- 437 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYVAN SEFERBERLİĞİ
Hayvanlar aleminde beş yıllık planlar yapılmazdı daha önce yaparlardı ama mevsimlerin acımasız bir şekilde kıyafet değiştirmesi alınan tüm tedbirleri erozyone uğratmıştı.
Kral aslan uzun vadeli programların artık israftan başka bir şey olmadığını söyleyince kısa kısa yıllara böldüler.
Son toplantıyı yapıp taze bilgiler almak üzere bir genelge yayınlandı ve tüm hayvan alemine ulaklar gönderildi.
Genelgeyi alan herkesin suratları asıldı çünkü gerçekler çok acı vermeye başlamış kimse kendisiyle yüzleşmek istemiyor aslanı ise hiç görmek istemiyorlardı.
Verilen sözler ve uygulamalar blöf çıkmış herkes başı derdine düşmüştü.
Böylesi bir ortamda toplanıp yüzleşmek acıdan başka bir şey vermeyecekti.
Yinede yapalım şu topklantıyı gelen raporlara bir bakalım denildi.
Sıcak bir günde nemli bir mağarada yapılıyordu toplantı.
Hayvan temsilcileri yavaş yavaş kendilerine ayrılan yerleri aldılar ve aslanda geçip herkesin görebildiği her zamanki yerine uzandı.
Göz ucuyla kuş bakışı gelenleri izliyor henüz gelmemiş olanlara içinde sinir birikimi yapıyordu.
Öyleya söz konusu olan hayvanların geleceğiydi, işi sıkı ve ciddi tutmak gerekirdi.
Bazıları çabucak aslanın etrafında kümelendi bunlar daha çok etçil olanlardı.
Aslanın ağzından çıkacak olan kararları daha iyi duymak ve hafızaya kaydetmek gerkiyordu aksi taktirde unutanlar oluyordu.
Buda bazılarının canına mal oluyordu.
Aslan sandıki herkes yerini aldı tam lafa başlayacaktıki arkasında ekibiyle hort, hort ederek kara domuz girdi.
Başta aslan olmak üzere herkesin gözü faltaşı gibi açıldı ve baygınlık geçirenler bile oldu.
Kara domuz geçip ileride bir yere uzandı ve yardımcılarıda etrafında kümelendi.
Sanki kara domuza tuzak kuranlar var ve öldürecekler onlarda onu koruyacaklar.
Aslan çaktırmadan yanındakilere ne bu ulan bu ne yedide bu kadar şişti çabuk birisi bana anlatsın dedi.
Çünkü kuraklıktan çoğu hayvan cinsleri yok olmaya yüz tutmuşken kara domuzun bu kadar semirip şişmanlamış oluşu anlaşılır değildi.
Yanında getirdikleride bir o kadar semirmişlerdi ama kara domuz bir başka hal almıştı.
Karın eti yerlerde sürünürken kalçaları sanki arkadan yere dökülüyordu.
Boyun kısmı ise beliyle bütünleşmiş başını bile çeviremiyordu.
Aslanın kükremesi bazılarını telaşlandırmış olsada kara domuz hort hort yaparak bunu duymazdan geldi.
Aslan dedi çabuk biri bana anlatsın neler oluyor deyince tilki dedi efendim bunu size leopar anlatır ancak malum o domuz milletine yakın yerlerde avlanır.
Çağırın ulan çatlatmayın beni deyince aslan leoparı sürükleyerek meydana attılar.
Leopar neler oluyor habersizdi onun için yüreğini korku basmıştı.
Çabuk anlat bana bunlar nasıl bu hale geldiler deyince aslan, leopar meseleyi anladı.
Efendim aşağıda ormanlar arasında bir gölet vardır her yağmur yağışında bu gölette su birikir tüm hayvanlar göl kuruyana kadar sularını burdan içerlerdi.
İçerlerdi diyorum çünkü artık içemiyorlar, bu domuz türü orayı istila edeli beri herkes susuz kırılmakta.
Bunlar ilk geldiklerinde diğer hayvanlar gibi normal sulanıp yayılırken zamanla göleti dış kısımlara doğru eşelemeye başladılar.
Öylesine eşeledilerki gölet ormanın içine doğru açıldı, suyun gevşettiği yerden eşeleyip ağaç köklerini yemeye başlayınca ağaçta kalmadı orta yerde.
Kimse başını sokacak gölge bulamaz oldu.
Genişleyen gölet daha çok su tutmaya başlayınca dış kenarları gittikçe yumuşattı, bunlarda yumuşayan yerden daha çok eşeleyince kocaman bir balçık çukuru oluştu, oluştu çünkü yağmur yağmayınca balçıktan başka bir şey kalmadı.
Bir ara timsahlarla işbirliği yaptılar çünkü bunları gören diğer hayvanlar su içmek için gölete yaklaşıyorlar ama bilmiyorlarki her taraf balçık.
Balçığa saplanan hayvan bir daha oradan çıkamıyor timsahlarada batanı parçalamak kalıyordu.
Son zamanlarda göletin suyu kuruyunca timsahlar bunlara da saldırdı bayağı kayıp verdiler ama bunlar zararı zarardan sayan mahlukat değiller.
Malumunuzdur timsahlar daha önce bazılarının canını yakmış çoklarını parçalamışlardı.
Gölün suyu kuruyup balçıktan başka bir şey kalmayınca karşılıklı kavgaya tutuştular.
İşte o gölettir bunları bu şekilde şişmanlatıp semizleten.
Peki o balçık havuzu ne durumdadır deyince aslan, balçıkta kurudu efendim tek bir canlı bırakmadılar hatta ormanlarıda kuruttular dedi leopar.
Nerede bir su havzası görseler suyun önünü kesip balçık yuvasına dönüştürüyor sonrada su kuruyuncaya kadar o çamurlarda yatıp yuvarlanıyorlar.
Peki diğer hayvanlar ne içiyor deyince aslan, tilki lafa karıştı.
Tilki baktıki aslan gittikçe kızıyor çünkü sürekli yerde yatıp yuvarlanan kara domuzdan gözünü ayırmıyor.
Eğer bir saldırıya geçerse başkalarınında canı yanabilir.
Dedi efendim bunlar şu anda sadece söylenti ama gerçeğede bir hayli yakın.
Kara domuz ve kumpanyasının hali ortada.
Ben derimki haşmetli efendimiz bizleride yanına alarak varıp şu göleti bir görsekte ona göre bir karara varsanız.
Görmedende bir karar verirsiniz ama bu pek adalete uygun olmaz.
Tilki domuzların o mekanı sürülmüş tarlalara döndürdüklerini biliyordu, birde aslan görsün istiyorduki işte o zaman bunlara layıkıyla bir ders verebilirdi.
Yani aslanın ders verebilmesi için müthiş bir şekilde kızması şarttı yoksa işi yarım bırakma tehlikeside vardı.
Son derece kızgın bir şekilde domuzlara bakarak hemen şimdi deyip yola koyuldu.
Önceki göletin sonraki bataklığın yanına geldiğinde gördülerki ortada bataklık bile kalmamış tüm hayvanlar yerlerde sürünüyor.
Çokları zaten çoktan ölmüş akbabalarsa sefa sürüyor ama yinede aslanı görünce kaçıp gizlendiler.
Aslan bir baktı gözünde gündüz gözüyle bile olsa kıvılcımlar çaktı, Tilki dedi aslan kıvamına geliyor.
Aslan bir göz işaretiyle tüm etcilleri başına topladı ve tümünede seferberliğe hazır olun emrini verdi.
Hayvanlar aleminde seferberlik çok yaman bir işti, aslan takımı en öne geçer önlerine gelene saldırır kaptıklarının boyunlarını kırıp bir kez yere çalandan sonra ileri saflara doğru ilerlerdi.
Daha sonra arkadan gelenler yarı canlıların nefeslerini kesip tümden yokluğa sokarlardı.
Bu şimdi böyle bir seferberlik olacaktı tüm dere yataklarını kurutup, ormanı yok edip balçık tarlalara çeviren kalın boyunlu kara domuzlara karşı.
Güneş olanca hızıyla yakıp kavurmaya devam ediyordu, çoğu hayvansa susuzluktan kırılıyordu.
İşte böyle Savannayı yakıp kavuran havada başlattı ASLAN hayvan seferberliğini.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.