- 391 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
CEMAL SÜREYA ŞİİRİNDE FOLKLOR
Cemal Süreya’nın şiirlerindeki folklor daha çok halk türkülerinde kendini göstermektedir. Cemal Süreya’nın hemde epeyce türkü bildiğini anlıyoruz. Örneğin ’’555 K’’ daki ’’Kervan Kıran’’ türküsü o yıllarda yaygın olarak bilinen ve söylenen bir türkü değildir. Cemal Süreya’da bir doğrudan söz ettiği, bir dizesine veya kavuştuğuna yer verdiği türkülere rastlarız, bir de gönderme ve araştırmalara gömülmüş, çağrışımına yol verdiği türkülerle...’’ela gözlü kasaba’’ dediği Evreşe bunlardan biri. Ya da bir diğeri ’’Dol kara bakır dol’’
’’Nehirler Boyunca Kadınlar Gördüm’’de bir Sivas türküsünün tınılarını buluruz: ’’Kızılırmak parça parça olasın’’. Porsuk çayı, Kızılırmak ve Dicle ile Fırat’la aynı yatakta, kadınlarda, kadınların gözlerinde akar durur. Bu şiirin yazıldığı 50’li yılları aklımıza getirsek şairin çizdiği memleket manzarasının bir başına bırakılan, dövülen, sövülen , öldürülen kadınlarda odaklandığını görürüz: ’’Bir gün sizin de yolunuz düşer memlekete/ Siz de görürsünüz bunları kadınlarda.’’
’’Burkulmuş Altın Hali Güneşin’’, şiirinde nice berzahtan geçerken hatırlatan bir kerem havasının ete kemiğe büründüğü yerde sürekli yırtılan bir ipek sesi söyler; Ateş Kerem, tutuş Kerem, yan Kerem.’’
Şairlerin, halk ozanlarının, hikayelerin adeta resmi geçit yaptığı ’’Yunus ki Süt Dişleriyle Türkçe’nin ’’ şiirinde bir çok türküyü duyumsuyoruz derinden derine. Ancak iki türkü oldukça belirgin bu şiirde, Zülfü Livaneli’nin Yunus Emre’den bestelediği ’’Geldi geçti ömrüm benim’’ ile Karacaoğlan’dan esintiler taşıyan yine bir Sivas türküsü, ’’yüce dağ başında yanar bir ışık.’’
Cemal Süreya’nın şiirlerinde üç halk ozanı karşımıza çıkıyor sıklıkla. Yunus Emre, Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal. Şairin ’’Karacaoğlan ’’ maflasını kullanarak yazdığı modern bir koşma sayabileceğimiz bu şiir bir anlamda ruhu çıkarılarak kullanılırsa folklorun/ türkülerin şiire farklı kapılar açabildiğine de örneği bence: ’’Karacaoğlan derki göçüm söküldü/ Kilimim parça parça acılar al al açar.’’
’’Di Gel’’ Cemal Süreya’nın sağlığında kitaplarına almadığı şiirlerinden biri . 1953’te Mülkiye Dergisi’nde yayımlanan şiir folklor yoğun dizelerden oluşuyor. Şiirde ’’di gel’’ redifli gurbet türkülerinden hoyrat ve mayalardan izler yanında ayrıca bir de yine Karacaoğlan var: ’’Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.’’
’’555 K’’ Cemal Süreya’nın sağlığında kitaplarına almadığı şiirlerinden bir başkası. Bu şiirde de folkloru yoğun hissediyoruz. ’’Kavat derebeyleri, yüreksiz Bolu beyleri’’ dizeleri aklımıza Köroğlu’nu getirse de bariz olan Aşık Kerem hikayesinden kopmuş türkülerden birine konu olan ve bir çok çeşitlemeleri bulunan ’’Kervankıran Yıldızı.’’Çoban yıldızı olarak da bildiğimiz Kervankıran, 1960 olayları sırasında ’’5’inci ayın 5’inde saat 5’te Kızılay’da’’ buluşmasını anlatan bu şiirde umudun yıldızı olmuştur.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.