DIİŞ GÜÇLER?
Merhaba: Ya da Günaydın.
Öyle bir ülke düşünün ki o ülke de yaşayan insanlara hiç durmadan hesap kitap yaptırılıyor ve insanların yaptıkları bu hesap kitap hiçbir zaman tutmuyor her nedense, hesap tutmuyor, tutmadı işte.
Hesap tutmayınca da işin kolayına kaçıp dış güçler deyip sorumluluktan kaçıyor sorumluluğu o dış güçlerin üzerine atıyorlar, iyi iş vallahi ..Ha bu arada dünya bizi kıskanıyor. Ama öte yandan o dış güçler kim? Bilmiyoruz, Hiçbir zaman da öğrenemeyeceğiz, o da başka bir sorun, dursun bir kenarda.
O ülkede vatandaşın geliri ve de gideri nedir, kim ne kadar kazanıyor, kimler sütün kaymağını yiyor, kimler suyun suyunu da olsa içemiyor diye kafalar patlatılıyor ama nafile. İşin garibi Sedat Peker’i de susturdular, oturduğu yerde ne elektrik ne de internet var, diyenin yalancısıyım... Acaba diyorum, Sedat Peker Suriye’nin başkenti şama gitmiş olsaydı,Terörist Eset, Kardeşim Esat olur muydu? Kafam da deli sorular. Durum, beykanamın masallarındaki cinler ve de perilere döndü. Beykanamın masallarında mutlaka hep cinler ve de periler vardı; periler iyi cinler kötüydü ama her nedense bu cinler hep gece karanlığında çıkıyorlardı ortaya ve gözüne kestirdiğini önce sever sonra da parçalardı, masal işte. Ne alaka dış güçlerle diye bir soru da sorabilirsiniz. Alaka yaşadıklarımız ve aslı astarı olmayan dış güçler yalanı ve uydurulan hayali düşmanlar, bu hayale inanan onca insan. Vallahi bir daldım ki nereden çıkacağımı bilemedim, çıktım.
Bu kadar çok karıştırırsak, zaten karışık olan vatandaşın kafası iyice karışıyor ve gelirle gider arasında ki farkı hesaplarken zorlanıyor.
Kimler ne kadar hesap yaparlarsa yapsın, bir ucu tutup öteki ucun yanına getirmeye çalışsalar da olmuyor, olmayacakta. Güya uğraşıyorlar halkın refahı için, ne alalaka uğraştıkları şey halkın gözünü boyamak ; çalışıyor muş gibi yapıyorlar ama bir türlü ipin iki ucu bir araya gelmiyor, ipin ucu kaçtı da diyemiyorlar. Bir şey deyim mi, onların işi de zor be😊. ‘Bir araya getirdik’ dedikleri uçlar bile birbirini tutmuyor. Bir takım insanlar aramış, araştırmış, oturmuş bir hesap yapmışlar. Araştırmanın sonucun da ‘’Ekonomide yirmi yıl önce ne yaşanmışsa bugün de aynı şeyler yaşanıyormuş hatta daha da kötüsünü yaşıyormuşuz’ ’Yani yirmi yıl önce vatandaşın cebine giren para ne ise bugün de vatandaşın cebine aynı para giriyor. Yani onca yıl yapılan zamlar vatandaşın değil ekonomisine katkı yapmak vatandaşa zam diye verilen üç kuruş zam kısa bir süre sonra on krş olarak geri alınmış, yani vatandaş yirmi yıldır Farkına varmadan soyulmuş ve soyulmaya da devam ediliyormuş ve vatandaş yatağına aç giriyormuş.
Vatandaşa din, iman, masalıyla uyutulup devasa yatırımlar yaptık diyerek hem kandırdık, hep borçlandırıldık, hem de cüzdanlarımızı boşaltılmışlar; bunca yıl açlık ve de yoksulluk içerisin de yaşıyormuşuz da bundan biz vatandaşın haberi yokmuş, yok muymuş gerçekten?; Biz sıradan vatandaşlar açlıkla tokluk arasında ki farkı bilmeden yaşıyormuşuz üstelik ..
Yani, akşam eve vardık mı vardık çok şükür. Masaya bir kase çorba, bolca ekmek koyduk mu koyduk, oh Allah’ım sana çok şükür bunu da bulamayanlar var deyip şükretmeye alıştırıldık ve o kadar çok alıştırıldık ki bu söze, bu sözü hatırlayıp söylemezsek eğer sanki başımıza bir iş gelecekmiş gibi hisseder olduk. ..Anlatacak, söylenecek o kadar çok şey var ki, sabah sabah moral bozmayayım gene diye düşündüm, zaten moraller uçuşa geçmiş geri döner mi, dönmez mi, kocaman bir ? işareti😊. . Yine de sizler kendinizi nasıl hissediyorsanız öyle olun, mutlu olun, neşeniz bol olsun. Bugünde Güzel bir gün olması dileğiyle. Taze demli bir çayı içmenin de keyfi bir başka canım, afiyet olsun
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.