- 309 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
EĞİTİMİN AMACI
EĞİTİMİN AMACI
Eğitim sistemimiz hala, bu projeyi yıllarca uygulamış, tek parti iktidarının tek tip insan yetiştirme projesini sürdürmektedir. Tek partili, faşist, dikta emrinde kurşun askerler yetiştirme projesi yapmış ülke çok partili düzene geçeli yıllar geçmesine rağmen bu durum bir türlü değişmemiş, değiştirilememiş, değiştirilmek istenmemiş, değişme isteklerine rağmen ısrarla korunmuştur.
Bu koruma kollama savaşında tek parti uzantısı kanlı bürokrasinin yılmaz mücadelesini anmakta yarar var. Ayrıca bu mücadelede ona destek veren medya, iç ve dış mihrakları da unutmamalıyız. Ayrıca rejimin bekçiliğine koşullandırılmış askeri yapı da zinde kuvvetler olarak her olaya müdahale, her değişime karşı.
Eğitimde yıllardır bitmeyen sorun amaç sorunudur aslında. Eğitimde amaç konusunda fikir birliğine varmak gerek. Her ne kadar kanunlarla belirlenmiş bir amaç varsa bile toplum olarak bu amacı ne kadar kabullenmişiz bunu sorgulayalım.
Bu amaç kime ,nasıl sorularak hazırlandı pek belli değil. Bu amacı kim belirledi ve neye göre belirledi. Aslında bu amacın belirlenmesinden çok eğitimin insan yapısına ne kadar uygun, toplumsal değerlerimize ne kadar yakın bunun öncelikle soruşturulması, sorgulanması gerek.
Küçük bir azınlığın tek parti diktasından beri sürdürdüğü bürokratik yapının halka hemen hiç sormadan, onun değerlerini kaale almadan dayattığı bir amaçtır ve toplum yapısı ile doku uyuşmazlığı barındırmaktadır.
Aslında bu amacın belirlenmesinden başka bu amaca uygun bir sistem arayışına girmek gereklidir. Öncelikle biz toplum değerlerine uygun bir eğitimde amaç sorgulamasına girişelim:
Biz öncelikle eğitimle neyi amaçlıyoruz. Ana babasına saygısız, içki, kumar parası için anne babayı darp eden, hatta ölümlere varan yaralamaya yol açan davranışta bulunan gençlik mi? Üç kuruş için yaşlı bir insanı döven, hatta öldüren, çantasını almak için yolda yürüyen bir kadını yaralayan insan tipi miydi aradığımız?
Esrar, eroin bağımlısı bir zavallı gençlik mi amaçlıyoruz? Bankaları hortumlayan insan tipini mi amaçlıyoruz? İki yüzlü hatta bin bir yüzlü, çıkarcı, yalancı ,sahtekar, dolandırıcı bir insan tipini mi hedefliyoruz? Amacı için bütün araçları mubah sayan bir karakter yapısı mı hedefliyoruz? Kendini dindar addettiği halde büyük amaçları(!) uğruna her yolu deneyen ve bunu dini referans göstererek yapan bir kişilik yapısı mı gayemiz?
İşte tüm bunlara hayır diyorsak bunca negatif varsayıma karşın pozitif teoremlerimiz ne olacak? Milletin değerlerine uygun bir nesil nasıl yetiştirilebilir? Bunu nasıl yapabiliriz? Biz şimdi bunu irdeleyeceğiz:
Evet öncelikle bu amaç iyi belirlenmeli ve ona uygun eğitim sistemleri ele alınmalı. Biz burada tarihimize bakarak, oradan İslam Medeniyetine bir bakış atalım, oradan İslam medeniyetinin ilk nüvesi Medinet’ün Nebi’ye, oradan da Ashab-ı Suffe’ye gelelim.
İşte prototiplerimiz, asil örneklerimiz hala dünkü gibi canlı. Osmanlı Medrese sisteminin bozulmadan önceki yıllarına bakalım, oradan Nizamiye Medreselerine geçelim .Oradan en son varış noktamızın Peygamber mescidi olduğunu hatırlayalım.
Buradan bu günkü eğitim sistemimizin en büyük yanılgısının not sistemi olduğunu ve bu notlandırma sisteminin eğitimi engelleyici bir yapısı olduğunu hatırlayalım. Uzmanların çıkarımlarından sınav için öğrenilen her şeyin sınav sonu geriye ket vurularak unutmaya terk edildiğini, gerek kültür ,gerekse eylem bakımından hiç bir şekilde yararlanılmadığını biliyoruz.
İşte biz şimdi bu notlandıran eğitime odaklanacağız, sınavsız bir eğitime nasıl geçileceğini araştıracağız.
AHMET KEMAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.