sofralarında
İsmini bile sayamadığım halklara
Sol yanlarımıza sakladığımız boşluklarda
Dolduruyoruz kızgınlığımızı akşamlara …
Geceye vurmak için, lamba ışıklarında
Yazılar yazarak maroken masalarda
Harabe duvarlar arasında,
İşkencehanelerin ortasında, her şeyi kayıp ettiğimiz anlarda
Yüzümüzde ki gülümsemeler bile hüzünlü
Beliriyor gamzelerin saflığında
Cana can verip, cansuyu saydığımızda
Çoğullar diyoruz, kalan anılara
Akşamdan korktuğumuz için gecenin namına
Güller talihsizliğin çekilişini oynuyor
Fatal zamanlarda
Biteviye tutum ve davranışlarımızla
Papatyaları koparıyoruz, sonuçlarını bildiğimiz
Aşkın mahmuzlarının acılarıyla
Gecelerden gecelere, iyi geceler
En çok saydığımız varlıklarına …
Ömürelere adınmış ömürler!
Nerede kaldı?
Yaşamak, geceye geçmek için akşamdan akşama
Hiç bir şeye sahip olmayan bedava varlıklarımızla ...
Boşa vuruyor saatler oysa
Zamansız gidişlerin yorgunluğu adına
Bunca tutarsızlığın çiçek açtığı ayarsızlıklarda!
Yetişeyim derken geç kaldığımız akşamlara …
Gece vuruyor bütün korkusuyla suratlarımıza
Binbir dilin yansıttığı fotoğraflarda
Topluyoruz dağılmış kendimizi
Tek gerçek sandığımız kırılgan dünyalarımızda
Gece işte!
Kanar kanlı bülbüller gibi şiirler eşliğinde
Geçip gider bir gün daha
Puhağular vurduğumuz ayaklarımıza
Ve fırtından fırtınaya kayıp olup giden ruhumuzla
Geriye bir sabit benlik kalır;
Eğer kişiliğimizde stabil bir karekter varsa
En çokta gece ağlar umutlar adına
Saygılar! Geceniz güzel, huzurunuz daim olsun yüreği güzel insanlar. Önce insan olalım, sonra da onu insanlığımızla paylaşalım!
Sosyolog H. Hüseyin Arslan - 09.01.2022
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.