Her kişinin kendince emelleri vardır. Olmalıdır da, emel olmadan gaye de olmaz. Gayesiz emel siz hedefe saadetin gölgesi bile düşmez. Muzaffer olan bu koşuda kazanmış sayılır. İşte zaferin nimeti budur. Bütün özeller güzelliklerin meyveleridir. Bu açıdan içe bakıldığında insan kendisini bulur. Benim en başlarda takıldığım bendine düştüğüm emel i var sayın. Bülbülün nağmelerini dinleyip ilerledim yılların içinde. Daha başka amaçlar hedefler arasında o hep bende kaldı. Kim ne derse desin tutku olmadan yapışamazsın hayata. İllaki tutku olacak hayatın hamurun mayası bu. Ya tutarsa değil. Tutkal olunur bir dala hedefe. Emel Sayınla başladım tutku şarkısına. Şarkı sözüm gözümde oldu hep. Fanatik mecnun olmayan bu tutku bende alışkanlık mı nedir bir özlem oldu. Bunca kalabalık emel arasında sadece bir kişi ilk saralı Emel oldu. Şifacı bir hoca anamın ilki olduğumdan suya baktırdı dört beş yaşlarımda idim. Emeli yatar titrer halde görmek aklıma yer etti o aralar. Sonra onun adını yeğenine vermişler Emel Erdal oldu. Bir de dayımın eşinin erkek kardeşi vardı Emel başaran. Bunlardan sonra bende emel hazinesi bollaştı. Yaşamda ki emeller sıralı sırasız oldukça mutlu oldum. Sadece adı emel olduğu için. İşbaşı yapan Menemenli küçük Emel oldu. Vermek amacım olmadığı halde Komşum Cihan ın Emel dahi kiracım oldu. Adı Emel ya, sular durur, akmaz. Gelelim diğer Emellerin taramasına. Teyzemin torunlarından birisi de, Emel idi. Büyük dayımın Mustafa kızı Emel var. Bacanak oğlu Ali nin kızımız Emel, Karşıyaka nın güzel kızlarından, Naciye teyzemin torunu; Emel Acar kızdı, hala öyle. Daha da vardır. Sonunda Küçük oğlumda esinlendi mi nedir. İstanbul dan transfer; Hataylı Emel hocamızı nikahladı. Hatay dan İzmir e gelin değil Emel Aydınlı kızım oldu. Artık benim de bir dolu emellerimin arasında DENİZ ve EMEL kızlarım var. Saadet zincirimin kızları; DENİZ ve EMEL Oğullarım, AZİM ile AKIN torun YANKI. KERİME KERİM KIZI ALİŞİME; OLUŞUMUN AŞKINADIR. SEVGİLERLE KALIN.