- 425 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KOLTUK DEĞNEĞİ
’Bu parkeleri yapan her kimse iyi kafayı yemiyor! Ben, koca şehrin dalıp dalıp yürüyeceği bu kaldırımlarda, emeğim olsun istemezdim.’
Arkasını dönüp yarıladığı yokuştan, kordona doğru baktı. Kolundaki kılları hazır ola geçirten o yersiz meltemle irkilip, geçen vapurdaki insan karaltılarına odaklandı. Merdivenin bir nebze soğuk olan mermerlerine yayılmış olan tekir kedi, bu adam ne yapıyor der gibi izledi onu. Temmuzun bir türlü kızıla çalamayan ikindileri sabrını zorluyordu.
’Gece kuşusun olum sen! Bu sıcakta gerek var mıydı tekele gitmeye? Sanki bir yere kaçıyor içkilerin!’
Arkadaşının söylediklerini ses tonunun vurgusuna göre ciddiye alıp almayacağını öğreneli yıllar olmuştu. Sitem etse de, onun da bir işi olmadığı için çıkıp gelmişti sonuçta. Önemli değildi bu mereti hangi zaman diliminde aldıkları.
’ Senden bir şey isteyebilir miyim?’ dedi birden. ’Ne zamandan beri rica eder oldun lan yavşak! Güldürme beni de söyle ne söyleyeceksen.’
’Geçen bir şey geveliyordun; bir mekan varmış, genelde lezbiyenlerin takıldığı. Nasıl bir şey lan orası?’
Soru karşısında ciddi bir yüz ifadesi takınan genç adam dayanamayıp bir anda kahkaha atmaya başladı. O paldır küldür gülerken etrafa göz gezdirip kendilerine bakan var mı diye aranan Tevfik, bu ayak üstü tiyatronun bitmesi için bekliyordu.
’Napacaksın olum lezbiyen barı sen? Kafan mı güzel?’
’Bilmiyorum. Allah belasını versin bilmiyorum. Gamze’yle karşılaştık geçen gün.’
’Hangi Gamze lan! Senin eski manitanın arkadaşı olana mı diyorsun?’
’Evet abi o. Bana bir şeyler anlattı. İyi değilim o gün bugündür.’
’Lan yürü git! Başkasıyla dalga geç olum. Tahmin ettiğim şey değildir umarım! Lan! Yoksa!’
Gece iki gibi kafayı bulan Tevfik ve arkadaşı o barın çok uzağında bir sahilde sızıyorlardı. Yüzleşemedi bununla. Nasıl yüzleşeceksin ki? İnsanlar neden böyleydi?
YORUMLAR
gerçek bir hikaye gibiydi.bundan başarılı bir senaryo çıkar.diyaloglar kusursuz ve sağlam bir kurguzu var.