- 1293 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Bilgi ve sevgi Dolu Gençlik
BİLGİ VE SEVGİ
Sevgili Üniversiteli dostum,
Dikkat edersek Üniversite hayatın önünde en son eğitim kurumu. Hatta çok insan ortaöğretimden sonra hayata atılmıştır da hem kariyer yapmak hem de eğitimini tamamlayarak kendini daha özgüvenli insan yapmak için Üniversiteye başlamıştır. Ailevi ve ekonomik sorunlardan dolayı okuyamayan ama sonra okumaya karar veren çok insanla hayatta ve gazete sayfalarında televizyonlarda karşılaşmaktayız. Böyle insanlarla karşılaşınca gerçekten de mutlu oluyor, okuduklarımı da çevreme anlatıyorum.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Üniversite eğitimi tamamlansan bile hayat eğitim bitmez. “Beşikten mezara kadar kadın erkek ilim öğreniniz” diyen bir Dünya lideri Hz Muhammed’in bu sözü gerçek manada beni etkiler. Geçen günlerde yayınlanan Mümin Sekman’ın “ Rağmenciler” adlı kitabındaki başarı hikayeleri beni gerçekten daha özgüvenli yaptı. Mümin Sekman’ın “ Her Şey Seninle Başlar” kitabı başta olmak üzere her kitabı beni etkilemiş okumuş, tekrar okumuş ve çevreme de hediye ederek okumalarını sağlamışımdır. Doğan Cüceloğlu, Muhammed Bozdağ, Bülent Gardiyanoğlu kitapları da aynen beni etkilemiştir. Okumak gibisi var mı? Bunlar okuduklarım yazarların bir kısmı.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Üniversitede edinilen meslek ve genel kültür bilgisi hayatına yön verecek demektir. Bundan dolayı ne kadar güzel kitapları okursak, bize değer katan konuşmaları olan insanları ne kadar ciddiyetle dinleyerek, bilgimiz o oranda artacaktır. Bilgi vermekten çok eğlendiren, “zaman geçsin” diye hep aynı şeyleri konuşan insanlardan uzak kaldıkça insan bilgi sahibi olacaktır. Bilgi’nin yüzde 80 i ilgidir. İlgili olmazsan, bilgi sahibi olmak için ilgi göstermezsen ve insanlarla iletişiminde kim faydalı oluyor kim zararlı göremezsen o zaman o zaman kendi kendine zarar veren insan olursun ve hayatın boyunca bunu sorgularsın. Kendinde hata görmezsin çok zaman da hocalarını, okulunu veya okurken tanıdığın insanların olumsuz yönlerini görerek hatırlayarak geçmişe bağlı kalmış insan olursun. Bunun yolu ilgili insan olarak bilgi ile dolu olan insanlarla daha çok zaman geçirmeye bakmaktan geçer. İnsanlarla iletişimin onlarla yemek içmek için değil mesleğini geliştirecek bilgi alış verişi ve bireysel gelişimini artıracak bilgileri almaya bakmak olmalıdır.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bilgi ile donanırsan, sevmesini gerçekten bilir ve seni seven ile seni kullananı iyi ayırt edersen, insan iletişimine dikkat edersen iş arayan değil işin aradığı insan olursun. Hayatta başarılı olursan sana iş teklif eden çok olur. Ama hayatta başarısız olursan o zaman iş arayan insan olarak bulursun kendini.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Her gün üç gazete okuyorum. Gazetelerin 3. Sayfalarına bakıyorum. İşini kaybeden ve yeniden işini kazanmak için çaba harcayan insanların haberlerini okuyorum. İnsanlar işe girerken konulan kurallara uymadıkları için iletişime çok önem vermedikleri iş ile gönül işlerini karıştırdıkları için işsiz kalıyorlar İşte duygulara değil mantığa ve çalışmaya verimli olmaya kendini verirsen yani bilgi ve sevgi dengeni kurarsan başarılı olursun yani. Aslında bu anlattığım hepimiz için geçerli
Sevgili Üniversiteli dostum,
Çok Üniversiteli konuşurken “yoğunum, meşgulüm, ona zaman yok buna zaman yok” diyorlar ama böyle konuşanları izlediğim zaman çoğunun cafelerde arkadaşları ile geyik muhabbeti yaptıklarını ve bu yoğunluğun gerçekte duygu yoğunluğu olduğunu görüyorum. Yani arkadaşlarla geyik muhabbeti. Aslında gerçekten çok çalışan insanlarda var Üniversiteliler içinde. Ama bunlar çok az. Özü ve sözü bir olan amacı gelişmek ve mesleki bilgisini artırmak olan insanların sayısı arttıkça işsizlik oranı azalacaktır.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bir zamanlar İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinin, Ziraat Fakültelerine birçok bölüme olan talep çok olunca, gece eğitim altında ikinci öğretim açılmıştı. Sonra mezun olanlar işsizlik gerçeği ile karşılaşınca gece eğitimleri kapandı ve gündüz bölümlerine de öğrenci bulunamaz oldu. Eğitimin kalitesizliğinden değil öğrencilerin çoğunun okul dersleri dışında kendini yetiştirmek konusunda yeterince gayret göstermemeleri sonucunda oldu bence. Ama azmederek yeterince çalışarak her zaman kendini yeterli bulmayıp daha çok çalışarak verimli olarak Kaymakam, Müfettiş olan çok insana da rastladım. Üstelik çoğu da Anadolu’daki Üniversitelerden mezun olanlardı. Demek ki azimli ve gayretli olmayı elden bırakmamak lazımmış.
Sevgili Üniversiteli dostum,
“Bana yol gösteren pek yok” deme. Yol gösterenin illa insan olması gerekmiyor. Kitaplar insana en güzel rehberlik eden yol göstericilerdir. Üniversitesinin kütüphanesini keşfeden bir Üniversiteli, güzel kitapları da orada bulursa başka bir dosta gerek var mıdır?
Sevgili Üniversiteli dostum,
Biz toplum olarak ada beğenmeyiz. Üniversitelilerde dahil. O yüzden hep yalnız kalır yalnızlıktan şikayet ederiz. Hep sevgi görelim ama biz sevgi göstermeyelim,” herkes bize hediyelerle gelsin ama biz yoğunuz onları ziyaret edemeyiz” diyen o kadar insan var ki dünyada ben hayret ediyorum. Eskiden kızardım ama artık kızmanın da faydasız olduğunu görerek gülüp geçiyorum Mecbur kalmadıkça da muhatap olmuyorum hep şikayet eden , sızlanan, ağlaşan insanlar ile bir arada olmak hayatımızı tüketiyor.. Okumadan yazan yazanların kitapları da işte bu yüzden gençlerde iz bırakmıyor. Gerçek bilgi dolu kitapları bulmak da bu yüzden zorlaştı. Parayı bastıran kitap çıkarıyor günümüzde. O yüzden ünlü ve popüler kitaplardan çok bilgi sunan kitaplar okumaya yoğunlaşan Üniversiteli her zaman kazançlı çıkar. Faydalı bilgi mücevher gibidir. Sokakta, pazarda olmaz sen onu kuyumcu titizliği ile kütüphanelerde ve kitapçılarda arayacaksın. Sana yol gösterenin niyetini anlayacak ve öküz altında başka öküz aramayacaksın. Öküzü görünce kaçacaksın ki sana zarar vermesin.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Aslında Üniversite tamamlamış olanlarda bu hitabımın muhatabı. ”Üniversiteli sana söylüyorum, mezun olan ve her şeyden şikayetçi olan herkes sizde anlayın” misali. Herkes bu mektubu okuyarak eleştirme, sızlanma hatta hakaret etme hakkına da, okuyarak faydalanma ve başkalarına tavsiye etme hakkına da sahip. İnsanın olduğu her yerde takdir de tekdir de vardır. Biz bilgimizi ve ilgimizi yazarak sunalım. Ortaya koyalım. Gerisi artık kamuoyuna mal olmuş. Anlayan da olur anlamayan da ya da niyetimizin tam tersini anlayan da. Hayatı böyle de kabul edelim. Yazmaya devam edelim . .
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.