- 529 Okunma
- 6 Yorum
- 5 Beğeni
NEDEN YAZILIR 1. BÖLÜM...
‘’Neden yazılır?
Dünya acılı olduğu için yazılır.
Duygular taştığı için yazılır.
İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bir kez bu zavallılıktan sıyrılmaya görsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir.
İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazı yazılır.
Ben dünyama egemen olmayı edebiyatla öğrendim ve:
Son bir cümle eklemek istiyorum:
Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum.’’(T. Özlü)
Bir kâbusun yitimi ne derece önemlidir insan yaşamında hele ki insanın yolu kendi canına kıymakla kesişmişse…
Sözcüklerin beni refüze ettiği bir yaşamın kıyısından ulaşmaya çalıştığım o son kişi ve aklımın alfabesinde geviş getiren acılar.
İçimdeki nem.
Henüz namım alıp da yürümüşken.
Ve çürük yumurta gibi kokan ölümün ç/ağrısı öylesi albenili ve istikrarlı bir çağrıydı ki hem de.
İçime yağan karın.
Yüreğime sızan karanlığın da haddi hesabı yokken ve çevremdeki insanlardan sızan irin.
Bir kâbusla kenetlenmek ve kilitli yüreğim ve vücudum taşıyamazken bu yükü oysaki hafif sıklet bir fani olmanın ötesinden nasıl da kuş gibi hafiftim öncesinde…
Gecelerden karanlık ıslıklayan ve delirmiş bir ada yeri göğü dağıtırken bense parmak uçlarımda yaşar ve yürürken ve sadece nefes almak iken yaşadığıma dair tek iz.
Ve bir gizin de öncüsüydüm ben saklandığım koğuşum ve demir parmaklıklar arkasına hapsolduğum oysaki cennet gibiydi öncesinde gözümde.
Ya, ben ne miydim birilerin g/özünde?
Lamı cimi yok.
Lambanın cini ise kayıplarda.
Esefle yaşadığım.
Sessizce yasaklandığım.
Simamdaki nur bazen nar gibi kızarıp da çatlarken.
Ve kalemin varlığı sadece hesap tutmakla geçiştirdiğim.
Elime geçen bir güç.
Ya da gücün bana geçtiği aslında kendimden geçtiğim aslında kendimi çoktan kaybettiğim ve ruhumu uçurduğum…
Şaklaban gece.
Hoyrat rüzgâr.
Nüfuzlu insanlar.
Yüz ölçümü ömrünse sadece doksan metrekarelik bir alanda sınırlı iken ve müdavimi olduğum yalnızlık ve karanlık ile s/özlendiğim.
Acımdan neler örüyordum üstelik:
Metrelerce kilim.
Sayısız örtü.
Bir şal.
Bir battaniye ve bir tane daha…
Ve işte kalemle buluşmam: sene 2012 aylardan Ekim.
Yaşadığıma dair çok iz de yoktu hani öyle ki evde kaynayan tencere yoktu öyle ki açlıkla imtihanımda hız kesmeden zirveye ulaşmıştım.
Yolumun kesiştiği bir söylem:
‘’Hiçbir zaman sakin olamamak, sanırım benim kaderim.’’
Çocukluğumdan bu yana ve ağır koşullarda disipline olmuş ruhum ve tüy sıklet bedenim.
Ağır egzersizler.
Uzun yürüyüşler.
Açlığa direnç kazandığım.
Uykusuz geçen yıllarım.
Sonra yitirdiğim yakınlarım ve babam.
Tek lüksümse hayal kurmak iken hayallerimi iyi kötü gerçek kıldığım akabinde her şeyden elimi eteğimi çekip içime kapandığım…
Mikado çöpleri gibi dağılmış ruhum ve duygularım üstelik ket vurduğum ket vurulduğum.
İbresi hayatın sessizlikle kesişsin diye ses etmeden yaşamamın bile kabul görmediği.
Hiçlik mertebesine henüz ulaşmadığım çünkü asal sayı görevini üstlendiğim üstelik en küçük asal sayı.
Bir.
Birden başlayıp geriye saydığım ve eksiye ulaşıp eksi s/onsuzlukla iştigal olduğum ve işte infilak eden ruhum o geceyi bir ömür unutmamın da asla mümkün olmadığı ve günler içerisinde yazma eylemini gerçek kılan titrek parmaklarım…
Bilemezken.
Bildiğim tek şeyin hiçbir şey bilmediğim olduğunu keşfettiğim:
‘’Ne garip, insan keşfetmeye görsün, nasıl da tüm dünyaya sahip olabiliyor.’’
Frekansın kesildiği.
Devrelerim attığı.
Fabrika ayarlarıma dönmenin ise yıllar alacağından bihaber olduğum 2012 senesi…
‘’Yaşam insanın yaşantı aradığı değil, kendi kendini aradığı bir olgudur.’’(Cesare Pavese)
Sözcüklerin doğurganlığı.
Yalnızlığın alfabesi ve de albenisi.
Senelerden 2022 ve yalnızlığın alfabesine eklemek zorunda ve de isteğinde olduğum sayısız harf var içimde devinen ve son on yılımı yazarak geçirdiğimden de öte geçiştirdiğim benliğimle yeni yeni uzlaştım ve kendimi yenilemek adına delice bir mücadele verirken Yaratan ile olan beraberliğim ve İlahi Aşka artan inancım ve geçirdiğim devinimle ile adeta arınmanın bir yolu yazmanın büyüsü.
İçerlediğim binlerce insan.
İçime attığım koca bir ömür.
İçin için yanan da bir ateş.
Yüreğim feri ise kalemin neferi iken varlığımın kesiştiği o izafi rahle ve aşkın aldatısı belki de bir alıntı olduğu izlenimi veren öğretilerden çıkıp da yola kendimle barışmanın da ön görüsü ile yaşamımı biçimlendirme telaşı içerisindeyim ve neden mi edebiyat sorusuna vereceğim cevap bire bir aynı sevgili Tezer Özlü ile:
‘’Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum.’’
Varsın birileri için mahsuru olsun ya da olmasın…
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Hem de nasıl nasıl.
Teşekkür ederim çok çok.
Sonsuz selamımla
Dağ
Duygularım
Deviriyor beni
Çırpınan kalbimi
Görmezden geliyor umut
Mavi rengim bana bişey söyle,,
Çok sevdiğim eserine çam sakızı çoban armağanıdır
Galiba hep acıdan besleneceğiz kalemimizin gücüyle sesleneceğiz
Gülüm Çamlısoy
Sonsuz içten selamımla...
Teşekkür ederim
Sözcüklerin doğurganlığı.
Yalnızlığın alfabesi ve de albenisi.
Senelerden 2022 ve yalnızlığın alfabesine eklemek zorunda ve de isteğinde olduğum sayısız harf var içimde devinen ve son on yılımı yazarak geçirdiğimden de öte geçiştirdiğim benliğimle yeni yeni uzlaştım ve kendimi yenilemek adına delice bir mücadele verirken Yaratan ile olan beraberliğim ve İlahi Aşka artan inancım ve geçirdiğim devinimle ile adeta arınmanın bir yolu yazmanın büyüsü.
İçerlediğim binlerce insan.
İçime attığım koca bir ömür.
İçin için yanan da bir ateş.
Yüreğim feri ise kalemin neferi iken varlığımın kesiştiği o izafi rahle ve aşkın aldatısı belki de bir alıntı olduğu izlenimi veren öğretilerden çıkıp da yola kendimle barışmanın da ön görüsü ile yaşamımı biçimlendirme telaşı içerisindeyim ve neden mi edebiyat sorusuna vereceğim cevap bire bir aynı sevgili Tezer Özlü ile:
‘’Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum.’’
Varsın birileri için mahsuru olsun ya da olmasın…
Bazen söyleyemediklerini yazar insan. Ya anlatacak kimse yoktur etrafında ya da konuşarak anlatamaz içindeki hüznü, öfkeyi, sevgiyi ya da mutluluğu. Fakat haykırmak ister. O anda kâğıda döker içindekileri. Kağıt ve kalem en yakın dostu olur yazanın. Ama duygu ve düşüncelerini konuşarak anlatmada zorluk çeken bir çok insan yazı yazarken başka biri olur sanki. Belki de okuyanlar, dinleyenler gibi karşılarında değildir ve bu yüzden daha rahat olurlar okuyucu ile konuşurken.
Yazarın dili parmaklarındadır. Yazmak için bir yüreğe çakan bir kıvılcım gerekir sadece. Yüreğe çakan kıvılcım parmaklarında alevlenir, yakar kâğıdı ve aydınlatır zihnini yazanın.
Gerçekten de yazmak böylesine güzel bir eylemdir, hissederek ve içtenlikle yazılmış paylaşımınız için kutluyorum tebrikler efendim.
Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun inşallah.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Gülüm Çamlısoy
Kalem.
Yüreğin gümbürtüsü.
Duyan bilen biri var elbet var ve insan bunun bilincinde nasıl da sarılıyor hayata...
Sevgi işin özü merkezi sevgi hep hep duyumsadığım.
Hele ki Allah rızası için yaşamak ve sevmek yok mu vee işte eklenen yürek sesinin satırlara döküldüğü.
İyi kötü yazmak bana açılan son kapıdan içeri girip Rabbimle kendimle ve sevgiyle ve güzel yürekli insanların varlığına duyduğum inançla beni gerçek manada güzel insanlarla buluşturan.
Şükürrrr değerli hocam.
Yapmam gereken pek çok şeyi yaptım ve sonuç sıfır iken.
Kalemin varlığı ve yazmanın büyüsü ile yeniden doğdum adeta tam da her şey bitmiş dediğim bir anda.
Bu bağlamda Defter benim için çok önemli ve şükür dolduğum.
Yazmayı burada öğrendim desem yeridir.
Sizin sizlerin hakkını ödeyemem.
Çok çok teşekkür ederim kıymetli hocam.
Var olun var olun siz sizler.
Sonsuz içten selam ve saygılarımla değerli hocam
ŞÜKRÜ ATAY
Siz de sağolun, varolun efendim.
En içten selam ve saygılarımla.
Yazmalısın, yazmayı çok iyi bilen ve seven biri olarak yazmalısın. Yazmayı böylesi içselleştirdiğin ve bunu becerebildiğin için seni kutlarım, arkadaşım Bana da ilham kaynağı olduğun için teşekkür ederim.
Sevgimle Gülüm.
Gülüm Çamlısoy
Var ol sen.
Güzel yüreğine çok teşekkür ederim.
Allah ın izniyle birlikte İnşallah.
Sevgimle yürek dolusu
Aslında bir çok insanın hareket noktasıdır "yazmak" eylemi ama neden yazdığını da henüz keşfedememiş olması.
Ne güzel siz yazmak eylemini neden gerçekleştirdiğiniz ikeşfetmiş bir insansınız...
Yolunuz aydınlık ve açık olsun yorum ben de... Gününüz aydın, gönlünüz şen, umutlarınız daim olsun...
Gülüm Çamlısoy
Yazmak.
Bu kocaman bir nimet bahşedilen hazine ben de yüreğimi koyduğum için sevgiyle mutlulukla yazmaya çalışıyorum.
İyi ki varsınız sizler
Var olun sevgili gönül dostum.
Sevgimle tüm içtenliğimle
Gülüm Çamlısoy
Yazmak.
Bu kocaman bir nimet bahşedilen hazine ben de yüreğimi koyduğum için sevgiyle mutlulukla yazmaya çalışıyorum.
İyi ki varsınız sizler
Var olun sevgili gönül dostum.
Sevgimle tüm içtenliğimle
Eğer insan kendine inanmazsa yaşam alanı tıp kı hapihane gibi bir kaç metreden ibarettir,,
Biz yazarak kendimizi ve kalemlerimizi özgür kılalım,sınırlar çünkü bizi bağlamaz
Gönül gözünde kaleminde hi susmasın dost kalem,,GÜNAYDIN
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim kadim dostum.
Şükürler olsun kalemle birleşti yüreklerimiz ve sevgiyle eşleşen.
Nefes almanın diğer adı yazmak.
Selammmm