- 439 Okunma
- 0 Yorum
- 4 Beğeni
Dertleşme - 3
(Çocukluğuma dönmek istiyorum. Karadut ağacına çıkıp, üstüm başım boyansa da doyasıya dut yemek istiyorum. Tren istasyonuna gelen ve giden trenleri izleyip, ayrılıklara ve kavuşmalara öyküler yazmak istiyorum. İşten dönen babamın elini tutup güvenle, evime yürümek istiyorum. Annem ve kardeşlerim sofra başında bekliyorlar bizi biliyorum.)
Şimdi, şu güneşli güzel havada, uzun uzun yürüyüş yapma zamanı. Şimdi, güneşi yüzünde hissetme zamanı, ılık ılık. Şimdi, ağaçtan umudunu kesip toprakla buluşan yaprakların hışırtısıyla, yürüme zamanı. Belki bir kenarda oturup, yaprakla dertleşme zamanı şimdi. Yaprak ne zaman kesti umudunu ağaçtan ve ne zaman karar verdi ölümüne ayrılığa, öğrenmek zamanı.
Sen bu güneşli güzel günde, aynı güneşin ılıklığında, kendi telaşının içinde, kendi halinde yüzünü verdin mi bugün güneşe? Hani üç adımlık yolda ama üç bin kilometre gibi uzaklıkta, hissettin mi yoksunluğumu?
Birgün başımı omzuna koyup, yüzümde güneşin ılıklığını hissedeceğim seninle biliyorum. Birlikte güneşe verdiğimizde yüzümüzü, işte o an içimde ne varsa anlatacağım sana, bir bir huzurla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.