- 795 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KIRIKKALE GÖNÜL DOSTU ŞAİRLERİMİZDEN BAHŞILI İLÇEMİZDEN YUSUF UYAR (EMİROĞLU)ABİYİ TANIYALIM...
2010 yılından itibaren her ayın ikinci pazar günü Öğretmenevi Mescidinde Demir Doğan Kandemir (Yetimi)Başkanımızın imamlığında öğle namazını kıldıktan sonra Kültür Merkezi 2.kattaki salonumuzda toplanan Kırıkkale Gönül Dostları Şiir Grubu Şiir Dinletisine hemen hemen her ay katıldım.
Eşi yıllar önce vefat edip dul kalan, yakınlarda Düzce’ de üç yıl evvel de öğretmen oğlu depremde kalp krizi geçirip 40 yaşında vefat eden, Şair Anamız Şadiye Eryılmaz Hanımefendi ben aralarına katıldığım günden beri her ay bize pasta, börek meşrubat ikramında bulunurdu.
Aramızda yakınları ölenler için yaşlı Şeker Dede Abdulfettah Piliç tarafından Kuran-ı Kerim okunup dua yapılır sonrasında yaz günleri saat 15.30 a kadar, ikindiye kadar devam eden Şiir Dinletilerimizde herkes bir iki şiir okur selamlama konuşması yapardı.
Müsafir olan dinleyicilere proğramı değerlendirme için konuşma fırsatı verilirdi.
En gençleri 50 yaşındaki bendeniz olduğum için de servis işi bana düşerdi gocunmadan yapardım.
Varı yoğu 10-15 kişi olurdu bazen onbeşi de bulurdu yazları köyde işi olanlar oğlunun kızının yanına gidenler gelemezdi.
Aramızdaki bazı şairlerimizin oğlu Belediye Başkanı, bir başkası Ajans Gazete sahibi,İl Gazetesi zaten bizim evimiz yuvamız olduğu için bizi Belediye organizelerine iftar yemeklerine götürür proğramı orada veya televizyonda internette canlı yayınlanan proğramlarda icra ederdik.
Bahşılı Belediye Başkanımız yazımıza konu olan Yusuf Uyar abimizin oğl İbrahim Uyar’ın davetiyle üç defa Anneler günü ve Çanakkale şiir dinletimizi Bahşılı Belediye binasında halk huzurunda bir defasında da Karaahmetli Tabiat Parkında yapmış idik.
Çok eskiden meşhur asker emeklisi hatip proğramcı Albay Asım Yakarer Başkanımız kurmuş bu Şiir grubunu ve de 60-70 kadar şair üyesi ile iki otobüsle şehirlerarası geziler yapılmış diye söylediler.Asım Beyle görüşme fırsatı buldum kendisi de teyit etti bu durumu.
Emeklilik sonrası fırsat bulabildim şiire bir bakıma.Şiir Emeklilik Sendromu yaşamama fırsat vermedi.
2013 ten bil itibar en son ayın toplantısına kadar aksatmadan her ay aralarına katıldım.
Toplantılarımızın birinde henüz aralarına yeni katıldığım sırada uzunca 20 kıtalık Televizyon..1 adlı şiirimi okuyordum yarıda kaldı, birisi böyle uzun şiir mi olur diye ayaklandı,bir çok şair arkadaşımızda ayağa kalkıp beni ayakta bırakıp gittiler.
Böyle uzun bir şiir mi olur dediler..Şiir dediğin en fazla beş kıta olur sıkmaz insanı diyenler oldu.Uyarı elbette güzeldi ama uslup uygun değildi.
Yılmadım pes etmedim 2013 ten bil itibar en son ayın toplantısına kadar aksatmadan her ay aralarına katıldım.
Başkanımız Demir Doğan Kandemir (Yetimi abi )geçen sene eylülde korona virüsten vefat edene kadar Öğretmenevinin bahçesinde şiirlerimi ona bizzat düzelttirdim.
Şimdilerde usta şairlerimizin köylüm olan iki yıl önce vefat eden usta şair rahmetli Hasan Ulusoy’un şiirlerini sosyal medyada ve sitelerde yayınlamakta ve de inceleyip şiirdeki edebi sanatlar konusunda bilgilenmekteyim.
Kuralı kaideyi öğrendikten sonra Ressamda Şairde kendine özgü eserler vermeye başlayacaktır diye düşünüyorum.
Şiir grubumuzda yıllarca mesaj trafiğini iletişimi sağladım yaşlı usta şairlerimizin dualarını aldım.
Koronadan bu süreçte dört üyemizi kaybettik.
Yaklaşık bir yıldan fazla hafta sonu yasakları başladığı andan bil itibar bir süredir toplantılarımıza ara verdik.
Kırıkkale İl Gazete’sinde cumartesi günleri yine şiirlerimiz aralıksız çıkmaya devam etti.Çıkan şiir sayfamızın resimlerini üyelerimize Wat-sap üzerinden paylaşarak devamını sağladım.
Şu günlerde telefon açıp Hocam yeniden kaldığımız yerden toplantılarımıza devam edelim diyen yaşlı şair abilerimiz var.
Yusuf Uyar abimizi 2010 yılında ilk kez Kırıkkale’de Gönül Dostları adlı Şairler topluluğunda tanıdım ilk defa..
Kendi halinde yaşını başını almış,hayatın çilesini cefasını çekmiş, saçı ve sakalı bembeyaz Bahşılı Tema Temsilcisi Anadolu insanı amcamın yüzünden gülücükler hiç eksik olmuyordu..
Her ayın ikinci pazar günü öğle namazından sonra Kültür Merkezinde yaparız toplantılarımızı..
Şair arkadaşlar büyüklerimiz,annelerimiz ikişer şiir okurlar her zaman günün konusuna uygun olarak..
İşte burada tanıdım Şair Yusuf Uyar abimizi..
O günden beride en az ayda bir kez görüşürüz.Şiir eğitimi almış geçen yıllarda katıldığı toplantılarda çok güzel kafiyeli,hece ölçüsünde şiirleri var..
Şiirlerinin son kıtasında Emiroğlu mahlasıyla şiirine damgasını vuruyor..Şair Yusf Uyar abiyi daha yakından tanımak için kendi şiir kitabının arka yüzünde yazdığı kısa özgeçmişine bir bakalım..
***
Çelik Çomak adlı şiir kitabının arka kapağına yazmış olduğu biyoğrafisini sizler için aynen alıyorum:
EMİROĞLU Yusuf Uyar
5.12.1938 yılında Kırıkkalenin Bahşili köyünde doğdu.’Emine’ Ve ’İbrahim’(’Koca’ ’İbrahim’) in en küçük çocuğu olan ’Uyar’kendi hayvanlarına çobanlık yaptı.En büyük zevki Karacaoğlanın şiirlerini okuyup ve seslendirmekti.
Orta sanat meslek lisesi ve makina teknikerliğini Kırıkkalede Makina yüksek tekniker okulunu Ankara’da bitirdi.Askerliğini yedek subay olarak İstanbulda yaptı.
7 Temmuz 1958 yılında top fabrikasına işci olarak işe başladı.1974 yılında memur olan ’Uyar’ takım tezgahları,kalite kontrol şefliği ve takım tezgahları planlama şefliği yaptı.
1986-1990 yılları arasında tekniker ve yüksek teknikler(TEKDERİ) derneğinin Kırıkkale şuba başkanlığını yaptı.1990 yılında emekli oldu.11 yıl esnaflık yaptı.Zaman zaman diğer gazetelerde alışılmışlığın arkasındaki gerçek adlı köşe yazarlığı yaptı.
İnsan,hayvan,ağaç dedim konuma,
Binbir türlü engel çıktı yoluma..
Diyen ’Uyar’ 1998 yılında halkın arasına inip bilhassa pisikoz insanlar ve sokak çocuklarıyla ilgilendi.
1996’dan bu tarafa da Bahşili Tema temsilciliği yaptı.1960 yılında ’İkbal Demir’ le evlenen ’Yusuf Uyar 2 kız,1 oğlan üç çocuğu ve ayrıca 2 kız ve 5 erkek 7 toruna sahiptir.
Eserleri:Şiirlerini Çelik Çomak Ve Yirmi Üzeri Yirmiyedi isim altında 2 kitap çıkarmayı düşünmektedir.
***
Yusuf Uyar şairimizin internetteki Antoloji Şiiir Sitesindeki şiirlerinden bazılarını sizin için paylaşıyorum.
ABDURRAHMAN ALTUNER..
Şurada bir çocuk,
İlme susamış.
Diğeri ekmeğe aç,
Dağlar ağaca,
Anası vurulmuş.
Enikler,
İnsana muhtaç.
Emiroğlu.
Altuner’im,
Haydi bağıralım!
Hayra kulaklar tıkalı,
Cepler delik.
Hadi gel,
Ya kendimiz yapalım,
Ya sarılıp ağlayalım.
***
BEN
Bendeki benden kaçamıyorum,
Kapılar kilitli, açamıyorum,
Rabbi’l-âlemine bir yol bulup da,
Arş-ı âlâya da uçamıyorum.
***
AÇIM..
Tüm kitapları okusam,
Tüm iyilikleri, güzellikleri,
Toplasam.
Doyasıya sindirsem içime.
Birde tüm insanları,
Bir meydana toplasam.
Her şeyi anlatsam,
Acıkıncaya kadar.
Yeniden,
Tıka basa bilgiye doysam.
İnsanlara kendilerini anlatsam.
Sonra haykırsam:
“Durun! ”
Yanlışta, nefrette, kinde,
Savaşta “Durun! ”
“Görmüyor musunuz?
Siz insansınız! ”
Desem.
Sonra hepsini kucaklasam,
Tek, tek öpsem.
Mutluluk dolu,
Dünyayı,
Onlara versem de,
Ölsem.
***
BENLİĞİMİ YAKSAM
Garip bir yolcuyum kendi yolumda,
Dermanım yok dizlerimde kolumda,
Söyleyecek çok sözüm var dilimde,
Müsaade olsa da söyleyiversem.
Onun için geçebilsem serimden,
Dizlerim tutsa da kalksam yerimden,
Gözlerim doluyor, ta içerimden,
Yaşlar dökülse de ağlayıversem.
Benliğimi yaksam duman çıkmadan,
Gidebilsem sağa sola bakmadan,
Sular gibi akabilsem bıkmadan,
Canımı canana bağlayıversem.
Düşe kalka gidebilsem yollara,
Hiç bakmasam dereceye hallere,
Fecrinde bahsettiğin kullara,
Coşkun sular gibi çağlayıversem.
Dağlarda çöllerde arasam seni,
Oralara atsam bendeki beni,
Uğruna yaksam da nazik bedeni,
Katı yüreğimi dağlayıversem.
Kulağım kalbime koyabilsem de,
Gizli nameleri duyabilsem de,
Asr suresine uyabilsem de,
Dilimi sabırla bağlayıversem.
Emiroğlu mısraları örsen de,
Gördüğün rüyayı hayra yorsan da,
Kalbini önüne açıp sersen de,
Zikir cilasıyla yağlayıversen.
***
YA RABBİ..
Kur’ânı öğrettin aciz kuluna
Bizleri düşürdün kendi yoluna
Tevhit’İ getiren sensin dilime
Kur’ânı yolumdan alma Yâ Rabbî
Kötü yolda olsam iyiyi derdin*
Doğruyu eğriyi önüme serdin
Düşümde Tevhit’i elime verdin
Kur’ânı elimden alma Yâ Rabbî
Yoluna düşüpte hep sana(c.c) koşsam
Dilimde tevhit’le havada ucsam
Cemalini görüp hayretten şaşsam
Kur’ânı dilimden alma Yâ RabbÎ
Düşüp kalka gideriken yolum da
Yanlış doğru sözler varken dilimde
Bu ömür biterken senin (c.c) kulunda
Okunan Kur’ânı alma Yâ Rabbî
Emiroğlu doğru yoldan ayrılma
Yanlış yapıp bir yerlere savrulma
Hak yolunda olmuyor ki kayrılma
Kur’ânı serimden alma Yâ Rabbî
***
ANAYASA NASIL OLMALI..
Atatürk ilkesinden kat’iyen şaşmamalı,
Millet iradesini kurumlar aşmamalı,
Başbakana kolayca iftira attırmasın,
Devletin itibarın, bir pula sattırmasın.
Davul birisindeyken çomağı saklatmasın,
Suç işleyen olursa kolayca aklatmasın,
Başbakana, müdüre, elçilik aratmasın,
Özgürlüğü devleti yıkmaya yaratmasın.
Hukukun üstünlüğü eksiksizce sağlatsın,
Devleti kurumlara sevgi ile bağlatsın.
Devlet özgürlüğünü fertlere geçtirmesin,
Milletvekil sayısın, fazlaca seçtirmesin.
Dernekler saltanatı tekrardan kuramasın,
İşçi ve işverene bîtaraf yaramasın.
Çalışana hakları adilce verilmeli,
Sözleşme masasında işsiz de görülmeli.
Özerkliği okula bilim için koymalı,
Talebeler kin değil dostluk ile doymalı.
Ordumuzu kışladan bir daha etmemeli,
Yüzde yedi kalkınma, millete yetmemeli.
Devletin başbakanı yetkisiz olmamalı,
Konulacak maddeler, raflarda kalmamalı.
Raf olacak maddeler içine alınmasın,
Açıklıkla yazılsın, okuyan yanılmasın.
Milletin kültürüne yetersiz dedirtmesin,
Yabancı devletlere bunları yedirmesin.
Atatürk, Kenan Paşa maddelere işlensin,
Demokrasi böylece memlekette güçlensin,
Benimkisi iç dökmek, sonra çözümler yatar,
Bunların en iyisin kurucu meclis yapar.
24-02-1982
***
BABAM KOCA İBRAHİMDİ..
Gençliğinde ağaç seven,
Her sözünde hayır diyen,
Ölür iken meyve yiyen,
Babam koca İbrahim’di.
Boyu uzun yavaşçaydı,
Gecelere sanki aydı,
Kötülüğe gergin yaydı,
Babam koca İbrahim’di.
Emiroğlu soyundandı,
İyilik onun huyundandı,
Lâkabı da boyundandı,
Babam koca İbrahim’di.
Fıkrada Nasrettin Hoca’ydı,
Mana çok derin, yüceydi,
Babası Osman Koca’ydı,
Babam koca İbrahim’di.
Bize yumuş buyurmazdı,
Hasta olur duyurmazdı,
Kötüleri kayırmazdı,
Babam koca İbrahim’di.
Uzunca yatağa düştü,
Sanki velilere eşti,
Pehlivan ile güreşti*,
Babam koca İbrahim’di.
Doktor bağrını açtırdı,
Babam nefesin kaçırdı*,
Herkes bu işe şaşırdı,
Babam koca İbrahim’di.
Doktor muayene etti,
İyi olur diyip gitti,
Babam dedi, ecel yetti*,
Babam koca İbrahim’di.
Hiç yüzünü azdırmadı,
Bakanları bezdirmedi,
Beyaz örtü yazdırmadı*,
Babam koca İbrahim’di.
Sular içip meyve yedi,
Bana su vermeyin dedi,
Elimize elma kodu *,
Babam koca İbrahim’di.
Abdest alıp namaz kıldı,
Öleceğin önce bildi,
“Mezar kazın.” deyip güldü,
Babam koca İbrahim’di.
Ölüm döşeğine yattı,
Dünyayı bir pula sattı,
Ölümüne şeker kattı,
Babam koca İbrahim’di.
Emiroğlu kalem yetmez,
Bu adam yazmakla bitmez,
O ölse de hiç fark etmez,
Babam Koca İbrahim’di.
***
SEN VE BEN
sen solcuyum demişsin ben sağcı
duygu dolu şiirler yazmışız,
köşedeki dilenciye,
ben Zeynep,Mehmet demişim.
sen Zeyno,Memo
kavga etmişiz ölesiye öldüresiye,
Mehmet beni,
Memo seni beklemiş,
kulubesinde yıllar yılı,
Biz birbirimizi öldürmüşüz,
onlar aclıktan ölmüş,
Elalem bize gülmüş
Emiroğlu böyle görmüş
15-08-1993
***
İĞNELERDE GÜL OLSAYDIM..
Bir ağaçta dal olsaydım,
Sararıp da gül olsaydım,
Atsalardı ateşlere!
Allah’ıma kul olsaydım.
Yürüseydim dağda taşta,
Gezmeseydim akıl başta,
Fark edip de küçük yaşta,
Sevdiğime yol olsaydım.
Benliğimi dağlasaydım,
Sarı gülle ağlasaydım
Toprak ile kavuşmadan,
Onu kazan bel olsaydım.
Dağlarda tepede gezsem,
Şair olup şiir yazsam,
Toprak için dal sallayıp,
Tohum döken yel olsaydım.
Derelerde gezip koşsam,
Hikmetine bakıp şaşsam,
İyilik dolup merhametle,
Kula akan sel olsaydım.
Şehirde,sokakta dolaşsam,
Hastaya, yoksula ulaşsam,
Hayvanlara gölge için,
Üstlerine dal olsaydım.
Sokakta çocuk arasam,
Onun derdine yarasam,
Tevhit ile kucaklaşıp,
Gökte uçan kul olsaydım.
Kelek değil kavun olsam,
Güzellikte yoğun olsam,
Tevhit ile yaşlansam da,
Allah diyen tel olsaydım.
Denize ummana dalsam,
Gemilerle selam salsam,
Su içinde özden yanıp,
Zikir yapan sal olsaydım.
Meczuplarla dağda gezsem,
Dertlilere ilaç yazsam,
Doktorlarla hemhâl olup,
İğnelerde gül olsaydım.
Emiroğlu boş kovansın
Bu işlerde çok yavansın
Sarı gülden polen alıp
Peteklerde bal olsaydın
24-10-2004
www.emirogluyusuf.tr.gg
***
EMİROĞLUNDAN..
Beşi yirmi altı geçe
Can dostuma selam gitti
Selamımı başa komuş
Dugulanıp hıçkırarak
Gözlerini yaşa komuş
Emiroğlu bu duymuş
Alıpta kalbine koymuş
Esas sevgi işte buymuş
Ağlayıpta ağlatırmış
Kalbi kalbe bağlatırmış
14-02-2009
***
BİR BEN..
Bir ben varım yaratılmış,
Dünya yüzüne atılmış,
Bir O(c.c) var ki bende olan,
İçime ateş yakılmış.
Bir ben varım yaratılmış,
Dünya yüzüne atılmış,
Bir O(c.c) var ki bende olan,
İçime ateş yakılmış.
***
BATIN BER..
Hafta sonu bir telaştır alıyor,
Düşünceler orta yerde kalıyor,
Tereddüdün bize bir dert oluyor,
Tüm yolların açılacak Batın Berr.
Anneni sevsen de diyemiyorsun,
Maksadın başka da yiyemiyorsun,
Bu işi bir yere koyamıyorsun,
Terettütten kaçılacak Batın Berr.
Sokakta ufoyu şeytanı bildin,
Bazen ağladın da çok zaman güldün,
Anladıkça benim sözüme geldin,
Kötülükten kaçılacak Batın Berr.
Çok küçük yaşında yollara düştün,
Yılmadan azimle hedefe koştun,
Bazen de bakıp da bu işe şaştın,
Hayat böyle aşılacak Batın Berr.
Gayretin çok okulun da yolunda,
İsmin gibi bir şeyler var hâlinde,
Dünyayı taşımak isten kolunda,
Gayretine şaşılacak Batın Berr.
Emiroğlu sağı solu gezersin,
Torununa bir şeyleri yazarsın,
Az mimikten çok şeyleri sezersin,
Öğrendikçe taşılacak Batın Berr.
***
YETİMİ’YE..
Yer altında altın görüp kazmışsın,
Yetimi’sin çok şeyleri sezmişsin,
Gezdiğim yerleri sende gezmişsin,
Hele otur hâllenelim hâl ile.
Turnalarla birlik olup uçmuşsun,
Kapıları birer, birer açmışsın,
Yönün dönüp ona doğru kaçmışsın,
Hele otur dillenelim dil ile.
Ömür boyu yol arayıp durmuşsun,
Fırsat bulup hep kötüye vurmuşsun,
Niye bunlar böyle diye sormuşsun?
Hele gel de yürüyelim yol ile.
Dağları taşları garip görmüşsün,
Bu işlere kafanı çok yormuşsun,
Azmış yaraları orda sarmışsın (Mekke) ,
Hele otur dertleşelim tel ile.
Beytullah, ravzada aşka yanmışsın,
Rüzgâr ile selamını salmışsın,
Elinde gül ile ona varmışsın(s.a.s) ,
Hele otur konuşalım gül ile.
Nazın geçirmişsin seherde yele,
Bazen kuş misali konmuşsun tele,
Şu Yusuf Uyar’a vurmuşsun hele,
Hadi otur haklaşalım kul ile.
Emiroğlu bu iş uzarda uzar,
Manevi alanda kurulmuş pazar
Daha da düşünsen yaralar azar,
Hadi kalk da sarılalım kol ile
28-03-2005
***
DERYAYA..
Duygular zirvede gözler yaş doldu,
Dün çocuktun kızım şimdi ne oldu?
Güzellik yeşerdi kötülük soldu.
Mutluluklar sizin, dualar size,
Kader uzaklardan açıldı sana,
Allah’ın takdiri ne denir buna,
Mutluluk dilerken yakılsın kına,
Mutluluklar sizin, dualar size.
Kına gelsin tepsi öne kurulsun,
Bulaşıklar dokuz elden yunulsun,
Sandığına tüm eşyalar konulsun,
Mutluluklar sizin, dualar size.
Kayın gelip şiirini söylesin,
Kayınbaba Mihir’ini peylesin,
Kayınana ne eylerse eylesin,
Mutluluklar sizin, dualar size.
Hasan gelip kuşağını bağlasın,
Davul vursun herkes gülsün oynasın,
Kazanda yemekler lezzet kaynasın,
Mutluluklar sizin dualar size.
Emiroğlu Torun gelin gidiyor,
Anne-baba bilmem buna ne diyor?
Bu işleri Allah takdir ediyor,
Mutluluklar sizin dualar size.
09-08-2003
Derya‘nın hoca nikâhı olduğu gün.
***
BENLİĞİMİ YAKSAM..
Garip bir yolcuyum kendi yolumda,
Dermanım yok dizlerimde kolumda,
Söyleyecek çok sözüm var dilimde,
Müsaade olsa da söyleyiversem.
Onun için geçebilsem serimden,
Dizlerim tutsa da kalksam yerimden,
Gözlerim doluyor, ta içerimden,
Yaşlar dökülse de ağlayıversem.
Benliğimi yaksam duman çıkmadan,
Gidebilsem sağa sola bakmadan,
Sular gibi akabilsem bıkmadan,
Canımı canana bağlayıversem.
Düşe kalka gidebilsem yollara,
Hiç bakmasam dereceye hallere,
Fecrinde bahsettiğin kullara,
Coşkun sular gibi çağlayıversem.
Dağlarda çöllerde arasam seni,
Oralara atsam bendeki beni,
Uğruna yaksam da nazik bedeni,
Katı yüreğimi dağlayıversem.
Kulağım kalbime koyabilsem de,
Gizli nameleri duyabilsem de,
Asr suresine uyabilsem de,
Dilimi sabırla bağlayıversem.
Emiroğlu mısraları örsen de,
Gördüğün rüyayı hayra yorsan da,
Kalbini önüne açıp sersen de,
Zikir cilasıyla yağlayıversen.
***
Emmioğlu
Dağları bırakıp yatsam diyorum,
Güzellikten geçilmiyor emm’oğlu,
Havalanıp uçmak istiyorum da,
Tek kanatla uçulmuyor emm’oğlu.
Dağları kazmayla yarsam diyorum,
Tohumu Toprağa sarsam diyorum,
Birini bin yapmak istiyorum da,
Bir türlüde yapılmıyor emm’oğlu.
Meydanda nutuklar iş tamam gibi,
Sözler de çok güzel el yaman gibi,
Sonra bakıyorum bunların hepsi,
Yanıp kül oluyor bir saman gibi.
Bu yoldan da sapılmıyor emm’oğlu.
Sen Bodrum’da diğerleri hep kaçtı,
Görüp görmeyen de bu işe şaştı,
Erozyon ağacı hep çiçek açtı,
İnanmadan tapılmıyor emm’oğlu.
Bana bakma hırs kapladı bedeni,
Bu gayretler bir zelvenin bedeli,
Dede Korkutmasa idi dedeni,
Güzellikler olur muydu emm’oğlu?
Sami dal kol olup dağlara gitti,
Fidanda Karataş bu işe yetti,
Toprak tohumunu alıp sır etti,
Ümitlerin yeşeriyor emm’oğlu.
Mustafa, Mahmut’la Hatice Uyar,
Zannettim bunları ağaca doyar,
İnşallah Allah’ım mizana koyar,
Daha sana ne diyeyim emm’oğlu.
Ölüler de bu işlere karıştı,
Yerli yabancısı burada sarıştı,
Emin ol ki benim kafam karıştı,
Mucizeler gerçekleşti emm’oğlu.
Şehitler de yurt edindi burayı,
Havva ablam önce gördü rüyayı,
Bir kabristan kaplamış ki orayı,
Heybetinden şaşa kalmış emm’oğlu.
Rabbim rahmetini saçdıkça saçtı,
Halkımız bu işe coştukça coştu,
Çok kapılar çaldık boş çıktı amma,
Karataş imdada koştu emm’oğlu.
Bayrak geldi şehitlerin yanına,
Hayran kaldık tarih boyu alına,
Ayla yıldızını koşmuş alnına,
Nazlı nazlı sallanıyor emm’oğlu.
Yusuf, Erol ile Şeyma Doluca,
Palamutlar, çamlar burda olunca,
Şehit anları duygu dolunca,
Ağaçlar buluta varır emm’oğlu.
Sen gittin Dede’ye gidemiyorum,
Her şey güzel onsuz edemiyorum,
Ağaçlar çoğaldı, güdemiyorum,
Çoklarını göremiyom emm’oğlu.
Kuraklık oldukça endişe arttı,
Kimi dua ile rüyaya yattı,
Birileri işiniz tamam deyince,
Fidanlar rahmete doydu emm’oğlu.
Emiroğlu tüm güzellik buluştu,
Yerli yabancısı burda çalıştı,
Fidanlar toprağa tuttu alıştı,
Hayalimiz gerçekleşti emm’oğlu.
09.12.2000
***
TORUNUM YUSUF..
Allah bilir yüreğimde sızısın*,
Yusuf değil bir küçücük kuzusun,
Dilerim Allah’tan çok ömür versin,
Hemi de alnında beyaz yazısın.
Oğlum pek güzelsin, oğlumun balı,
Emiroğluların küçük bir dalı,
Dilerim Allah’tan çok ömür versin,
Hemi de Allah’ın en iyi kulu.
Fakir fukaralar bekliyor seni,
Onları güldür de sevindir beni,
Dilerim Allah’tan çok ömür versin,
Hemi de düşünce yeni mi yeni.
Emanetim Millet ile Vatanım.
Sanki böyle söyler yerde yatanım.
Dilerim Allah’tan çok ömür versin,
Vatan sevgisine sevgi katanım.
Emiroğlu torununu anıyor,
Sokaktaki yavrulara yanıyor,
Çocukları dövenleri kınıyor,
Tebessümü güzel a benim oğlum.
*Daimi içimde olan sevgi,
anlamında..
***
HASAN ULUSOY’A
Yandı kardeşim de ciğerim yandı,
Bu acı haberi hoparlör yaydı,
Haber de çok acı içimi baydı,
Kadir Mevlam sabır versin kardeşim.
Oğluyun adı da benim adımdan,
Böyle bir şey hiç geçmezdi yadımdan,
Bilirim kardeşim oğul tadından,
Kadir Mevlâm sabır versin kardeşim.
İlçen Çelebi’de, köyün Karaağaç,
Bir fidan devrildi taze bir ağaç,
Şiirde Yusuf‘a bir de yaprak aç,
Kadir Mevlâm sabır versin kardeşim.
Ulusoy’um dertlileri bulurdun,
Şiirinle derde deva olurdun,
Biliyorum son günlerde yoruldun,
Kadir Mevlâm yardım etsin kardeşim.
Emiroğlu böyle içerin yanar,
Bu yara çok derin durmadan kanar,
Her an evladını gelecek sanar,
Kadir Mevlâm sabır versin kardeşim.
23-07-1997//KIRIKKALE
***
BABAM KOCA İBRAHİMDİ..
Gençliğinde ağaç seven,
Her sözünde hayır diyen,
Ölür iken meyve yiyen,
Babam koca İbrahim’di.
Boyu uzun yavaşçaydı,
Gecelere sanki aydı,
Kötülüğe gergin yaydı,
Babam koca İbrahim’di.
Emiroğlu soyundandı,
İyilik onun huyundandı,
Lâkabı da boyundandı,
Babam koca İbrahim’di.
Fıkrada Nasrettin Hoca’ydı,
Mana çok derin, yüceydi,
Babası Osman Koca’ydı,
Babam koca İbrahim’di.
Bize yumuş buyurmazdı,
Hasta olur duyurmazdı,
Kötüleri kayırmazdı,
Babam koca İbrahim’di.
Uzunca yatağa düştü,
Sanki velilere eşti,
Pehlivan ile güreşti*,
Babam koca İbrahim’di.
Doktor bağrını açtırdı,
Babam nefesin kaçırdı*,
Herkes bu işe şaşırdı,
Babam koca İbrahim’di.
Doktor muayene etti,
İyi olur diyip gitti,
Babam dedi, ecel yetti*,
Babam koca İbrahim’di.
Hiç yüzünü azdırmadı,
Bakanları bezdirmedi,
Beyaz örtü yazdırmadı*,
Babam koca İbrahim’di.
Sular içip meyve yedi,
Bana su vermeyin dedi,
Elimize elma kodu *,
Babam koca İbrahim’di.
Abdest alıp namaz kıldı,
Öleceğin önce bildi,
“Mezar kazın.” deyip güldü,
Babam koca İbrahim’di.
Ölüm döşeğine yattı,
Dünyayı bir pula sattı,
Ölümüne şeker kattı,
Babam koca İbrahim’di.
Emiroğlu kalem yetmez,
Bu adam yazmakla bitmez,
O ölse de hiç fark etmez,
Babam Koca İbrahim’di.
Hikayesi:
1-*Yatak da soyundu pehlivan da. “Amma pehlivanmış ha! ” deyip, Güreşti, Ahmet Kuddusi Hazretleri, Menamımda ricâl (er) meydanında, Güreştim ve tüm pehlivanları, Yıktım diyor.
2-*Doktor muayene ederken, “Nefesim doktoru rahatsız etmesin.” diye uğraşıyordu.
3-*Doktor çok iyisin demesine rağmen “Ben 1984’te öleceğim.” diyordu. Çünkü rüyasını görmüş.
4-*Hanım (İkbal Uyar gelini) yastığına beyaz örtü örtmüştü, “Kızım bunu kaldır.” diye ısrar etti, o da; “Baba niye öyle diyorsun? ” dediğinde, “Kızım ağzımdan bir şey akar da ayıp olur.” dedi ve desenli örtüyle değiştirmeden yatmadı,
5-*Sanki ağaçtan elma koparıp kütür kütür yiyordu ve bize de ikram ediyordu BABAM ÖLÜM DÖŞEĞİNDE YATARKEN Abdest için kollarını çemriyor, Sanki bir çeşmeye varıp, Abdest alıyor.
Zaman, zaman Sağ elini çeşmeye tutup su içiyordu, Namaz kılıyor, tesbih çekiyordu.
Bir de sanki bir ağaçtan meyve, Koparıp yiyor, bize de İkram ediyor. Bu arada eniştesi, Mehmet Baykal geldi: “Aman babanızı susuz bırakmayın.” dedi.
Babam hafiften gözlerini açıp, Benim aslında suya ihtiyacım yok, Amma çocuklar veriyorlar, Ben de onlar kırılmasınlar diye, İçiyorum dedi. 23-11-1984 Kırıkkale ben de bu anıyı yazarken, babama yıllardır yazmak istediğim şiir doğdu.
***
Yusuf Uyar abimiz bugünlerde kıymetli eşleriyle beraber kışın Kırıkkale merkezde bulunan evinde yazları Bahşılıdaki yazlık bahçesinde dinlenmekle vaktini geçiriyorlar.
Allah eşiyle beraber uzun ömürler versin.
Onu inşallah uzun yıllar aramızda yeni şiirleriyle yeni eserleriyle dinlemek görmek istiyoruz.
Sağlıcakla kalınız..
21.12.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.