- 245 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUDDUSİ, Tariku-l Kur'an Tefsiri (mülk)
Mülk Suresi
25-وَيَقُولُونَ مَتَى هَذَا الْوَعْدُ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ
“Kâfirler: "Eğer doğru söylüyorsanız bu vaadedîlen ne zamandır?" derler.”
Kâfirler, "Bize vaadettiğiniz, Öldükten sonra dirilme işinde doğru söylüyorsanız, söyleyin bakalım, kıyamet ne zaman kopacak ve biz, Allah’ın huzurunda ne zaman bir araya getirileceğiz?
26-قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ
“Ey Rasûlüm, de ki: "Bunun ilmi ancak Allah katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım."
Müşrikler, aşırı azgınlık ve inatlarından dolayı diyorlardı ki; "Eğer siz, haber verdiğiniz kıyamet ve tekrar dirilmek konularında doğru sözlü iseniz, bunların ne zaman gerçekleşeceğini söyleyin.
Ey Rasulüm deki: "Kıyametin kopmasına ait bilgi ancak Allah’ın ka-tındadır. Onu Allah’tan başka kimse bilmemektedir. Ben ise sadece bir uyarıcıyım. Sizleri, İnkârınızdan dolayı Allah’ın azabına uğratılmanızla uyarıyorum.
27-فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا وَقِيلَ هَذَا الَّذِي كُنتُم بِهِ تَدَّعُونَ
"Nihayet azabı yakından gördükleri zaman, o kâfirlerin yüzleri kapkara kesilecek ve kendilerine: "İşte sizin isteyip durduğunuz budur!" denecek."
Kâfirler, dünyada vaat edilen kıyameti yakından gördükleri zaman, üzüntü ve kederden yüzleri kapkara kesilecek ve tahkir olarak ve azaplarını daha da ağırlaştırmak için kendilerine: "işte sizin dünyada inkâr ve alay yoluyla isteyip durduğunuz budur" denecek.
28-قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَهْلَكَنِيَ اللَّهُ وَمَن مَّعِيَ أَوْ رَحِمَنَا فَمَن يُجِيرُ الْكَافِرِينَ مِنْ عَذَابٍ أَلِيمٍ
{قرأ ابن كثير، ونافع، وأبو عمرو، وابن عامر، وحفص عن عاصم: «معيَ» بفتح الياء. وقرأ أبو بكر عن عاصم، والكسائي: «معي» بالإسكان}
"Ey Resûlüm! De ki: Allah beni ve benimle beraber olanları helâk ederse, yahut bize merhamet ederse, o kâfirleri dayanılmaz bir azaptan kurtaracak kimdir? Söyler misiniz?
Burada helakten maksat ölümdür. Ölüm, helâk olarak ifâde edilmiş, çünkü o kâfirler, Peygamberimizin ve mü’minlerin helaki için beddua ediyorlardı.
"De ki: Gördünüz mü, eğer Allah, beni ve yanımdakileri öldürürse yahut bize merhamet ederse, böylece ecellerimizi geciktirmekle "kâfirleri acıklı azaptan kim kurtarır?” biz ölsek de kalsak da onları azaptan kimse kurtaramaz.
29-قُلْ هُوَ الرَّحْمَنُ آمَنَّا بِهِ وَعَلَيْهِ تَوَكَّلْنَا فَسَتَعْلَمُونَ مَنْ هُوَ فِي ضَلَالٍ مُّبِين
De ki: "O Rahmândır, biz Ona Îman etmişizdir ve yalnız O’na tevekkül ettik. Artık kimin apaçık bir sapıklık İçinde olduğunu pek yakında bileceksinizdir."
’’Pek yakında bileceksinizdir" âyetindeki: "Pek yakında bileceksinizdir" anlamındaki kelimeyi el-Kisâî haber olarak "ye" ile (pek yakında bileceklerdir, anlamında) okumuş ve bunu Hz. Ali’den rivâyet etmiştir. Diğerleri ise hitap olarak "te" ile (pek yakında bileceksinizdir, anlamında) okumuşlardır. Bu onlara bir tehdittir.
Ey Mekke kâfileri! Artık bizden ve sizden kimin apaçık bir sapıklık, hata içinde olduğunu yakında azabı görünce bileceksiniz.’
30-قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَن يَأْتِيكُم بِمَاء مَّعِينٍ
“De ki: "Söyleyin bana, suyunuz yerin dibine çekilse size kim bir akar su getirebilir?"
Âyette geçen ve "Akar su" diye tercüme edilen "Main" kelimesinin manası Abdullah b. Abbas’a göre tatlı su, Said b. Cübeyr’e göre gözle görünen su, Katade ve Dehhak’a göre ise "Akan su" demektir.
Cenâb-ı Hakk’ın bu sorudan maksadı, bu kafirlere, sürdürdükleri küfrün kötülüğünü göstermek için, onları, bir kısım nimetlerini kabul eder hale getirmesidir. Dolayısıyla bu ayetin manası, "Söyleyin bakalım, şayet suyunuz yere doğru batarsa, size, akan bir suyu kim getirecektir?" demek olup, bunun cevabı, mutlaka onların, "Allah!" demeleri şeklinde olur. Dolayısıyla da, bu durumda onlara, "O halde daha ne diye hiçbir şey yapamaz şeyleri ulûhiyyet hususunda O’na ortak tutuyorsunuz?" denilir. Ve bu ayet bu manasıyla tıpkı, "Şimdi içmekte olduğunuz suyu söyleyin bana. Onu buluttan siz mi indirdiniz, yoksa indiriciler biz miyiz"(Vakıa, 68-69) ayetleri gibi olur.
En iyisini Allahü teâlâ bilir. Salât ü selâm, Efendimiz Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e, onun âline ve ashabına olsun (Amin).
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.