- 344 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Ankara ve insan sevgisi
Gök maviş göl maviş
okşayıcı bir eylü güneşiye tatlı bir sonbar günü
ikindi güneşinde gölde çimen selviler ve dallarda
kimi göçmen kimi yerli kuşlar bize konser sunmadalar
yanımda bir ay parçası dolunay’ın yarısı
Ankara Bayındır Barajı terasından göl bir başka güzel
hafif esintiyle oluşan kabarcıklar spot lambalatrı gibi
kıpır kıpır ışıltılaryansıtıyor, tek tük tekneler sorti dalışıyla
martlarl göl ve çevre ağaçlarıyla, hele maviş renkleriyle
uçuşsan sevişen güvercinlerile tüm doğa bir başka güzel
diyorum
.O ,
’bugün mü’ diyor yanımda olmasını ima ediyor
’yanımda olmanızızın bu hoşgörümde etkisi var elbet
Ama bende daha başka güzellikleri anıları var Ankara’nın’
’Nasıl yani doğası mı ini cini insanı mı’
Ne demek istediğini sezinliyorum
’Evet ini cini insanıyla diyorum, devamla , köy kökenliyim
doğa sevgimin kökü oralardandır yaylalarımızda sürüler salınır
çan seslari keklik sesleri , kekik kokuları iyde gül kokular
birbirine karşır harmanlanır’
’öyleyse yavuklun da olmuştur dedi
Ağzındaki balkavayı çıkarmış oldu
’ozan ne demiş;
’Yokluk mecbur etti
Gurbeti ben mi yarattım’
Demiş ne güzel demiş .
bakışından asıl neyi merak ettiği anlaşılıyordu
Buraya Ankara’ya 11 - 12 yaşlarında
1957 lerde gelmiştim, aşk nedir yavuklu
nedir bilmezdim, anlayacağınınız çocukluğun
en güzel yaşlarını burada
Ankara’da yaşamış oldum’
’Nasıl ne gibi yani’ Merakınızı anlıyorum
ilk gözağrısı denen aşkı burada yaşamış oldum
ortaokulda sınıf başkanıydım. kırk öğrencinin sanırım onbeşi kız idi,
bunlardan beyaz tenli uzun saçlı aklımı gönlümü çelmişti’
’Ya o ’ diyorsunuz değil mi
’O hala çoçuk ruhluydu tabiat ana henüz ona bir şey fısıldamamıştı.
Beni, şikayet bile etmişti sınıf sorumlusu öğretmene
’ sonra’
’ liseyi başka okullarda okumuş yollarımız ayrılmıştı.
hukuk fakültesinde seyimiz kadirle aydınlıkevler lisesine gittik okul
çıkışında yanına vardık kendisini sevgimi bildiğini vs. anlatıp hayat
arkadaşlığını düşündüyümü söyledim.
’ben sözlüyüm ’ dedi
’ Hayriyle mi’
’ Evet kadir sölemedi mi’
Artık takılmak olmazdı.
Daha sonraki yıllarda evlendiğini
iki de oğlu olduğunu duydum
Mutluluğunu diledim’
’Yani bunun için mi seviyorsun Ankarayı’
’Sırf bu değil elbet daha neler var neler’
’Haydı anlat anlat sohbet ediyoruz’ dedi ,
benim de canıma minnet. garsona yeni siparişler söyledim
Dinlediğininiz için teşekkürler’ dedim, devamla
’liseliydim bir yaz tatilinde Atatürk Orman Çiftliğinde
bir içkili aş evinde çalışıyordum
Bir akşam şef garson bugün iyi çalıştın dedi ikramda bulundu
haftalığımı verdi haydı dedi.
Dolmuşa bindim Ulsta Yenimahalle durağında indim.
Heykelin orada otobüse binecem
yolun diğer tarafında sallanarak giden birine gülüyorum
durağa vardım herkes bana bakıyordu
içlerinden biri ’ İyisin delikanlı iyisin ’ deyince milletin de
bana gülmekte olduğunu anldım kızasrmışım tabii’
’ilginç güzel bir anı’ dedi gözlerinin içi gülüyordu
Bundan cesaret alarak
’12 Mart’ta Cebeci Erkek Öyrenci Yurdu’ndan çıkarıldık.
O gün için kalacak yerim yoktu
Eşyamı bir yere emanet bıraktım akşam geç saatlarda banliyo
trenine bindim artık nere olursa
Kayaşa vardık son durakmış. Kafayı vurdum uyudum mu uyumadım mı
ananla uğraşır oldum
’ Bu ne halin yavrum’ deyip ağlıyordu. Baktım olmayacak indin
hava soğuk mart ortaları sallanarak giderken bir ekmek kokusu sardı içimi
karnım guruldar ağzım sulanır derken kendimi bir fırının önünde buldum
actım yorgundm üşümüştüm içeri dalmak zorundadım, kendimi tanıttım
durumu anlattım.
Yemek yiyorlarmıış ekmeklerini lokmalarını benimle paylaştılar.
Un çuvallarıyla bir yatak yaptılar gömüldüğüm gibi uyumuşum.
Uyandığımda kuşluktu ve ben sapa sağlamdım sağlıklıydım
’ya işte böyle gel de şu kenti şu insanları sevme’
’nereliydi’ demesin mi
Hayret aklı hala ordaydı ondaydı
O Samsunlu ilk güneşimdi benim’
’son gördüğünde hala güzel miydi’
’kilo almıştı ergenlik çilleri çıkmıştı’
’şimdi görsen ne dersin’
’ne diyebilrim ki tek dileğin bir kez olsun görmektir’
’gerçekten seiyormuşsun işte temiz aşk buna derim’
’hep biz erkekler anlatırız aşk anılarımızı
ya sizin siz kadınların’
’başka zaman da ben anlatırım akşam oldu kalkalım, haydı’
Sigarasını yeniledi. Garsuna el ettim
İşte yetmiş beş yıllık ömrümün güzel mutlu bir gününü
kaleme almış bulunuyorum.İster beğenilsin ister beğenilmesin.
Ben tüm o günlerri o anları yaşarcasına okuruma anlatıyorum
Anı mı denir söyleşi mi denir her ne denirse
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.