- 623 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HATIRLANMAK NE GÜZEL
Bazı şeyler vardır yazmak istersin, gönlün götürmez, hemen yazılmaz işte. Düşünmek ile yazmak arasına duvardan bir perde oluşur. Tüm hayallerin bir daracık kaba girmiş sanırsın, parmakların titrer kalem tutamazsın ya da şimdiki klavye diyelim…
Hani, meydana getirdiği kendi dalgasında boğulan, kopardığı fırtınada savrulan insanlar vardır. Gökler başınıza yıkılır sanırsınız. Bir şey kırılır, cam gibi keskin, diken gibi sivri, batar bir yerlerinize, kesilir; avuçlarınıza sade kızıl bir kan dolar. Komiklik yok, hem parmaklarınız kesilir hem de temizliği yine size kalır. Çok şaşırtıcı… Geride bıraktığınız kiri, pası, çevreye verdiğiniz rahatsızlığı, sağa sola bulaştırılan isi çıkmayan karayı silmek de size düşer. Çıkar mı onca atılan çamur, izi kalmaz mı?
Ağacın meyvesi çok acı, belki de tatlı, tadına bakmadan bilemezsin. Bahçenin çiçeği, dağ çiçeklerine benzemez, sahici değil kokusu ve de rengi. Söğüdün gölgesi hoş, uzanmak gelir içinden ağustosun en sıcağında yapamazsın. Bozkırın güneşi yakar, bekleyemezsin. Asıl olan ovanın bereketini bekleyerek ömrünü tüketmek senin görevindir, unutma. Emeğin ilk tadını sen al, senin olsun.
İşte o sensin öğretmenim. Sen!.. Öğretmen olmanın vazgeçilmez birinci kuralı ve de özelliği insanı sevmek olduğunu unutmamak gerekir. Onlara saygı duydukça saygın büyür, sel olur akar. Eğer idareci sıfatını taşıyorsanız, okula gelen veli, öğretmen ve öğrenci seni her daim zinde, güler yüzlü ve sağlıklı görmek ister ve yakın ilgi bekler. Unutma…
Bazı şeyler de vardır ki; beklentilerin büyür, günlerin yıl, yılların asır gibi, umutların tükendiği bir anda Kurtik tepesine vuran günün ilk şavkı ısıtır yüreğini, başın döner belki, bir hoş olur, sevgiliye kavuşur gibi. Kimden ve neden bahsediyorum!..
İşte o an.
Yazılarımda zaman zaman eleştirdiğim Belediye Başkanımız Sayın Feyat Asya Bey.
Çok seneler önce etkinlikler düzenlenmiş olabilir belki, bilmiyorum. Muş Merkezde hiç görmediğim, duymadığım ve Muş Milli Eğitim camiasının şimdiye kadar belki de lüzum görmediği için olacak, emekli öğretmenlerle ilgili bir etkinlik yapılamadığının farkındayız. Sadece 24 Kasım günlerinde o yıl emekliye ayrılan öğretmenler törene çağırılmış olabilirler. Yeterli mi, elbette hayır… Akıbetini araştırmak gibi bir merakım olmadı ve sormak da istemem. Bir defaya mahsus olsa dahi, Emekli öğretmenleri bir araya toplayıp, gönül hoşluğu ile herhangi bir etkinlik ortamında, onca senedir Muş memleketine hizmetleri dokunmuş bu insanları onurlandırmak sanırım zor iş olmasa gerek. Vallahi ne bir hediye beklentimiz oldu, ne de yemek… sadece küçük bir hatırlanmak.
Ne bileyim, belki de biz bir bir araya gelmeyi akıl edemedik!...
Merak etmeyin; Muş Milli Eğitim camiasının yapamadığını Belediye Başkanımız Sayın Feyat Asya Bey, bizleri onurlandırdı. Göletli Parkın çok güzel organize edilmiş restoranında ve yine çok sıcak bir ortamda, içinde bendenizin de bulunduğum şehrimizin emekli öğretmenleri onura ettiler.
Hepimizin yüreği ısındı dün akşam – 25 Kasım 2021 Perşembe – sevindik, topunu kaybederken yeniden bulan mahallemizin minik çocukları gibi, birbirimizin yüzüne bakarak güldük, gülüştük, ilk anda kimin aklına ne geldiyse onu konuştuk, şakalaştık, sıcak bir ortam içinde. Ne kadar özlemişiz meğer bir masa etrafında toplanmışken yeni farkına vardık.
Kimler yoktu ki… Emek Dar takımı, eski meslektaşlarımız. Tek tek kucaklamak geçti içimden, gözlerinin içine baka baka özlemimi giderdim. Gözlerimde canlı bir ışıltı oynadı, parlak bir merak gezindi yüzümde. Çok sevindim, garip bir heyecan tüm bedenimi sardı. Küçük bir çocuk sevinciyle gülümsedim masaların etrafında halkalanırken. Şöyle bakıverdim can dostların yüzlerine, artık kemale eren yaşın zevali çoktan başlamış gördüm. Allah hepsine sağlıklı ve uzun ömürler nasip etsin.
Eski meslektaşımız Hamdullah Karasu ile oturmuştuk. İlkin İhsan Kul geldi, ardından Sabahattin Subaşı. Veysel Polat, ardından Yavuz İçel, M. Emin Çavuş, Erkan Solak, Suphi Lale ve Celal Toplu. Bizi fazla bekletmediler, Efendi Sav, Cezmi Bozyel, Selahattin Eser, Emin Ateş, Rıfat Akdeniz, Cafer Büyüközer, Abdurrahman Şener. Sonra M. Zeki Güngör Bey teşrif buyurdular birkaç arkadaşla. Ve adını yazmadığım çok arkadaş, dost, emekli meslektaşlarımız. Bir de halen görevde olan okul müdürleri masalar etrafında yerlerini aldılar. Çok kişi vardı, yüze yakın, herkesin adını yazamadığım için üzgünüm.
Sıcak bir ortam dedim; içinde ne siyaset, ne ideoloji, ne de başka bir şey… Sadece -yemek bahane olsun – hoş görü, sevginin sel olup aktığı, herkesin herkese saygı duyduğu bir ortam. En azında birileri tarafından hatırlanmış olduk!..
İnsanın her zaman söyleyebileceği üç beş sözü olmalı. Tabi ki, sözleri söyleyen hal önemlidir. Toplumda oturup kalkmasını ve dinlemesini bilmelidir. Güzel sözlü, hoş sohbetli, ileriyi gören, ince ruhlu olmalı.
Öyle de oldu…
Belediye Başkanımız günün önemiyle ilgili güzel konuşmasını alkışlar arasında bitirdikten sonra mikrofonu M. Zeki Güngör Beye teslim etti. Güzel konuştu Zeki Bey, her zamanki bilgi dağarcığıyla içimiz ısındı. Bendenizin önünde buldum mikrofonu, biraz da olsa gevezelik etmeden geçemedik, şiirlerimden okuduk. Ardından; İhsan Kul, Sabahattin Subaşı, M. Emin Çavuş, Erkan Solak, Efendi Bey mikrofonu aldılar ve çok güzel konuştular, hatıralar anlatıldı. Konuşmayı özlemişiz. Hepimizin ortak noktası, ortak konuşmanın özeti; Milli Eğitim camiası bizleri unutmuşken, ilk defa hatırlayıp bir araya getiren Belediye Başkanımıza saygılarımızı sunmak oldu.
Herkesin mutlu olduğu bir ortam yaratmaya çalışan tek anlayış hakimiyeti, çalan bağlamanın eşliğinde cam duvarlarında yankılandı mekanın. Duygu seli dolandı güzel insanların güzel yüzlerinde, yürekler kabardı; ne yalan söyleyeyim, o an kendimi okulda, küçük dostlarımın sevgi yüklü kucaklarında hissettim. Lambanın ışığı altındaki kırpık, yorgun gözlerimde hafif bir nem izi kaldı geriye.
Güzel bir akşam oldu, hatırlanmak ne güzel.
Teşekkürler Başkan…
M. AKIN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.