- 429 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eğitim,Etkinlik Vesaire
"Oku kurtar kendini,bak biz okumadık da n’oldu?"dan "Okuyup da n’apcan, biz okuduk da n’oldu?" everesine gelmiş olabiliriz.Lise son sınıfta bir öğrencimden kitaplar hakkında birşeyler söylemesini rica etmiştim.Cevabı karşısında ne diyeceğimi bilemedim.Dedi ki:" Hocam,ben kitap okumayı sevmem!" Zorla sevdiremeyiz.Hatta istemezlerse ders dinlememe özgürlükleri var.Bu ahval ve şerait içinde Milli eğitim öğretmenlerden kitap okuma etkinlikleri yapmasını istiyor.Mesela aklımda kalan "Açık havada kitap okuma", "Okudukları kitabın özetini çıkarma", "Hep birlikte kütüphaneye üye olma","Öğrenci ve veli toplulukları karşısında okuduğu kitabın yorumunu yapma","Okuduğu kitaplardan bulmaca yapma" vesaire.Bunların yapılabilirliği umurlarında mı? Her hafta raporhazırlanacak, bizden rica ediyorlar,biz de yapıyormuş gibi mi yapsak? Bence öğrencilere kitapları sevdirmemiz,bunu da kendi yöntemlerimizle yapmamız istense daha makul olurdu. Bilgiye ulaşmanın en kestirme yolunun kitap okumaktan geçtiği malumdur.Kitap sevmediğini söyleyen öğrencime bunu hatırlattım. "Ne dersen de bildiğimden şaşmam,son kararım" demek ister gibi baktı."Bilgi olmadan birşey olmaz" diyecektim,vazgeçtim.
Üretilen her ürünün ve hizmetin arkasında bilgi vardır.Bilgi yoksa uzmanlık gerektiren işler bir yana,ne ziraat yapabilirsin ne ticaret. yani aslında hiçbir iş bilgisiz yapılamaz.Sağlığını korumak isteyen kimse temizlik gibi asgari düzeye olsa da bilgi sahibi olmalıdır.Dindar olmak isteyen dinin gereklerini,rükünlerini bilmeden yerine getiremez.
Eğer bilgiye hükmedemiyorsanız, birileri size hükmediyor demektir.Tarihte bunun örnekleri pek çoktur.Güçlü silahlar icat edecek bilgiye sahip olan hükümdar ya da devletler rakiplerini yerle yeksan edebilmişlerdir.Teknoloji,üretim,güç,yönetim yetenekleri de bilginin peşinden gelmiştir.Bir ülkede eğitim sistemi çağının şartlarına uygun hareket etmişse o devlet yıkılmamıştır.
ABD’de yalnızca düşünce üreten ve yaptıkları çok önemsenen "Think thank" kuruluşları azımsanamayacak sayıdadır.Mesela Hudson Enstitüsü (the Hudson Institute), 1961’de gelecekbilimci Herman Kahn tarafından New York’ta kurulan sağ eğilimli ABD düşünce kuruluşu. İngilizce "think tank" terimi ilk defa bu kuruluş için kullanıldı. Kurum faaliyetlerini halen Washington’da sürdürmektedir.Kurum, değerlerini "serbest pazar ve bireysel sorumluluğa bağlılık, gelişmeye yardımcı olarak teknolojinin gücüne güven, insani ilişkilerde kültür ve dinin önemine saygı, Amerika’nın milli güvenliğini korumakta kararlılık" olarak açıkladı. Kurumun uzmanları; kültür, toplumsal yapı, pazar ve siyaset arasındaki etkileşimi değerlendirerek toplum ve değişim hakkında bütünsel bir bakış oluşturmaya çalışmaktadır.(vikipedia)
Bireylerin güçlü, bilgili ve donanımlı olmasının güçlü bir toplum için temel teşkil ettiği güçlü bir toplumun da güçlü bir devleti meydana getirdiği bir gerçektir. Güçlü bir devletin sürekliliği, bilgili ve donanımlı bir toplumun varlığı ile birlikte, yönetim alanında bilgili, adaletli, kararlı yöneticilerin bulunması ve birey ile toplum ilişkisinin dengeli bir şekilde yürütülmesiyle mümkün hale gelmektedir.(Fahri Vargün,Kutadgu Bilig’de devlet yönetimi)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.