- 1187 Okunma
- 5 Yorum
- 5 Beğeni
MUCİZE ÖĞRETMEN
HAYAT DEĞİSTİREN BİR ÕĞRETMEN
“Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştebilir.”
Malala Yousafzai
Arif okula gitmeyi uzun zamandan beri hiç istemiyordu.
Çünkü;
O bir türlü okuma yazmayı sökemedigi gibi matematiği tam anlamıyla da çözemiyordu.Bu yüzden de bir çok zaman psikolojik şiddete maruz kalıyordu.
Ne zaman okumaya yazmaya kalksa bazı harfler bazı sayılar gözünün önünde adeta dans etmeye başlıyor ve bu nedenle de okuma yazma ve konuşma zorluğu cekiyordu..
Okulda öğrencilerin, öğretmenlerin alayı yetmezmis gibi birde babasının ona aptal çocuk diyen öfke dolu sözleri ile onu asyağılayarak ona bir hiç muamelesi yapması ile kendini kötü hissediyordu.
Bazen bu değersizlik duyguları ile arkadaşlarına ve onunla alay edenlere karşı saldırgan olabiliyordu.
Okul müdürü de Arif ile ilgili şikayetlerden bıkmış, onu disiplin kuruluna verip okuldan attırıp kurtulmak istiyordu..
Son bir çare olarak velisini okula çağırdı.
Arif’in babasına dönerek;
__Bizim artık okul olarak sizin çocuğa verecebileceğimiz bir şey yok iki yıldır aynı sınıfta bence sizin çocuğu özel çocukların olduğu özel bir okula alın.Çünkü; bizim ona verebileceğimiz artık bir şey yok.
İster siz çocuğunuzu okuldan alın yoksa biz okuldan atacağız tembelliği yanında saldırganlığı ve sorun çıkarması yüzünden...
Arif’in babası müdür odasından başını öne eğerek çıktı.Oysa ki öbür cocugu ne kadar da başarılıydı.
Babasını görünce her şeyden habersiz Arif koşarak yanına geldi..
Oğluna bir tokat atan babası oğlum salak mısın sen anladım okumaya da niyetin yok en iyisiben seni berber çırağı olarak bizim Ahmet usta’ya vermek.
Yürü çabuk benimle gel...
O sırada okula geçici tayin ile gelen başka bir okulda da özel cocuklarada ders veren resim öğretmeni bu konuşmaya ve o tokada şahit oldu.
Yanlarına gelerek;
__Beyfendi neden bu çocuğu bu kadar hırpalayıp aşyağılıyorsunuz...?
Arif’in babası;
__Cünkü o bir ahmak iki yıldır okuma yazmayı bir türlü sökemedi.
Öğretmen;
__Bence çocuğun yanında böyle konuşmayın oğlunuza bir şans daha vermelisiniz.Ben yeni resim öğretmeni ben onunla özel ilgileneceğim lütfen sizde biraz daha sakin olun bu çocuğuda bu kadar hırpallamayın desede Arif’in babası onu çekiştirerek eve götürdü..
Baba aslında onu okula tekrar göndermeyi hiç düşünmezken araya Arif’in annesinin gözyaşlarının da girmesiyle onu okula tekrar göndermeye ikna oldu.
Aslinda Arif derslerde iyi olmasa da harika resimlerde çiziyordu.
Öğretmeni onu bu konuda da desteklerken Arif ilk defa azar yememenin keyfiyle ilk defa gülümsüyordu..
Evet bir sıkıntı vardı.
Harfleri birbirine karıştırıyordu bu çocuk.
Ve bunu aslında aptallığından da olmamalıydı.Cünkü o aynı zamanda özel çocuklara da öğretmenlik yapmıştı.
Aptal bir çocuk böyle ayrıntılı ve harika resimler cizemezdi.
Zeka gerektirirdi bu resim dehası eserler için...
Öğretmen sorunu sonunda anlamıştı.
Arif aptal bir çocuk değildi o bir "disleksi" hastasıydı!
Çünkü disleksi, bir bireyin normal zeka düzeyinde olmasına rağmen dil, okuma, ve yazma becerilerinde sorunlar yaşamasına neden olan bir özel öğrenme bozukluğuydu.
Ve Arif’te cabalarsa ona õzel ders verip daha sık çalışarak arayı kapatabilirlerdi.
Öğretmen Arifi karşısına aldı..
__Arif biliyor musun sen aptal değil çok zeki bir çocuksun aslında!
Biliyorsun dünyanın dehalarından Albert Einstein bile seninle aynı hastalığa sahipti.
Onunğ aslında zeki olduğunu anlamayip okuldan atmışlardı.
Hatta o günlere ait Albert Einstein; ”Öğretmenlerim, aklımın hızlı çalışmadığını, zekamın geri olduğunu, sonsuza dek asosyal olarak boş rüyalarımın peşinde koşacağımı söylüyorlardı” demişti..
Ama o ve ona inanan annesi sayesinde insanlık adına bir çok buluş yaparak adını tarihe yazdırdı.
Biliyorsun bir türlü anlaşılamayan o meşhur ressam Picasso da senin gibi disleksi hastası ama o artık dunyanin en iyi ressamı oldu..
Hatta o çizgi filmlerini izlediğimiz Walt Disney bile..
Ben sana inanıyorum Arif..
Sen farklısın,dünyaya farklı pencereden bakıyorsun diye aptal oldugun söylenemez..
Sen yalnız çaresiz ve aptal bir çocuk değilsin
Ama seninle herkesten çok çalışmamız lazım en çokta başarabilecegine kendin inanmam lazım Arif;
Var mısın benimle bu başarı yolunda beraber yürümeye?
Arif avazı ciktiginca aglayarak sarıldı öğretmenine;
__Evet varım öğretmenim dedi hastalığının verdiği bozuk konuşmasıyla..
Ve öğretmeni ona her gün ders çıkışı verdiği dersler ile diğer çocuklar ile arayı kapattı...
Onun yaptığı resimlerden bir resmini de ulusal bir resim yarışmasına gönderdi.
Ne mi oldu?
Tahmin edin.
Yarışmayı Arif kazandı.
Artık Arifi herkes seviyordu.
Onunla aileside okuluda ogretmenleride ülkeside gurur duyuyordu.
Arif ödüllerin dağıtıldığı salonda ödülünü alırken salonda her zaman sevgiyle yanında olan öğretmenin gözlerinin içine bakarak;
_Bu ödülümü bu ödül ü kazanmam da yardımcı olan öğretmenime ve öğrencilerini sevgiyle seven ve ona inanan tüm öğretmenlere adıyorum dedikten sonra kürsüde işaret parrmağı ile resim öğretmenine göstererek işte o benim kahramanım dedikten sonra ödülünü alıp kürsüden inerek öğretmeninin yanına gidip sarılırken bütün salon onları ayakta alkisiyordu..
Unutmamak gerek“Bir çocuk, bir öğretmen, bir kitap ve bir kalem dünyayı değiştebilir.”
Hayatta en büyük mucize ise , küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.”
İyiki var sevgiyle kalbinden veren bize ışık olan yol gösteren öğretmenlerimiz.
Ellerinden öpülesi meslegini aşk ile yapan sevgi dolu yürekli tüm öğretmenlerimizin
öğretmenler gününü kutluyor saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Nevin Aktekin Gülfirat
.