- 417 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUDDUSİ, Tarik-ul kur'an tefsiri(mülk)
67 / MÜLK
Mekke’de inmiştir.
Ona Vakıye ve Münciye de denir, çünkü okuyucusunu kabir azabından korur.
30 âyettir.
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
1-تَبَارَكَ الَّذِي بِيَدِهِ الْمُلْكُ وَهُوَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
’’Mutlak hükümranlık elinde olan Allah’ın şanı yücedir.’’
Dünya ve âhiretin mülkü ve saltanatı, emir ve hükmü elinde bulunan Allah, yücedir, büyüktür. O her şeye kadirdir. O, herhangi bir şey yapmak istediğinde hiçbir şey ona mani olamaz. O, hiçbir şeyden âciz değildir.
İbn Abbâs (radiyallahu anh) dedi ki: Mülk, O’nun elindedir. Dilediğini aziz eder, dilediğini zelil kılar. Diriltir, öldürür, zengin kılar, fakir eder, verir ve alıkoyar. “Onun her şeye gücü yeter.”
2-الَّذِي خَلَقَ الْمَوْتَ وَالْحَيَاةَ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا وَهُوَ الْعَزِيزُ الْغَفُورُ
’’O ki, hanginiz amelce daha güzeldir, diye denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O mutlak gâlib, çok bağışlayandır.’’
1- Ölüm ve Hayat:
"O... ölümü ve hayatı yaratandır" âyeti ile ilgili olarak şöyle denilmiştir: Yani O, sizi ölüm için ve hayat için yaratmıştır. Bu da dünya hayatında ölüm için, ahiret hayatında da ebedi hayat için yaratmıştır, demektir.
Mukâtil şöyle der: "Cenâb-ı Hakk: "ölüm" ile, nutfeyi, "alaka"yı ve "mudga’yı (insanın yaratılışındaki ilk merhaleleri);
"Hayat" ile de, ruhun (canın) üflenmesini kastetmiştir."
Ölümün hayattan önce zikredilmesindeki hikmete bakıldığında; ölüm, insan için maksat olan şeylerin içinde en önemli olanıdır. bundan dolayı insanların amele en fazla yöneleni ölümü gözünün önünde hiç ayırmayan, öleceğini hep hesaba katan kimsedir.
. Nitekim Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) "Lezzetleri (tadları) mağlub eden, yok eden şeyi (yani ölümü) çokça hatırlayın. Ibn Mace Zuhd, 31 (2/422)."
”Müminlerin en akıllısı hangisidir?" diye sorulduğunda da; Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem)”Ölümü en çok hatırlayan ve ona en iyi şekilde hazırlanandır." diye cevap verdiler.
Güzel Amelin Manası,
Bu "hanginizin ameli daha samimi ve daha doğru..demektir. Çünkü amel, samimiyetle olur, ama doğru olmazsa, makbul sayılmaz. Aynen bunun gibi, doğru olur, ama samimi-ihlaslı olmaz ise yine kabul edilmez.
O halde amellerin halis olanı, Allah rızası için yapılanı, doğru olanı da sünnete uygun olarak yapılanıdır.
“Mutlak galiptir” kötü amel işleyen kişilerin âciz bırakamadığı mutlak galiptir.
“Bağışlayıcıdır.” Hata ve günah işleyenlerin kendisinden ümidi kesmediği (hataları) çok çok örten ve affedendir.
3-الَّذِي خَلَقَ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ طِبَاقًا مَّا تَرَى فِي خَلْقِ الرَّحْمَنِ مِن تَفَاوُتٍ فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَى مِن فُطُورٍ
’’O ki, yedi göğü birbiri üstünde yarattı. Rahman’ın yaratmasında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir bak, bir çatlak görecek misin?’’
KIRAAT FARKLARI,
قرأ حمزة والكسائي:«من تفوت» بتشديد الواو من غير ألف ,("min tefevvüt”)
وقرأ أبو عمرو، وحمزة، والكسائي، «هل ترى» بإدغام اللام في التاء("hettera’’)
kıraat farkı anlam değişikliğini meydana getirmiyor.
Hilkatteki Nizam
Yedi göğü birbiri üzerinde tabakalar halinde yaratan O’dur.
Ey düşünen insan sen, Allah’ın yarattığı gökler, yerler ve diğer şeylerde bir düzensizlik ve bir çelişki göremezsin. Gözünü o yaratıklara döndür de bak. Onlarda bir kusur, bir aksaklık görebiliyor musun?
Âyette geçen ve "Aksaklık" diye tercüme edilen "Fütur" kelimesinin manası, Abdullah b. Abbas’a göre zayıflık, Katade’ye göre "Bozukluk", Süfyan es-Sevri’ye göre "Çatlak ve yarık" demektir.
4-ثُمَّ ارْجِعِ الْبَصَرَ كَرَّتَيْنِ يَنقَلِبْ إِلَيْكَ الْبَصَرُ خَاسِأً وَهُوَ حَسِيرٌ
’’Sonra, tekrar tekrar bir daha bak! Gözlerin, bitkin ve aradığını bulamamış bir halde sana geri döner.’’
Ciddî olarak ibretle göğe defalarca bak. Gökte yarık, yırtık, aralık göremezsin. Onda bir boşluk, eksiklik bulamazsın. Böyle ibretli bakışla Bizim kudretimizin kemâlini görebilirsin. Ders çıkarmalısın.
Hasan Basri şöyle demiştir: ”Sen kıyamete kadar oraya tekrar tekrar baksan hiçbir çatlak göremezsin."
Netice şu: Oraya tekrar tekrar bakılması ve fikir gezintisi yapılması bıkkınlık ve yorgunluktan başka hiçbir şey vermez.
5-وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِّلشَّيَاطِينِ وَأَعْتَدْنَا لَهُمْ عَذَابَ السَّعِيرِ
’’Yemin olsun, gerçekten dünya göğünü kandillerle süsledik ve onları şeytanlar için atış taneleri kıldık ve onlar için çılgın ateş azabını hazırladık.’’
Bundan önce göklerin kusur şaibesinden uzak oldukları beyân edildikten sonra burada da göklerin yaratılışının, son derece güzel ve mükemmel olduğu beyân edilmektedir.
Katade bu âyetin izahında diyor ki: "Allahü teâlâ bu yıldızıları üç şey için yaratmıştır. Bunları, göklerin süsü olmaları için, şeytanları taşlamak için ve kendileriyle yol bulmak için yaratmıştır. Kim bunlar hakkında bundan başka bir yoruma gidecek olursa o sadece kendi şahsi görüşünü ileri sürmüş olur. Bu bakımdan başarısızlığa uğrar ve bilmediği bir şey hakkında kendisini zorlamış olur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.