- 343 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CELLADIN GÖZYAŞLARI BÖLÜM-2
CELLADIN GÖZYAŞLARI
BÖLÜM-2
Binadan içeri girdi hemen kapının iç tarafında dikilen kapıcıya selam verip, hal hatır sorduktan sonra, patronunun yerinde olup olmadığını sordu. Aldığı cevap hoşuna gitmişti ki, merdivenlere doğru yöneldi. Kapıcı arkasından seslenince, bir an durdu.
‘’ Hey arkadaşım, dikkatli ol, patronun çok sinirliydi.’’
Kapıcıya doğru dönüp,
‘’ Patron ne kadar sinirli oluşa olsun, ben onu yumuşatırım.’’ Dedikten sonra, merdivenleri tırmanmaya başladı. Tam kapıyı tıklatırken, patronunun gür sesiyle,
‘’ Bırak şimdi kapı vurmayı. İçeri gel Adnan.’’
Kapıyı açıp içeri girdi, patronunun dünyalar güzeli sekreteri ile patronunun ilişkisi aklını hep kurcalıyordu. Birkaç adım attıktan sonra karşılarında hazırolda durdu.
‘’ Rahat ol Adnan’cığım aramızda yabancı yok. İstediğimi elde edebildin mi?’’
‘’ Zor oldu ama oldu Güvenç Bey.’’ Cevabını verdi ve elindeki paketi masanın üzerine bıraktı.
‘’ Hürrem kızım, emanetleri kasaya koyar mısın?’’
‘’ Tabii Güvenç Bey?’’
‘’ Sana gelince Adnan, önce şu emanetini al’’ dedikten sonra kasadan bir miktar para çıkarıp uzattı.
‘’ Patron bu kadar para için konuşmamıştık. Bu kadarı çok fazla.’’
‘’ Sen kendini nasıl bir tehlikeye attığının farkında değilsin galiba? Bırak nazlanmayı. Şimdi esas konuya geçelim. Şu anahtarları al, biri garajdaki Mercedesin anahtarı. Diğeri ise Beyşehir’deki malikânenin anahtarı. Bir ay kadar orada takıl. Seni malikânede karşılayacaklar.’’
‘’ Yanlış olmaz mı Güvenç Bey, ortadan kaybolmam.’’
‘’ Sen benim dediğimi yap gerisini ben hallederim.’’
İKİ AY ÖNCE
Meyhaneye girmeden önce, Büşra Amir İlayda’yı bir kere daha uyarma ihtiyacını duydu.
‘’ Seni bir kere daha uyaracağım İlayda, içeri girdiğimiz andan itibaren ben, Büşra Amir değil Selma Güreli’yim. Bu işte en ufak bir hata bile her şeyi berbat eder.’’
‘’ Emredersiniz Amiri, yani Selma.’’
‘’ Tamam, şimdi oldu. Kimse bir şey sormadan cevap verme. Lafa girme.’’
‘’ istediğin gibi olacağım Selma.’’
Kapıyı açıp içeri girdiler. Masaların arasından tezgâha doğru yürürken, bizi gören Kör Salih, yerinden fırlayarak, tezgâhın arkasından çıkıp koşar adım Büşra amirin yanına geldi.
‘’ Gözlerime inanamıyorum Selma, kızım nihayet beni hatırlayabildin?’’
‘’ Yavaş ol Kör Salih, beni boğacaksın.’’
‘’ Hemen bir masa hazırlıyorum.’’
‘’ Buraya istemem, bir oda aç. Tezgâha da garsonlardan biri geçsin. Sen bana lazımsın.’’
Kör Salih, Büşra ile İlayda’yı peşine takarak, tezgâhın arkasında belli belirsiz bir kapıyı açarak içeri girdiler. Salaş bir koridorda birkaç adım daha yürüdükten sonra, soldaki ilk kapıyı açıp, misafirlerinin odaya girmesi için kenara çekildi. Salaş koridordan sonra, girdikleri oda adeta saray yavrusu gibi idi. Selma,
‘’ Bakıyorum ben buraya uğramadığım sırada sen voliyi vurmuşsun. Bu ne böyle şatafat.’’
‘’İşler bu günlerde tıkırında gidiyor. Anlat bakalım, sen ne yapıyorsun?’’
‘’ Uzun hikâye bir gün anlatırım.’’
‘’ Kızımızı tanımıyorum? Tanıştıracak mısın?’’
‘’ Bir gün tanırsın. Ona iyi bak, yüzü kafana kazınsın. Bir saat sonra bir misafirim gelecek. Onu buraya getir.’’
‘’ Yiyecek bir şeyler ister, misiniz?’’
‘’ Bana bir kadeh rakı biraz meze kızıma da meyve suyu.’’
Kör Salih, servisi yaptıktan sonra, odadan çıkınca,
‘’ Bu dosyayı çantana koy İlayda. Evde üzerinde çalışacaksın. Bundan sonra adın Hürrem, soyadın ise Sultan gelecek misafirimizin yanında sakın açık verme.’’
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
Büşra Amir kaşlarını çatınca?
‘’ Evet, Selma Abla.’’
****
Genç kız, kapıyı birazda çekinerek birkaç defa tıklattı. Saçları beyazlamaya başlamış, ön tarafı dökük hırpani giyimli yaşlı adam, ‘’ içeri girebilirsin Sevda’’ diye seslenince, yavaşça kapıyı açıp saygı ile çalışma masasının öbür tarafında oturan adamın karşısında beklemeye başladı. Patronu konuşmadan konuşmamayı daha önceki tecrübelerinden öğrenmişti.
‘’ Ayakta durma otur kızım’’ dedikten sonra konuşmasına devam etti. ‘’ Senin bize yaptığın hizmetlerden servisimiz adına çok teşekkür ederim. Bu güne kadar çok kıymetli çalışmaların oldu. Bu gün itibari ile Güvenç’in yanındaki işin sona erdi. Ankara’ya çıkan tayininin benden duymanı isterim. Çalışmana hafta sonuna kadar devam edeceksin. Bugünden yarın için izin al. Senin yerine geçecek olan arkadaşınla tanıştıracağım. Senin yapacağın en önemli iş, yerine geçecek olan sekreteri tavsiye etmen olacak Sevda. Yanımda çalıştığın süre içinde işini layığı ile yerine getirdin, bende Ankara’daki arkadaşlarıma senin hakkında çok iyi referans verdim. Beni utandırmayacağını biliyorum. Yarın öğleden sonra benimlesin.’’
‘’ Emredersiniz efendim. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Sizi çok özleyeceğim. Ama diğer taraftan aileme kavuşacağım için çok mutluyum.’’
****
İlayda, neredeyse esnemeye başladığı sırada, kapı açıldı odaya yaşlı bir adamla genç bir kız girdi. Büşra Amir, gelenleri görüce ayağa fırladı yaıa giderek,
‘’ Hoş geldin patron, buyurun oturun.’’
‘’ Hoş bulduk kızım, inşallah bekletmedik seni. Bu arada hafta başında gönderdiğim dosyayı aldın inşallah.’’
‘’ Patron, yeter ki siz isteyin. Sabaha kadar beklemeye razıyım. Dosya bizde. Bizimle tanıştıracağın kızımız bu hanım mı?’’
‘’ Evet, Büşra ayrıca çok beceriklidir.’’
‘’ Senin adın ne kızım.’’
‘’ Efendim sizinle tanıştığım için çok mutluyum. Siz bir efsanesiniz. Adım Sevda’dır.’’
‘’ Senin adın ne kızım?’’
‘’ İlayda efendim.’’
İlayda, bir amirine, bir de yaşlı adama bakar. Anlayamadığı şey ise, burada ne aradığı? Yapılan uzun konuşmalardan sonra, anladığı, tek şey yeni bir maceraya hazırlandığıdır.
Büşra Amir konuyu bambaşka bir mecraya kaydırır.
‘’ Efendim, bu güne kadar İlayda’nın sayesinde üç önemli dosyayı kapattık. Bu dosya dördüncü olacak. Ne zaman kendisine başvursak, tereddüt etmeden geldi. Bizimle beraber kelle koltukta çalışıyor. Artık kendisine bir ödeme çıkarmamız lazım.’’
‘’ O konu bende, ilgileneceğim. İlayda, yarın sabah Sevda ile beraber buluşup iş yerine gideceksiniz.’’
‘’ Güvenç Beyin, üzerinde bu kadar durmanızın sebebini anlayamadım patron.’’
‘’ Bırak patronluğu, bana Halil Amca de yeter Büşra Amir. Konumuza gelirsek, Güvenç’i sanayi casusluğu yapan bir şebekenin elebaşı olduğunu düşünüyoruz. Son zamanlarda Rus’lar la oldukça sıkı fıkı. Buna dur demenin zamanı geldi. Hadi kızım Sevda. İşimiz bitti. Bize müsaade Büşra’’
‘’ Bir kahvemizi bile içmedin?’’
‘’ Seninle bu konuda sık sık buluşup konuşacağız. Hem kahve içer hem de dedikodu yaparız. Hadi sağlıcakla kalın.’’
Devamı var
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.