- 338 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
İDAM OLSUN MU? OLMASIN MI?
Yıllar öncesi yurt dışında dil okulundayım. Malum, öğrenciler hep çeşitli ülkelerden İngilizce öğrenmeye gelmiş insanlar. Artık konuşmada belirli bir seviyeye gelmişiz ve sınıfta münazaralar geçilmiş. Her gün bir konu seçilip üzerinde görüş belirtiyor.
Hocamızın adı William ama adını “Vilyım” diye telaffuz etmemden çok şikayetçiydi. Her seferinde “ V” ile değil “W” ile söyleyeceksin diyor, “ Öyle söylüyorum zaten” diye itiraz ediyorum ama ona göre yine olmuyor.
E ne yapalım yani alfabemizde “W” harfi yok. Yıllarca “V” ile yazmış, telaffuz etmişiz, ana dilimiz böyle. Demek ki beyin bir türlü kabullenmiyor “W” kullanmayı! Gerçi Amerikalı bir eşim olunca ve 24 saat bu dili konuşunca ben bu sorunu hallettim ama dikkat ediyorum da İngilizceyi iyi konuşan çok kişi “W” ile başlayan tüm kelimeleri “V” ile telaffuz ediyorlar.
Neyse gelelim esas anlatmak istediğim konuya. Dershane de o günün konusu “ Capital punishment” yani ölüm cezası.
William Tek tek öğrencilere “ülkenizde idam olmasını ister misiniz yoksa karşı mısınız!” diye soruyor ve cevaplarını dinliyor. Ardından karşı görüş belirtmek isteyenlere söz veriyor.
Aramızda Çinli, Pakistanlı, İranlı, İtalyan, Alman, İspanyol, Japon, Malezyalı öğrenci var ve bir de bendeniz Türk öğrenci. İdama şiddetle karşı olanlar da var gerekli olduğunu söyleyenlerde. Hoca sordu sıra bana geldiğinde.
“Bilur tell us what is your opinion?” diyor. Yani senin fikrin nedir?
William da ilk günden beri benim adımı tek “L” ile telaffuz ediyor, ama hocadır deyip düzeltmesi için mücadele etmiyor, oluruna bırakıyorum.
“Ben herkesin eceliyle ölmesini isterim, birilerinin buna karar vermesini doğru bulmuyorum diyorum, ancak bazı durumlar var ki o kişiler yaşamayı hak etmiyor, onlar için idam olsun isterim!”
William ellerini göğsünde birbirine kitlemiş karşımda dikilirken yeniden soruyor.
“In what situations?”… Hangi durumlarda?
“Örneğin diyorum, gözünüzden sakınarak büyütmeye çalıştığınız bir evladınız var. Düşüp dizini yaralasa bile sizin içiniz kanar değil mi?”
Evet der gibi başıyla onay veriyor. Bunun üzerine daha bir heyecanlanıp ayağa kalkarak ve tek tek diğer öğrencilerle göz teması kurarak konuşmama devam ediyorum.
“Adamın biri, iğrenç dürtülerine hakim olamayarak, kaçırıp tecavüz ediyor. Bu kız çocuğu veya erkek çocuğu hiç fark etmiyor bu canilere. Yetmiyor canını da alıyor. Ya da çocuk zaten çektiği acıdan dayanamayıp ölüyor! … Ve bu çocuk da sizin evladınız! ….Söyler misiniz, o adamın yaşamasını ister miydiniz?
Sınıfta bir anlık sessizlik hakim oluyor. İngilizce sözleri bulup doğru yere koymaya çalışmanın verdiği heyecan ile, el kol hareketleriyle derdimi anlatmaya çalışmamdan ve tutamayarak gözümden akıttığım yaşlardan herkes çok etkilenmiş durumda. William da öyle çiğ beyaz suratında yanakları al al olmuş bir şekilde bakıyor bana.
“Bu açıdan düşünüldüğünde haklı görünüyorsun Bilur ama yine de ölüm cezası bana göre olmamalı” diyor.
Çünkü İngiltere de idam yok. 1956 yılında kaldırılmış. Ama şu günlerde Parlamentolarında özellikle çocuk tecavüzcülerine karşı idamın geri getirilmesi tartışılıyor.
Bu anı son zamanlarda sıklaşan kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri olayı yüzünden aklıma geldi. Bizlerin inancına göre de canı yaratan verir yaratan alır. Kimse kimse bir başkasının canını almayı kendinde hak göremez.
Ama masum insanları acımasız şekilde katledenler, tecavüz edenler yaşamayı hak etmiyorlar. Hapsedip, beslemek, onlara değil ailelere ceza gibi. Fakat idam cezası getirilirse de kurunun yanında, yaşın da yanacağını, bir çok suçsuz insanın karambole getirilip idam edilmesinin de söz konusu olabileceğini düşünerek insan ikilemde kalıyor.
Yani resmen iki ucu kaka değnek durumu!
* * *
YORUMLAR
Tek L and W/V okurken gülümsetirken anlatılanlar insanı düşündürüyor.
O iğrenç yaratıklar/sapıklar idamı fazlasıyla hak etse de ve kişisel olarak böyle düşünsem de
İş toplumsallık adına olunca idamı savunmak doğal olarak zorlaşıyor.
Günümüzde tecavüz ve şiddet vb olaylar o kadar çok da arttı ki insan üzülmeden de geçemiyor. Hele bu tür konuların siyasallaştırılmssı, bazı siyasilerce desteklenmesi ve hatta onaylanması da insanı ürkütüyor.
Daha da ötesi yurtlarda çocuklara yönelik bu tür tecavüz ve şiddet olaylarının çok olması ve iktidarın buna çabak tutması da onaylanacak bir şey değil.
Şunu da düşünüyorum.
İdam cezası olsa belki tecavüz edenler(şiddet vb dahil) değil de buna karşı çıkanlar yargılanıp idam edilebilir
Ülke o ayarda şu an. Eminim akşam çoğu haber kanalına çıkan o...... Lar da mağdurların idam edilmesi gerektiğini savunur.
Değil mi ki Nihat Doğan gibi karakter yoksunu sanatçılar Mersin'e öldüren kızın etek boyundan giydiği kıyafete, çıktığı saatten gittiği avm ye kadar konuşup kıza suç bulanlar el üstünde tutuluyor...