Üç Kelimelik Bir Hikaye Forumundan
kısır bir döngüde hissediyordu kendisini, su değirmeni gibi, yel değirmeni gibi... eskimişti mili, üzerine bastığı asırlık ağaçlardan yontulmuş yatak yeriyle sürtünerek durmadan demirin nemli ağaç gövdesiyle çıkardığı cızırtılı bir melodiye eşlik ediyordu..
gözleriyle aradığını kel tepelerin sırtlarında yosun tutmuş taşların kuraklığında bulamadı. suları çekilmişti bozkırın, küçük bir dere umut olmuştu çevresi boyunca uzanan yeşilliklere ve o yeşilliklerde söğüt ve kavak ağaçlarının mahalle kavgasına döndü zihni. kulakları duyduklarına inanamıyordu.
gecenin çökmesiyle ürpertici bir soğuk vurmuştu nasırlı ellerin üst üste koyduğu taş bedenine. tekin değildi buralar, ıssızlık bir belayı çağırıyor gibiydi, kurt ulumalarına karşılık köpek havlamaları gecenin karanlığında yankılanırken bir çakıl düştü milin altından, sonra bir çakıl taşı daha... değirmen artık taşıyamıyordu ne suyu ne rüzgarı.. bir gümbürtü duydu, taşların birbirine vurma sesi, bir kütüğün çatırdamasıyla sessizliğe büründü ortalık... artık sadece duyduğu suyun sesiydi küçük dereden gelen.
ilgilisine;
antik çağ-internet ve yeşil mum
YORUMLAR
Yinsani
merakla bekliyorum, hikayeni sayfana asmanı belki patlar gider:) güzel olur dostların eşlikleriyle....