- 378 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DİLİMİZE SAHİP OLMAK
DİLİMİZE SAHİP OLMAK (1)
Dilimizde öyle kelimeler var ki; ne kökü ne eki ne de söylenişi bizim kurallarımıza uymuyor. Ama bir Arapça veya Farsça olmasın da ne olursa olsun veya Batı kopyası olsun daha çok dikkat çekerim düşüncesi kişileri bu kelimeleri kullanmaya zorluyor.
Bazı dil araştırmacısı uzmanlar öncelikle Arapçayı Türkçeye karşı bir yabancı dil olmasından evvel “Din Dilimiz” olması hasbiyle “kardeş dil” olarak kabul ediyorlar. Bu kabulde Türkçeyi reddetme düşüncesi asla yoktur. 1400 yıllık bir bağlantı içinde elbette bazı kelimeler dilimize yerleşecek ve belki büyük bir rahatlıkla kullanılan Arapça veya Farsça kelime olacaktır.
Otacı çeşitli bitkilerle tedavi uygulayan kişiler için halk arasında hekim veya eczacı anlamında kullanılan bir unvan bir isim olduğu halde çok ağırlıklı benimsenmemiş olabilir. Onun yerine hâlâ tabip ve hekim kelimelerini kullanıyoruz Arapça oldukları halde. Ama halkımız (İngilizce doctor-daktır) doktor kelimesini de diline kolay geliverdiği için kısa sürede benimseyiverdi.
Zaten dilimizin söyleyiş kurallarından biri; Kelimelerin kulağa hoş gelmesi ve söylenişi kolay olmasıdır.
Fakat bazı kelimeleri bazı üst kesimler resmi kayıtlarda ve konuşmalarında da kullanınca artık yerleşiyor o kelime dilimize… Söyleyişi zor ve dilimize uyup uymadığına bakılmıyor…
Şu bir gerçektir; bütün diller birbirlerinden kelime alış verişi yaparlar. Bu kelimeleri de kendine göre uyarlar, uyarlayamazsa değiştirmeden -okunduğu- gibi söyler ve yazar.
Mesela; Radyo (radio kelimesi, Latince ışın demek olan radius kelimesinden gelir. Köken: Fransızcadır.) ve Televizyon (Television-Antik Yunan "uzak" anlamına (tele) ve Latin visio, yani "görme") kelimeleri, bunların kendi dillerinde okunuşları bizde hem söyleyiş hem de yazılım biçiminde yerleşmiştir. Türk Dil Kurumu tarafından televizyon sözcüğüne karşılık olarak göreç sözcüğü -uydurulmuş veya- türetilmiştir. Daha sonraları izleç, izlengeç, uzakgör ve bakaç kelimeleri de televizyon yerine önerilmiştir ama Türk Dil Kurumu’nun türettiği bu kelimeler benimsenmemiştir.
Bu ve benzeri kelimeler, teknik terimler ne kadar zorlansa da köküyle çok yakın benzerlik içinde olabiliyor.
Bunlara eyvallah da ya bazı kelimelerin gerçekten Türkçeleri varken gavurcasında ısrar etmenin dilimize ne faydası var?
Şu hijyen kelimesi de beni aşırı rahatsız ediyor. Hijyen kelimesi Türkçeye Fransızcadan geçmiştir. Yunan ve Roma mitolojisinde temizlik tanrıçası olarak geçmektedir ve tıp tanrısı Asklepios’un kızıdır. Hıfzıssıhha ise Arapça kökenlidir ve "hıfz" (koruma) ile "sıhha" (sağlık) kelimelerinden oluşturulmuştur. Hijyen kurallarına uygun uygulamalar sıfat halinde "hijyenik" olarak tanımlanırlar.
Bize çok mu lazım Yunan adı? Arapça kökten gelmekle birlikte, Türkçeleşmiş temizlik varken bu neyin özentisi? Hatta bazı büyükler “hijyen temizliğine…” diye cümleler kurarak konuşuyorlar. Arapça kelimeler kaka Yunanca baş tacı… Yuh diyesim geliyor…
Performans (Fransızca) ayrı bir garip ve çapraşık kelime… Kimin aklına geldi kim dilimize sokuşturmuş ise af edersiniz halt etmiş… Hele birileri de çıkıp okullarımızda bu kelimeyi yerleştirme yarışına girdi ya… Hani dilimize sahip çıkma çabası?… Beceri kelimesinin suyu mu çıktı? Veliler diyor ki;” Çocuğumun performans ödevini biz yapıyoruz.” Çocuklar bu kelimeyi söylerken zorlanıyor, anlı şanlı adamlar da ayni şekilde dilleri dolanıyor. T.D.K. sözlüğünde bu kelimeye ‘Başarım’ karşılığı önerilmiş. Televizyonlarda “… performansını gösterecek…” deniyor. Becerisini sunacak dense dilimizde darbe mi olur?
Bir başka kelime de gözle ve görme ile ilgili… Dilimizde mastarlar (-mak,- mek) fiillerin sonuna eklenerek kullanılır. Gelmek, bakmak, görmek… gibi.
Bakıyorsunuz pek çok siyasetçimiz ve profesörler bu kuraldan habersiz olarak “gözükmek” kelimesini ısrarla kullanıyorlar. Göz isimdir, -mak, -mek ekini alamaz.
“Gör” fiildir. -mak, -mek eklerini en güzel kullanım şekliyle alarak yazılarımızı ve konuşmalarımızı hoşa gidecek biçime koyar. “Sizi görmekten çok mutlu oldum.” “… neredeyse görünmek üzeredir.” Örneklerde görüldüğü gibi bu ekler fiilin sonuna uyuyor. Ama nedense herkes aklına geldiği gibi konuşuyor.
Daha pek çok kelime var da ilerde devam edeceğiz bu saçma ve hain kelimelere…
DAMLA: Kötü söz insanı dininden, tatlı söz yılanı ininden çıkarır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.