- 280 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUR'AN'I ABDESTSİZ OKUYABİLİRSİNİZ
Kovulmuş Şeytandan Rabbime Sığınırım
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla
“... Ve Kuran’ı belli bir düzen içinde oku.” (Müzzemmil Suresi 4. Ayet)
Allah’ın, Kur’an’da emrettiğine göre, abdesti sadece namaz kılmak için almamız gerekiyor.
“Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da...” (Maide Suresi, 6)
Kur’an okurken, abdestli olmamız gerektiğine dair Kur’an’da hiçbir hüküm bulunmuyor. Müslümanlara namaz dışında hiçbir ibadet için abdestin farz olmadığı, Kur’an’da abdest emrinin sadece namaza kalkma şartına bağlı kılınmasından da anlaşılmaktadır. Kur’an okurken abdestli olmamız farz olsaydı, namaz ibadeti için abdest almamızın farz olduğunun bildirilmesi gibi, Kur’an’da bu hükmü açık ve net olarak bulmamız gerekiyordu. Bütün ibadetlerin nasıl uygulanacağını bize Allah bildirir ve farz kılar. Müzzemmil Suresi 4. Ayette Kuran okunması emrediliyor, ama bu veya başka bir ayette “abdest almadan Kur’an okumayın” denmiyor. İbadetlerin nasıl uygulanacağına dair hükümleri Allah’tan başka kimse koyamaz. Böyle bir şeyin olabileceği söyleniyorsa, iddia sahipleri bu tezlerini Kur’an ayetleriyle ispatlamalıdır.
Kur’an okumaya başlamadan önce Allah’ın yapılmasını istediği, farz kıldığı bir tek kural vardır:
“Öyleyse Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.” (Nahl Suresi, 98. Ayet).
Kur’an okumadan önce, Şeytan’dan Allah’a sığınıyoruz. Bunun haricinde, Kur’an okumadan önce yapılması gerekenler listesi şirk dini âlimlerinin zanlarıdır.
“Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak ’zan ve tahminle yalan söylerler.” (Enam Suresi 116. Ayet).
“Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:)
"Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (Al-i İmran Suresi 191. Ayet)
Ayette, müminlerin ayakta, otururken ve yatarken Allah’ı zikrettikleri ve yarattıkları hakkında düşündükleri bildiriliyor.
“Gerçekten, sana katımızdan bir zikir verdik.” (Taha Suresi 99. Ayet)
Bu ayette de Allah, Kur’an’ın zikir olduğunu söylemektedir. Kur’an’ın zikir olduğunu diğer ayetlerde de görmekteyiz.
“Sana okuduğumuz bunlar, ayetlerden ve hikmet sahibi zikirdendir.” (Ali İmran Suresi 58. Ayet)
“Ey kendisine zikir indirilen kimse sen bir delisin dediler.” (Hicr Suresi 6. ayet)
“Zikr’i biz indirdik, Onu koruyacak olan da biziz.” (Hicr Suresi 9. Ayet)
“Onları apaçık delillerle ve kitaplarla gönderdik. Sana da insanlara, kendilerine indirileni açıklayasın diye zikri indirdik. Belki düşünürler.” (Nahl Suresi 44. Ayet)
Zikir’in kelime anlamı: Düşünmek, hatırlamak, hatırlatmak, anmak, öğüt, ihtar, uyarı. Kur’anda zikir kelimesi türevleriyle birlikte 250′den fazla yerde geçmektedir. Ayetlerde de görüldüğü gibi Ku’ran anlamında da kullanılmıştır. Kelimenin anlamını, Al-i İmran Suresi 191. Ayetini ve Kur’an’dan zikir olarak bahsedilen diğer ayetleri değerlendirdiğimizde çok açık yatarak Kur’an okunabileceğini görürüz. Çünkü müminler ayette de vurgulandığı gibi yatarak zikretmektedirler. Ayrıca, yatarak Kur’an okumanın yasaklandığı bir ayetin olmaması da, şirk âlimlerinin yaklaşımının geçersiz olduğunu göstermektedir.
Cünüpken de Kur’an okunabilir. Bu konuda yine yasaklayıcı bir ayet yok. Atalarından din öğrenen insanların sorgulamadan, üzerinde düşünmeden uyguladıkları bir gelenek hükmü. Tahmin edebileceğiniz gibi, Kur’an kaynaklı olmayan, uydurulmuş bir haram.
Bazı âlimler, Kur’an’ı abdestsiz okumanın, Kur’an’a bir saygısızlık olduğunu, Allah’ın ayetlerine abdestsiz dokunulmayacağını söyleyerek; abdestsiz Kur’an okumanın haram olduğuna hükmederler. Birçok konuda olduğu gibi hükme bağladıkları haramlarını Allah’ın ayetleriyle açıklayamazlar.
Kur’an, öpülerek başın üzerine konulur. Kur’an, bel hizasının altında tutulmaz. Kur’an kılıflanır, duvara asılır. Onlara göre bu yapılanlar, Kur’an’a saygı ifadesidir. Ama Kur’an’ın Türkçesinden okuyarak ayetler üzerinde derin derin düşünmemek, Kur’an’a saygısızlık değildir.
İnsanlara İslâm’ı daha iyi anlamaları ve yaşamaları için öğüt verirler. Evliyaların sözlerinden alıntı yaparlar ve bu öğütlerde tek bir Kur’an ayeti geçmez, ama kendilerince bu yaptıkları Kuran’a saygısızlık değildir.
"… Şu hâlde, Benim kesin tehdidimden korkanlara Kur’an ile öğüt ver." (Kaf Suresi 45. Ayet)
Kur’an’ın, Allah tarafından insanlara neden gönderildiğini yani gönderilme hikmetini yine Kur’an’dan öğrenmezseniz, Kur’an’a göstereceğiniz saygı derinlemesine düşünülmeden konulmuş kurları tekrarlamaktan ibaret olur. 99’luk tespihiniz vazgeçilmez kutsal aksesuarınızdır. Rahleye koymadan Kur’an okuyamazsınız. Allah’ın elçisine ait olduğu söylenen sakal kılını, öpüp başına koymak için camide kuyruğa giren biri, Kur’an okumadığı için bunu yapmakta ve Kur’an okumadığı için saygının ne olduğunu aslında bilememektedir. Kur’an okumaya başlarsanız, inanmanız ve yaşamanız gereken bütün kavramları size sadece Allah’ın öğretebileceğini görürsünüz.
“Şüphesiz, bu Kur’an, en doğru yola iletir …” (İsrâ Suresi 9. Ayet)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.