- 626 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
VİCTOR HUGO
Bu güzel şiirin sahibi Victor Hugo, 26 Şubat 1802’de, Fransa’nın Besançon kentinde doğdu. Babası, I. Napolyon ’un generallerindendi. Annesiyle Paris’te yaşayan Victor Hugo, Napolyon’un seferlerine katılan babasını görmek için Elba, Napoli ve Madrid’e gitti. Bu geziler döneminin tarihine ilişkin bir bilgi birikimi oluşturdu. Düzensiz yaşamına karşın yetkin bir biçimde öğrendiği Latince’den, özellikle Vergilus’tan çeviriler yaptı. 17 yaşında Toulouse şiir yarışmasında Altın Zambak Ödülü ile ’’dahi bebek’’ ünvanını kazandı. Hukuk öğrenimini bırakıp, kendisini sürekli olarak edebiyata verdi. Dramlar, trajediler, ağıtlar yazdı. ’’Odlar ve Çeşitli Şiirler’’ adlı ilk şiir kitabı, Legion d’Honneur nişanıyla birlikte 17. Louis’nin maaş bağlamasını sağladı.
Ertesi yıl romanı olan ’’Îzlanda Hanı’’nı yayınladı. Giderek dönemin gelenekçiliğine ve biçimciliğine karşı, çok uzun olduğu için sahnelenmeyen ’’Cromwell’’ adlı manzum oyununda duygu ve coşkuyu taçlandıran Romantizm akımının özelliklerini ve kurallarını tanımladı. Oyunlarıyla ünlenen Victor Hugo, 11. Louis dönemindeki sefaleti lanetleyen tarihsel romanı ’’Notre Dame’nin Kamburu’’ romanıyla ününü pekiştirdi.
Toplumsal baskılara, eşitsizliğe duyarlı olan Hugo, 1831’de bir hükümet darbesiyle, iktidarı alan 3. Napolyon’u eleştiren set yazılarıyla halkı uyandırmaya çalıştı. Başarılı olamayınca Fransa’yı terk etmek zorunda kaldı. Bir yıl Brüksel’de yaşadı. Kovulacağını anlayınca İngiliz topraklarına sığındı. 5 yıl süreyle Jersey’de kaldıktan sonra Guarnsey Adası’na yerleşti. En yetkin ve etkin eserlerinin büyük bölümünü sürgün döneminde yazdı. Bu arada 3. Napolyon ’a karşı duyduğu nefreti dile getiren güçlü yergilerin yer aldığı siyasal şiirlerini yazmayı sürdürdü.
3. Napolyon, Vivtor Hugo’yu Fransa vatandaşlığından çıkarmak gibi bir saygısızlığa, ayıba düşmedi !
Victor Hugo, bu dönemde yazdığı şiirlerle, sanatının doruğuna ulaştı. Şiirleri döneme ilişkin umutsuzluğu içermesine karşın, barışa, özgürlüğe ve toplumsal adaletin mutlaka gerçekleşeceğine olan inancını hiç bir zaman yitirmedi.
Anne Joad, Rosie Sharon ve Sardalya Sokağı’ndaki Doc/ Doktor’la arketip olarak nitelendirilebicek , unutulmayacak karakterler yarattı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.