- 371 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ve Sonra Ölüm Gelir...
“Ve sonra ölüm gelir… Dünya’daki bütün sıkıntıları unutursun.”
Geçen hafta, bir süredir yoğun bakımda olan can kardeşime geldi ölüm... Doktorları, “çoklu organ yetmezliğine gidiyor” derken bile ben umudumu hiç yitirmemiştim ama süresi bu kadarmış. Her canlının ömrü Allah katında belirlenmiş bir ecele kadar değil mi?
İki amputasyon ameliyatı arası şiddetli ağrılar çekerken bir gün beni aradı. “Benim yaşadıklarımın, görünenin dışında gerçeği nedir?” diye sordu. “Dünya hayatı işte kuzum” dedim, “bütün sebepler birer perde. Sıkıntıların, yaşadığın zorluklar, acılar, hastalığın; hepsi. O perdenin arkasında Rabbinle sen varsın.” … Allah murad ettiği sonuç için bize özel sebepleri yaratıyordu. Bunları biliyordu aslında, sanki doğrulatmak için soruyordu.
Demek ki Allah’ın muradı, onun için hayırlı olan sonuç buydu. Çocukluğundan bugüne yaşadığı zorlu hastalığı bitti, ağrı içinde uyumadan geçirdiği geceleri, tüm acıları bitti, ‘dünya sürgünü’ bitti. En zorlu zamanlarında bile asla gevşemeyen sarsılmaz bir bağla kalben bağlı olduğu Rabbine kavuştu kardeşim.
Hepimiz hayatta ‘yakın bir dost’ arayışı içindeyiz. Mutlu anımızda da zor zamanlarımızda da yanımızda olacak, kollayacak, sorunlarımızın çözümünde destek olacak, hastalığımızda ve yaşlılığımızda bizi yalnız bırakmayacak sevgi dolu, sadık dost arıyoruz. Gerçi biz aramadık birbirimizi, Allah bizi bir araya getirip kardeş kıldı.
Birbirini Allah için sevmektir kardeşlik. Bu sevgi herhangi bir dünyevi menfaat kaygısı ile bozulmamış sevgidir. İnananların sevgisi derindir çünkü kalplerini dolduran Allah sevgisinden kaynak bulur. Kardeşlik bir arada olmaktan zevk almaktır, birbirine umut vermektir, kendisi için istediğini arkadaşı için de istemektir. Biz onunla aynı anne karnını, aynı evi paylaşmadık ama sıkıntımızı, sevincimizi, sırlarımızı, kahvemizi, soframızı, hayatımızı paylaştık. O yüzden kardeşimdi benim.
Gerçek kardeşlik bir insanı yalnızca güzel ahlâkı için sevebilmektir. Samimiyet üzerine kurulan dostluklar kalıcıdır. Kardeş dediğin samimidir; içiyle dışı birdir, dürüst, açık ve nettir; düşüncelerini saklamadan, kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışmadan gerçek karakterini açıkça ortaya koyar. İnsan samimiyeti derecesinde değerlidir, samimi olduğu için o kişiye güvenilir ve sevgi duyulur. Dilindeki kalbindekiyle aynı olan, arkamızdan iş çevirmeyeceğine inandığımız vefalı, samimi dostlar lâzım bize. Öyle arkadaş, öyle kardeş lâzım… O öyleydi.
Kuşkusuz hepimizin ihtiyacı olan kardeşlik, büyük nimet. Biz bu nimetin bilincinde, birbirimizin iyi ve kötü gününde yanında olduk, kendimiz için istediğimizi birbirimiz için de istedik, mutluluğu en az kendimiz için istediğimiz kadar birbirimiz için de arzu ettik, dua ettik. Hem dünya hem ahiretimiz için.
Dünya hayatı çok kısa; zaman hızla ölüme doğru akmaya devam ediyor. Ömür çok hızlı geçiyor. Ölüm ise yalnızca dünya hayatımızdaki imtihanın sonu. İstisnasız herkesin ölüm gerçeğini görüp kabul edeceği bir an olacak. En sağlıklı, en gösterişli insan bile bir gün karanlık toprağın altına girecek.
Ancak ölüm, inananlar için Rabbine kavuşma yönünde büyük bir nimettir. Ölüm görünüşte son gibi görünür ama başlangıçtır. Yokluk gibi görünür ancak ölüm diriliktir, sonsuzluktur, mutluluktur. Dilerim Allah’tan; kardeşim de mutludur. Kur’an hep sabredenleri müjdelemiyor mu?
… İman edip de iyi işler yapanlara Allah’ın vereceği mükafat daha hayırlıdır. Ona da ancak sabredenler kavuşturulur. (Kasas suresi, 80)
Şimdi onun yokluğu hayatımda bir boşluk oluşturdu bile. Mekânı cennet olsun. O, Allah’tan razıydı, Allah da razı olarak onu salih kulları arasına katsın. Senelerdir yürüyemediği halde bir kez bile “neden ben?” dememesinin güzel karşılığını cennet yollarında dolaşarak, cennet çarşılarında en güzel ayakkabıları ‘deneyerek’ alsın inşa’Allah. Merhametlilerin merhametlisi Rabbim, can kardeşime senelerdir o zorlu hastalığıyla yüzleşirken gösterdiği sadakatinin, sarsılmaz bağlılığının, sabrının ve tevekkülünün karşılığını en güzeliyle bahşetsin.
Onlar Adn cennetlerine girerler…
Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler:)
“Sabrettiğinize karşılık selam size.
(Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel."
(Ra’d Suresi, 23-24)
(Esra’ma)
Elif E. Bayraktar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.