0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
454
Okunma
Dünya konjonktüründe, Covid-19 pandemisi ile beraber ortaya çıkan sağlık-ekonomi bilimi ilişkisi son derece önem kazanmakla beraber ekonomi biliminin özellikle makro ekonomik açıdan sağlık bilimi ile entegre olup, olmaması konusu üzerinde düşünmek gerekmektedir.
Bu arada bu ilişkiyi anlamak için sağlık ekonomisi/yönetimi biliminin tanımını yapmak yararlı olacaktır. Sağlık ekonomisi, ekonomi biliminin mikro ve makro ekonomik çerçevede sağlık ve sağlık alt dalları arasında tüm faaliyet ve disiplinler için uygulanmasıdır. Bunun dışında sağlık kurumunun maliyetleri, halka faydası üzerinde durmaktadır.
Sağlık Ekonomisi şu sorular üzerinde durmaktadır:
Sağlık hizmetinden yararlanması gereken kişiler ve özellikleri
Toplumun sağlık sorunları ile sağlık harcamaları arasındaki pozitif ilişkinin artması
Devlet bütçesinden sağlık için ayrılan miktarın ülkeye oransal ve düzenli dağılması
Sağlık hizmetinin ortaya çıkışı ve tıp eğitimi alan bireylerden alınan verimlilik durumu
Sağlık sektörü için ayrılan bütçenin kaynağı (maliyetin kaynağı ve yıllara göre dağılımı)
Toplumun öncelik sırası ile finansal durumları arasındaki ilişki ve ekonomik durumu
Sağlık Ve Ekonomi Biliminin Sentezi
İkinci dünya savaşı nedeniyle ABD başta olmak üzere önde gelen Avrupa ülkeleri ciddi yaralar almıştır. Kullanılan çeşitli kimyasal tabanlı silahlar ciddi hastalıklara neden olmuştur. Bundan dolayı sağlık alanında tıbbi ilaçlar ve teknolojik cihazlar üretilmeye çalışılmıştır. Buna bağlı maliyetler artmış, kıt kaynaklar optimum seviyede kullanılması zorlaşmıştır. Bu durumdan dolayı ABD’li iktisatçı Kenneth Arrow, ABD sağlık sistemini ve yönetimini incelemiştir. 1963 yılında bu iktisatçı ilk kez sağlık ve ekonomi bilimini bir araya getirmiştir. ( Health Economics adını vermiştir.)
Makro ekonomi, özellikle alım gücü, enflasyon, tasarruf, istihdam ve bunlar ile alakalı konuları ele almaktadır. Özellikle sağlık emekçilerinin, bu dönemde alım gücünü enflasyona karşı korumak ve onları çalışma hayatından soğutmamak son derece önem kazanmaktadır. Bununla birlikte sağlık yönetimi açısından baktığımız takdirde ise uzun nöbet süreleri ve ek ücret yetersizliği bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 1942 yılında ortaya atılan Cyril Northcote Parkinson’a ait olan Parkinson kanunu bu tezin adeta aynasıdır, diyebiliriz.
Parkinson bu yasada “çalışan kişi sayısı artıkça elde edilen verim devlet için istihdam maliyetinden daha fazla olacaktır.” Demiştir. Bundan dolayı doktor statüsünde çalışan kişiler ile beraber, en önemli yardımcı kolu olan hemşirelik alanında eğitim almış nitelikli kişilerin de istihdam sayısının artırılması son derece önem arz etmektedir.
Sağlık ekonomisi açısından baktığımızda önem arz eden bir başka konu ise “iş bölümü ve uzmanlaşma” konusudur. Normal hayat koşullarında bile yoğun şekilde çalışan sağlık çalışanlarının özellikle pandemi ile beraber iş yoğunluğu son derece artmıştır. Özellikle sağlık çalışanları ile bilgi alışverişi yapıldığında bu konu son derece dile getirilmiştir/getirilecektir. Bu durum özellikle yeniden yapılandırılması gereken sağlık hizmetleri temel kanunu vb kanunlar ile düzenlenmelidir.
Ekonomi biliminin alt dallarından biri olan sağlık ekonomisi, tipik ekonomi politikaları gibi işlemesi son derece yanlış olacaktır. Dünya hükümetleri açısından kar amaçlı bakılmaması gereken tek sektördür, denilebilir. Çünkü normal bir işletmenin iki temel amacı vardır: karlılık ve süreklilik.
Sağlık ekonomisi açısından birinci temel amaç geçersizdir, kesinlikle geçersiz olmalıdır. Çünkü en temel gereksinim olan sağlık sektörü üzerinde maliyet, kar vb ekonomik analizler yapmak daha ciddi sorunlara neden olacaktır. Örnek vermek gerekirse istihdam artırmamak yoluyla maliyet azaltma yolu seçilirse bu durum hem toplumun daha düşük verim almasına hem de bir sağlık çalışanın daha yorucu bir çalışma ortamda bulunmasına neden olacaktır.
Burada dikkat edilmesi gereken/olması gereken olması gereken sağlık çalışanından ve olması gereken tıbbi cihazlardan biraz daha fazla olması durumudur.
Unutulmamalıdır ki ekonomi ve sağlık son derece ilişkili iki bilim dalıdır. Ekonomi temeli güçlü olmadıkça maalesef sağlık ve sağlık çalışanından verim almak son derece zordur.
Dünya tarihine bakıldığında her pandemi /bulaşıcı hastalıktan sonra ciddi global ekonomik krizler olmuştur. Sağlık emekçileri, covid-19 pandemisini yendikten sonra maalesef ki büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu durum daha kötü sonuçlar doğurabilir.
Gece gündüz demeden koşturan, başka anne babalar çocuklarının sağlığına kavuştuğunu görebilsin diye kendi çocuğunu bile çok göremeyen, fedakarlık kelimesini buram buram hissettiren bütün sağlık sektörü çalışanlarına saygıyla…
AYETULLAH KILIÇOĞLU