- 371 Okunma
- 1 Yorum
- 4 Beğeni
DAR SOKAĞIN DOSTLUKLARI
Dar sokakların samimi, naif bir yanı bulunmakta.Evleri bitişik,küçük ve insanları tanıdık.Aradaki sokağın darlığı,evleri yakınlaştırdığı gibi insanları da yakın yapıyor bence.Evlerin pencereleri gülümseyen gözleri andırırken pencereyi açıp sohbet ettiğin komşu samimi duyguların aynasıdır. Burada yaşayan insanların birbirleriyle paylaşımları ve birbirlerine güvenleri en önemli özelliğidir bu sokakların.Yemekler paylaşılır,dostluklar pekişir bu sokaklarda.Ev oturmaları,evin önü sohbetleri büyükleri yakınlaştırırken sokak oyunları ,evlerde ders çalışmalar da çocukları dost yapar.
İşte böyle bir sokakta, gülen yüzlü pencereleri olan ahşap bir evde doğmuşum.Bu sokakta da büyüdüm. Bitişik iki katlı ahşap evlerden oluşan sokağın üst caddedeki yokuşundan aşağı inerken sol taraftaki beşinci ev bizim evdi.Bizim evin sağındaki evde Selahattin amcaların evi bulunurken solumuzdaki evde Nurten teyze iki çocuğuyla kalırdı.Karşımızda Tahsin amcanın küçük bakkaliyesi vardı.
Komşularımızla iyi geçinirdik.Hiçbir sıkıntımızın olduğunu hatırlamıyorum. Komşularımızla pazar günleri pikniğe giderdik,Selahattin amcayla babam mangal yapar,bakkal Tahsin amca da oturduğu yerde uyuklardı.Tahsin amca tonton,yaşlı ve çok sevimliydi.O uyuklarken bizim oynadığımız top onun başına gelir,uyanır ve “size bir daha top vermeyeceğim” diye söylenir yine uyuklamaya devam ederdi.Annelerimiz sofrayı hazırlar ve keyifle yer,içer ve eğlenirdik.Bazen de denize gider güzel vakit geçirirdik.Huzur içinde büyüdüm bu sokakta.
Selahattin amcanın karısı Makbule teyzenin çatallı sesiyle inlettiği evinden gelen sesten kızıyla oğluna kızdığını anlardık.Kocasıyla da arada tartışırlardı ama Selahattin amcanın sesi çıkmazdı.Makbule teyzenin kocasına kızdığını tartışmadan sonra Selahattin amcanın evden ayrılışından anlardık.Annem Makbule teyzeyle iyi anlaşırdı.Annem ”Makbule iyidir damarına basmayacaksın” derdi.Babam da hem arkadaşını korur hem de şakayla,gülerek“bağırması mı gerekiyor düzgün konuşsun,sinirli işte,adamcağızın başının etini yiyor arkadaşın “diye anneme takılırdı.Çocukları benden büyüktü.Derslerimize yardım ederlerdi bazen.Birbirimize gidip gelirdik.Onlara gidince en büyük zevkim kızları Dilruba ablanın odasına girmekti.O da genelde beni nazikçe çıkarırdı!
Bizim evin solundaki bitişik evde kalan Nurten teyzeyi ,çocuklarını ve kendisini bırakıp giden kocasına ettiği beddualarıyla hatırlarım hep.Bir de ev temizliğinden yorgun bir halde gelişinden.Çocuklarıyla arkadaştım.Kızı Hayal ve oğlu Hasan sessiz,masum ve hep mahcuptular.Anneleri ev temizliğine giderdi.Geçimlerini böyle sağlarlardı.Babaları onları terk etmiş,babaannesi ve dedesi onları kabul etmemişti.Çünkü Nurten teyzeyi hiç istememişlerdi.Zaten kaçarak evlenen oğlunun terk ettiği karısını ve çocuklarını da kabullenmemişler.Anneannesi ve dedesi çok fakirdi.Onlara yük olmak istemeyen Nurten teyze de küçük ve güvenli sokağımızda bizlerle yaşamaya devam etmişti.
Hayal’le aynı sınıfta aynı sırada oturuyorduk.Beslenme çantasını utana sıkıla açardı.Çünkü çantasında bir kuru ekmek parçası ve suyu olurdu.Bazen de Nurten teyze kızına peynir ve zeytin hazırlardı.Eline yeterli para geçmişse tabi.Annem sabahları bana tembihlerdi “bunları Hayal’e hazırladım çaktırmadan ben yiyemeyeceğim sen yer misin dersin” diyerek bir beslenme de ona hazırlardı.Hayal de utana sıkıla “sen ye benim var “derdi.Ben de “çok acıkmadım bitirmezsem annem kızar “ derdim o da ufak ve sevimli hareketlerle verdiğimi alırdı.
Hayal bize ders çalışmaya gelirdi,ben de onlara giderdim.Hayal’in dersleri çok iyiydi.Sessiz,mahcup yanının altında fırtına gibi bir zeka yatmaktaydı.Hasan ise bizden bir yaş büyüktü. Abi demezdim arkadaştık sonuçta.O da Hayal gibi mahzundu.Hasan çok iyi futbol oynardı.Mahallede o olmadan futbol oynanmazdı.Liseye geldiğimizde okul takımına alındı.Onunla da çocukluğumuzda iyi anlaşırdık.Zamanla,büyüdükçe ilk aşkım oldu kendisi.
Hasan, lisede aşkı öğrendiğim kişi.Hayal’in yanına ders çalışmaya gittiğimde ve sokakta oyun oynarken gördüğüm arkadaşım Hasan liseye geçtiğimde gözüme farklı görünmeye başladı.Tabi onun içten,baygın ve ısrarlı bakışları da bunda etkili oldu.O içten bakarken,gözlerini benden alamazken içim titremeye ve ısınmaya başlamıştı ve onu görünce heyecanlanıyordum.Bir gün Hilal’le onların evinde ders çalışırken Hilal bana “abim senden hoşlanıyor bu mektubu verdi,ama kızma ne olur” dedi.Ben heyecanlandım o sırada Nurten teyze geldi mektubu defterin içine bıraktım.Heyecanlı ve yüzüm yanarak eve gelince annem “ne oldu yüzün kızarmış,bir şey mi oldu”dedi.”yok hayır “diyerek odama koştum,annem de üstelemedi.Hemen mektubu açtım,öyle sevgiyle yazılmıştı ki bu her halinden belliydi.Buluşmayı teklif ediyordu.Aşağıdaki mahallede pastane vardı,orada buluşmak istiyordu. Ben de oraya gittim ve bizim masum aşkımız böyle başladı işte.Böyle pastanede bazen de köşe başında buluşup okula kadar beraber yürürdük.Okulda konuşurduk,beraber onlarda ders çalışırdık.Masum ve içten bir sevgi yaşadık üç yıl boyunca.Ben üniversiteye gidince Hasan ayrılmak istemişti.Ben de babamın daha çok da mahalleden çekiniyordum.Yine de ayrılmak istememiştim ama Hasan başkasını sevdiğini söyleyince ayrılmıştık.
Aradan yirmi üç sene geçti. Sokağımız ve evlerimiz çok değişti. Artık apartmanlardan ve birbirine uzak insanlardan oluşuyor sokağımız.Komşularımız Selahattin amca ve eşi Makbule teyze evlerini satıp çocuklarının yaşadığı semtte yaşamaya başladılar.Arada annem ve babamla görüşüyorlar.Diğer komşular bazıları evlerini satıp başka yerlere gitti.Bazıları ise müteahhide kat karşılığı verip şimdi annemler gibi yalnız,renksiz dairelerinde yaşıyorlar.Eski komşularla annemler arada görüşüyor.Hiç bir şey eskisi gibi değil mesela evin önü sohbeti,camdan cama konuşmalar,samimiyet kalmadı.
Annem tombul,orta boylu,sevecen,merhametlidir.Şimdi yaşlandı ama sevecenliği ve merhameti hiç değişmedi.Artık apartman dairesinde sıkılsa da komşularla selamlaşıp ihtiyaç sahiplerine yardım etmeden edemez.Babam her zamanki gibi dost yanıyla kucaklar herkesi.Bizimle hala gazetesi elinde gözlüklerinin üstünden bakarak konuşur ve en sevdiği şey de gazete okumaktır zaten.Geçen ay annemlere gittiğimde babamı pencerenin önündeki koltukta gazete okurken buldum.Artık her şeyin teknolojik olmasını sevmiyor babam.Hala gazetesini alıp eliyle dokunarak okumayı seviyormuş.Öyle söylüyor.Annem yine babamın karşısındaki koltukta el işini yapıyordu.Bir anahtar da bende vardı ben de sürpriz yapmak için kapıyı kendim açtım.Çok sevindiler,annem zorla yemekler yedirdi,selamlaştığı yeni komşularını ve bazen görüştüğü eski komşularımızı anlattı.
Nurten teyze özel bir okulda hademelik yapmaya başlamıştı.Şimdi emekli olmuş ufak bir ev almış ve başka semte yerleşti.Hayal liseyi bitirmeden durumu iyi birisinin kendinden büyük oğluyla evlendirilmişti.O kadar zekiydi ki ona ailecek çok üzülmüştük.Maddi durumları iyi değildi,Nurten teyze de kızını okutacak durumda değildi.Lise ikiye kadar zar zor getirmişti.Durumu iyi birisi talip olunca da kızını evlendirmek zorunda kalmıştı. Nurten teyze’ye hademelik işini de dünürleri bulmuştu.İlk başta biz bakarız size demişlerse de Nurten teyze kabul etmemiş,onlar da iş bulmuşlardı bir de ev almışlardı.Hayal evlenmeye istekli değildi.Annesine yük olmamak için evlenmişti. Kocasıyla anlaşamadığını konuşurken annemden öğrendim.İlk başlarda Hayal’in kocasıyla arası iyiydi.Oysa son on yıldır kimseye mutsuz olduğunu hissettirmemiş.Son on yıldır kocası şiddet uyguluyormuş ayrıca kocası kumarbaz ve içkiciymiş.Bunun yanında aldatıyormuş da.Annem bunları anlattığında çok üzüldüm.Hilal zeki,sevecen,içten ve çok güzeldi.Benim de en samimi arkadaşımdı.Uzun zaman oldu görüşmeyeli ,demek canım arkadaşım zor durumdaymış.Hiç mutsuz olduğunu da belli etmemişti en son görüştüğümüzde.
Ben üniversiteyi bitirince bir bankada çalışmaya başladım.Evlenmedim,istemedim de.Geçen ay annemlere gittiğimde eski komşumuz Feride teyze geldi,yine bana kısmet bulmuş oysa istemediğimi milyon kez söylemiştim.Onu da geçiştirdikten sonra annemle babama veda edip ayrıldım evden.
Aradan geçen yirmi üç sene sonunda annemlere gittiğimde komşularımızın ve bizim ne kadar değiştiğimizi,eski günleri hatırlayınca anladım.Annemlerin apartmandan çıkarken Hasan’ı gördüm.Selam verdi ben de selamını aldım.Hilal’i sordum ona.Kocasından ayrılmak istediğini ve kendisine sorduğunu,onun da sonuna kadar yanında olduğunu söylediğini anlattı.Hilal’in telefonuna ulaşamadığımı söyledim. Hilal’in telefonunu bana verebilir mi diye sordum.Telefon numarasını alıp vedalaştık.Artık eski sevgili gibi değil eski komşu gibiydik.İlk zamanlarda Hasan benden kaçar ve bakışlarını kaçırırdı.Şimdi hiç sevmemiş,o mektupları yazmamış gibi soğuk,uzak ve itici.Haklı da çünkü evli ve iki oğlu var.Onun mutluluğu beni de mutlu ediyor.Evlendiğini kabul etmek zor oldu ama alıştım,hem onu sevmemeye hem de sevilmemeye.Hasan birinci ligdeki bir takımda futbolcu oldu.Çok paralar kazanıyor annesine dünürlerin aldığı evin parasını da geri ödemiş.Çünkü Hilal’e söyleniyorlarmış.
Annemlerden ayrı evde çalıştığım bankaya yakın bir evde oturuyorum.Annemlerin yanından,sokağımdan ayrılınca evim buz gibi geldi,kimsesizliğim de Hasan’ı görünce depreşti. Eski bir sesi duymak iyi gelir diye düşündüm Hilal’i aradım.Hilal annemin ve Hasan’ın anlattıklarını detaylarıyla anlattı.Kocasının boşanmaya yanaştığını hatta dünden hazır olduğunu anlattı.Kocasıyla anlaşmalı boşanacaklarını söyledi.
Yarınki gün onu bana davet ettim .Kapıyı açtığım anda boynuna dolandım ve ağladık,sustuk,konuştuk uzun uzun.Eskileri yad ederken Hasan’dan hiçbir şey yaşamamışız o sadece Hilal’in abisi gibi söz ettik.Hilal “niye yalnızsın güzelsin,işin var,yaşın geçiyor, gerçi ben evlendim de ne oldu da ama belki sen mutlu olursun “ dedi.Ben de “ben kendime yetiyorum,emin ol böyle mutluyum,bazen kendimi yalnız hissediyorum ama böylesi daha iyi”dedim.Hilal gülümseyerek “haklısın nasıl mutlu hissediyorsan tabi”dedi.
Hilal ve kocası geçen hafta anlaşmalı boşanmışlar .Hilal annesinin yanına taşındı.Ben de annemle babamın yanına uğrayınca Hilal’le annesinin yanına gittim. Hilal’in yüzüne renk gelmiş ama biraz endişeli.Çalışmak istediğini söyledi. Ben de ona okula devam etmek isteyip istemediğini sordum.İstiyor.Ama kimseye de yük olmak istemiyor.Nafaka alıyor ama onu da iki kızı ve bir oğlunun masraflarına harcayacakmış.Ben oradayken Hasan geldi.O okumak isterse destekçisi olacağını söylediğinde Hilal istemedi.Ama “ben abinim benden de çekineceksen üzülürüm bana yük olmazsın ne okumak istiyorsan okuturum “dedi ben de ısrar ettim.O da okumaya çok meraklıydı zaten,avukat olmak istiyordu.Seneye sınava girecek hazırlanmaya başlayacak.Beraber sınava hazırlık kitapları aldık
Hilal’le sımsıcak sevgi seliyle dolu bir mahallede tanıştık.Şimdi o şirin sokak kalmasa da bizim dostluğumuz kaldığı yerden devam ediyor.
ÇİĞDEM KARAİSMAİLOĞLU
ARALIK/2021 İSTANBUL
YORUMLAR
dostluk gibisi var mı sevgili Çiğdem?
temeli atıldığından beri aynı evde oturduğumuz.
nice de insan yitip gitti
aileler tek tek yok oldu.
geride kalansa boş apartman daireleri ve adı komşu olan yabancı insanlar.
sevgiyi öğretendi ailem ve canım komşularımız elinde büyüdüğüm onca insan.
geride kalanlar.
bizi bize sunanlar
bizi bizden uzaklaştıran
biz değişmedik
değişemeye de niyetim yok niyetimiz yok
korumamız gereken değerlerimiz var
sevginin yerini gıybet ve haset almışken
selamın geri dönümü alay ya da tepkisizlik iken
ah, be güzel arkadaşım durduk yere yazmıyorum durduk yere yazmıyoruz
sevgimlesin
Çiğdem Karaismailoğlu
Dostluğa ve sevgiye sonsuza kadar evet diyoruz dediğin gibi.
Sevgimle Gülüm arkadaşım.