- 324 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Binlerce Kez Şükrediyorum.
İnsanın kendisinin en iyi versiyonuna erişebilmesi için bazı şeyler yaşaması gerekir ve yaşarken farkında olmaz. Yaşadığı o şeylerden sonra farkında olmadan evrilir ve gelişim gösterir. Bu olay da benim evrilme sürecimin en önemli parçası.
Bir süredir devam eden kabuslarımın ve ağlamalı rüyalarımın o gün anlam bulacağını bilmeksizin sevgilimle buluşmaya gitmiştim.
1 senedir devam eden ilişkimiz yıpranmıştı artık; sadece bağlılığımız bizi bir arada tutuyordu. Ama yine de onu seviyordum. Her ne kadar geçinmesi zor bir insan olsa da çok zor anlarımda yanımda durmuştu ve destek olmuştu. Dolayısıyla ona olan güvenim ve bağlılığım da buradan geliyordu.
Altıncı hissimin kuvvetli olduğunun kendimi bildim bileli farkındaydım. Bazen başıma gelecekleri önceden hisseder ya da rüyamda görürdüm. Bu da öyle bir olay fakat hiç ihtimal vermek istememiştim…
Soğuk bir selamlaşmadan ve halletmemiz gereken birkaç işten sonra oturup muhabbet etmeye, aramızdaki sorunlardan konuşmaya başladık. Klasik muhabbetti çoğu. Cevabından korktuğum o soruyu sordum.
“yaseminle aranızda bir şey var mı?”
“hayır”
“dürüstçe cevap verebilirsin, ona karşı hislerin mi var?”
“kendi adıma hayır”
“nasıl yani o mu bir şey hissediyor ve sana mı söyledi o zaman?”
Ağzında bir şeyler geveledi ve olayların devamı bölük pörçük kalmış beynimde.
Özetle; devamındaki birkaç hafta kaostu. Beni aldatmış, her seferinde inkar etti. Bana kötü davranarak ve geçmiş sorunları bahane ederek kendisini haklı çıkartmaya çalıştı. Kabuslarımdan bile kötü günler yaşamıştım.
Bir şekilde ilişkimiz 1 buçuk yıl daha devam etti. Bir gün bile aklımdan çıkmadı bu yaşananlar. Her gün daha çok nefret ettim. Hem kendimden hem ondan hem de o kızdan. Detayları tüyleri diken diken edecek türden birçok şey yaşandı.
Öylesine bir günde, aslında bu çırpınışın bir anlamı olmadığını, bunu sürdürmenin en çok bana zararı olduğunu sonunda tam anlamıyla idrak edebildim. Aslında çok daha öncesinde de farkındaydım fakat beynim uyuşmuş gibiydi. O derin ve kabus dolu uykudan uyanmıştım. Bir tuzağa takılıp kalmıştım ve o tuzaktan beni kurtaracak tek kişi bendim. Çok uzun bir süre sonra tuzağı hazırlayanın da ben olduğumu fark ettim. Ve gerekeni yaptım.
Düşüncesinin bana zarar vereceği kadar uzun bir süre boyunca kendime lanet okudum. Kendimi hırpaladım. Fakat bir süre sonra hayatım çok değişti. Farkına bile varmadım. İyi olayların çokça yaşandığı koskoca bir sene geçirdim. Sonra bir gün fark ettim ki uzun süredir bunların hiçbiri bana hiçbir şey hissettirmiyor. Hatta çoğu detayı unutmuştum. Bir süre boyunca son 3 senemin üzerine bayağı bir kafa yordum. Hayata bakışımı değiştiren sonuçlar çıkardım.
Son 1 sene boyunca yaşanan tüm güzel şeyleri öncesindeki 1 buçuk sene devam eden kötü olaylara borçluydum. Her kötü olay aslında başka güzel bir olaya gebeydi. Bu gerçek suratıma tokat gibi çarpınca vücudumdan ter boşandı. Ve asla ağzımdan çıkacağını tahmin etmediğim şu cümleyi kurdum:
“İyi ki tüm bunları yaşamışım. İyi ki…”
Yaşamamış olsaydım bugünkü “ben”in olgunluğuna, sabrına, neşesine, hayata bakış açısına erişemeyebilirdim. Kendimi yeniden doğurdum. En iyi versiyonumla.
Binlerce kez şükrediyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.