İkinci Kurtuluş Savaşı
İkinci bir kurtuluş savaşı veriyor gibiyiz, belki de bunun nedeni ikinci dünya savaşına katılmayışımızdır, Keşke savaşa katılsaydık değil mesele, savaşın, çatışmanın, zulmün, haksızlığın ve zorbalığın bir milleti düştüğü kuyudan çıkaramayacağını anlayamamak. Khk’lılara yapılan zulmün haddi hesabı yok, ellerine vur ekmeklerini al hepsi de, küskünler, kahır ve üzüntü dolular. Devletin düştüğü bu kuyunun çıkarı yok. Daha öncesini pek okumasak da 80 darbesi ile 15 temmuzda yaşananları duymadım diyen yoktur, görmedim diyen kördür.
Helalleşme ve hesaplaşmadan bahsediyorlar gazetelerde haberlerde orada burada. Pek bir önemi kalmadı bu helalleşmelerin hesaplaşmaların, ister helalleş, ister hesaplaş, kimsenin; hiçbir düşüncenin içi, yüreği soğumaz. O kadar acı keder kahır ne helalleşmeyle ne hesaplaşmayla kapanır, azalır. 68 kuşağının devletin ve milletin başına ördüğünü çorabı kolay kolay yeniden bir Atatürk çıkarmadıkça çıkaramayız. Ha keza Atatürk dirilip gelse onun bile çıkarabileceğini pek sanmıyorum. Hadi Atatürk’ü bir kenara bırakalım, dinler tarihinde bahsedilen 5 ulul azam peygamber de gelse bu devre çözüm bulamaz. Dedem Korkut’u çağırın, Mete Han’ı falan da diriltsek getirsek sonuç yine değişmez.
Hiç mi umut yok.. Sonuçta asfaltın ortasından çiçek başını uzatıyorsa veya soğuğun ayazın ortasında kardelenler gülümsüyorsa hayata umut tükenmez gözlüğüyle de baksak kendimizi kandırırız.
Ulan ne yapalım ölelim mi be hey zihni kördüğüme dönmüş dünyevi. İster ateşi ateşle söndürmeye kalk, ister ateşi suyla, isterse itfaiyecilerin yangın söndürmede kullandıkları kimyasal diğer söndürücülerle..
Gün doğmadan neler doğar, Allahtan umut kesilmez. Tanrının vardır bildiği… Y Kuşağının en az yarısına Z kuşağının da üç aşağı beş yukarı yüzde 80 ine Tanrıyı Allahı anlatamazsınız pek. Ya hu hiç olmazsa deniz yıldızlarını tek tek sahilden toplar tekrar denize atarız demeyin, taşıma suyla değirmeni döndüremezsiniz bu çağda.
Sevr Anlaşmasını duymayan veya Sevr haritasını görmeyen yoktur herhalde, tarih derslerinde hala veriliyorsa o dersler bilmiyorum da veriliyordur herhalde.
Rusya güneyimize konuşlandı, Abd Dedeağaç’a konuşlandı, Araplardan pek bir hayır gelmez, İran ha keza aynı. İncirlik üssü ne zaman açıldı bilmiyorum ama benim yaşım 39, kendimi bildim bileli o üssün orada devam etmesine niçin izin verildiğini asla anlayamadım, anlayamam da. O üs oradan kaldırılmadıkça olmaz, ha keza Rusya Suriye’den çıkmadıkça da önümüzü göremeyiz.
Çağı kötü ıskaladık, elektronik üretime başlayamadık bile.. İha ve Siha’lardan bahsediliyor ama onların da temel işlemci ve parçalarını üretemiyoruz. Devletimizin, Cumhuriyetten sonra kurulan, yapılan bir çok fabrikası özelleştirildi. Tank Palet bunların en bilineni. Çağ her konuda sıkıştırıyor bizi, ilistirden geçiriyor. En büyük olasılık ki, ABD’de zenci isyanının çıkması ve eyaletlerin birlikten ayrılması, Rusya’nın da SSCB’de olduğu gibi birden çökmesi ancak önümüzü biraz aralar. Mümkün mü, belki olabilir, Çinin önlemeyen yükselişi ve Doğu Türkistan meselesinde görüldüğü üzere zulmün haddi hesabı yok, bu konuda dünyadan ses çıkaran da yok, bir Godzilla gibi Çin yükseliyor. Belki bu yazıda “Çin” kelimesi geçtiği için bile bu yazı Çin’in radarına takılabilir yani.
Zaten kullandığımız bilgisayar ve cep telefonlarının tapu sahipleri bu mal ve malzemeleri sahipsiz veya kontrolsüz mü bırakacaklar. Çin’in tek hakkından gelebilecek veya Çin’in başını ağrıtacak millet veya ulus da Hindistan olarak gözüküyor.
Dünyanın hiç bir bölgesinde kan akmasın, barış sağlansın insanlar 70-80 yıllık ömürlerinde refah içinde huzur içinde yaşayıp ölsünler, kim istemez ki veya hangi iyi insan istemez değil mi? Dünya tarihine baktığımızda bir çok başlık altında, bu iyi niyet temennisi bile mümkün görülmüyor.
İster Turan düşüncesi veya Kızıl Elma düşleriyle konuya yaklaşalım ister Türk İslam veya Selçuklu Osmanlı tarihiyle ben çıkış bulamıyorum. Turan’ın gerçekleşmesi için öncelikle Orta Asya’da bir birlik kurulmalı, mümkün mü? Orada bir vadi var, belgeselini izlemiştim Fergana Vadisi olmalı, üç dört devletin kesişim noktası, ateş ve barut gibi, hani benzin dolu varil dökülür de bir kibrit ateşiyle ortalık yangın yerine döner ya, o bölge de biraz biraz öyle.
Ulan sen de oturmuşsun kılavyenin başına karanlığın üzerini karanlıkla boyuyorsun zirzob desem bile kendime.. Sigara dumanına baka baka bir çare, bir ışık arasam da ben bulamıyorum ki. Y kuşağı deyince hop kalkıp hop oturuyorlar, ayrılık gayrılık olarak gören çok olsa da, zaten yeterince bölünmüş milletimiz bir de kuşak bölünmesi çıkarma lan köfte desem de, içimdeki zihni veya ruhu yakalayıp tımar etmeye çalışsam da gerçekler bir şamar gibi şak şak şak yüzüme vuruyor, aynı fırtınalı bir denizde bir takanın içinde kalmışım gibi, dört bir yandan fırtınanın etkisiyle üzerime yığılan çivi gibi dalgalar beni oradan buradan devirip duruyor. Ayağa kalktığın gibi pat diye yine geminin zeminine çakıyor, çiviliyor, fırtınanın dineceğini gösteren bir emare de bir ışık hüzmesi de gözükmüyor, görülmüyor.
Görüntü ve görsel çokluğunun zihinlerde açtığı yaranın tedavisini nasıl bulabilirsiniz ki, aşağı yukarı son 150 yılda ekseriyetle son 40 yılda dünya üzerinde çekilen film ve dizi sayısı 12000 (on iki bin) civarında yanlış hatırlamıyorsam. Her konuda, çizgi filmlerden, bilim kurgulara, romantik film ve dizilerden, dramaya, aile filmlerinden, + 18 yaşa kadar on binin üzerinde görsel. Everestten, Mairana çukuruna, Alplerden Kafkaslara, Afrika savanlarından Yağmur ormanlarına... kısaca dünyada diyelim ki kırk farklı kültür var, kırk farklı coğrafya var, kırk farklı yaşam biçimi adet gelenek görenek var kuzeyinden güneyine doğusundan batısına dünyanın… Vay ki o zihinlere vay…
Geçenlerde bir haber okudum veya köşe yazısı, Stranlink teknolojisiyle bizlerin yani insanların Tanrı yani Allah’la irtibatını kesme hedefleri var diyordu. Lakin bizim görevimiz de nehyil anil bilmem ne şer de hayır da Allahtan falan fişman. Bunu diyen 68 kuşağından ihtimalen İslamcı bir düşünürü diyelim. Yine de ne kadar gündemi veya dünya üzerinde olup biteni takip ederse etsin bizden yaş olarak 20-30 yıl ileriki büyükler, son kırk yıldaki görsel hafızaların içine dışına erişemezler, sadece hakaret ederler, nasihat verirler vb vs de… Sonu malum yaşam serüvenini defaatlarca izlemiş görmüş zihinlere söz geçiremezler genel olarak. İnceldiği yerden kopar bu çağ sonuçta.
Lan nedir bu kepazelik bre melun. Serseri kendine gel, korkutma insanları, buna hakkın yok, insanların bir tutunacak dini diyaneti, ideolojisi, hayali bir ömre değen beklentileri var, bunları tırpan gibi biçmeye hakkın yok der misin üstadım? Dersen de haklı dersin ancak çare yok maalesef, dünyanın ve özelde ülkemiz ve coğrafyamızın.
Son nesil zihinlerin coğrafyamızda yaşamadığı bir felaket Yanardağ patlaması kaldıydı, ki Hasan Dağı da kıpraşmaya başlamış diyorlar İç Anadolu’da galiba. Bunca onca şunca felakete insanlar nasıl dayansın. Deprem gördüler, yangın gördüler, sel gördüler, toz bulutu fırtınası ha keza… Çekirge istilası da yakın olabilir, bir yanardağ felaketi kaldıydı, müsilaj da görüldü, deniz hayatımız bile değişti, Süveyş kanalından geçen okyanus balıkları denizlerimizi çoktan istila etti, bunun yanında yer altı suları da daha derinlere indi mi, iklim değişikliği, kuraklık…
Lan yeter, vallaha kalbini kıracağım, kırılan bir şeyi kaç defa kırabilirsiniz ki.
X kuşağının bir tık Y ‘ye yakın olan Z kuşağının bir tık Y’ye yakın olan zihinleri bu ülkenin, Türklüğün, Bayrağın, devlet ve millet yaşamının hayallerinin bel kemiği sizlersiniz, ister özel hayattan alın mahalle şehir ülke diye gidin ister kalp zihin düşünce fikir rotasını izleyin lakin bu karanlığa bir mum yakın. Ne yaparsanız yapın bu karanlığı Atatürk gibi, Alparslan gibi, Mete gibi aydınlatın. Bir çare bulun… Olmazsa sizlere Muhammed İsa Musa verelim onlar gibi aydınlatın. Ya da topyekün dünyadaki aklı başında, civanmert, lider, kadirşinaz, özverili, yılmaz, yıkılmaz bilim adamlarını, vizyonerlerini, şeyhini, komutanını hatmedin… Bir şeyler yapın.
Ulan sen ne yapacaksın, ne yapayım bir sigara daha yakacağım ve bir tebessüm bırakacağım koşarken dizi asfalta betona gelmiş çocuğun acısını dindirmek için pamukla temizleyeceğim yarasını.. Kalk delikanlım kalk, uygu yassağ sana, kalk dahi koşmaya başla diyeceğim, tüm şehrin tüm ülkenin ve dünyanın yükünü o çocuğun üzerine yığıvereceğim. Kaldırırsa ne ala, kaldıramazsa zaten öldük yani üstadım. :):)
YORUMLAR
Merhabalar
Yaziyi önyargilarimi bir kenara atarak okumaya gayret sarf ettim
Okudum okudum baktim ki bu girdabin icinden cikis yok
Zaten yazar bunu defalarca dile getirmis, benim getirmemede gerek yoktur
Ciktim bahceye yarim sigara ictim
Baktim agacda bir kara kus, saga sola bakiyor üsümüs mu yem mi ariyor diye düsündüm
kiraz agacini sarmalayan siyah uzumler bitmisti hepsini soydaslariyla birlikte talan etmislerdi.bizde pepeci derler pepecilik bile üzüm birakmamislardi.yesinler demistim ses cikarmamistim , aslinda cikarip onlari kovabilirdim rizkimi onlara talan ettirmeyebilirdim nedense gerek duymadim...Simdi benim kuslara kizma hakkim sakli mi
:-)
Nerden nere geldim ne alaka diyeceksiniz , ben bir baglanti kurdum
Üstadin deyimiyle "Allah`in on pulunu Paylasi verdi on kul, bir kisiye tam dokuz dokuz kisiye bir pul"
Ya Paylasim yapilirken nerdeydin demezler mi..
Velhasili kelam care gösterilmeyen dertleri sevmedim ümitsizlikleri yerle yeksan eden receteleri örtenleri övmedim
Care:
Alfabede kusak aramakla degil beyler
Care
A kusaginda kalmak
Yani A yi tanimadan Z ye atlarsaniz zirtlarsiniz.
Yani A... Allah`i..... tanimak yetmez,biraz kaba deyimle Allah kusagi olmak
Önce kendinizi taniyip tanimlayacaksiniz
Sonra Sizi var edene varacaksiniz
Bitti mi ? bitmedi
Onun göserdigi receteyi uygulayacaksiniz...ha care bulamadiysaniz derdinize
o zaman atis serbest yargilayabilirsiniz
Bizim halimiz Babanin mirasini yiyip bitiren babanin gösterdigi yoldan yürümeyen haylaz cocuktan farksiz.
Burasi dünya, baska bir deyimle sinav meydani
Sinavda sorular hersey mükemmel olmaz hersey tikirinde gitmeyebilir
Önemli olan sinavin kurallarina bagli kalmaktir.Hem Kurallari ben kuracagim , hemde sinavi kazanacagim, hem söfer mahali hem 25 kurus:-)
Neyse yarim kalan sigarami tamamlayim,
yarin cigerler iflas ederse , nasilsa bir suclu bulurum
Mustafaoğlu İlyas tarafından 22.11.2021 15:49:58 zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
şimdiye kadar sunulan reçeteler hep daha çok hasta etti milletimizi. demek ki artık bünyeler kabul etmiyor, corona gibi çağın sorunları durmadan varyant üretiyor, değişiyor. reçeteleri bir değiştirsek belki hani yola girmeye başlar çağımız da..
din konusuna girmeyeceğim, üstü saman altı umman, bir önceki yazımda üç video var, son yılların videoları izlemek lazım. üzerinde düşünmek lazım..
en sevdiğiniz her kim veya neyse O'na emanet olunuz hocam,
biz mi veya ben mi bizim nesil mi Y Y dediklerim mi kime emanet, veya sizin haylaz dedikleriniz :) şimdilik uçurumdan yokuş aşşa yuvarlanıyorlar tekerlek gibi, bir dibi görsünler de kafalarını kaşısınlar da bakalım ne olur.. sağ çıkabilirlerse çağ badirelerinden yeniçağa belki hani mühürlerini vururlar.
bu lanet sigarayı da dumanlatmak lazım arada üstadım, dumanınız eksilmesin diyeceğim ama yanlış anlamazsanız elbette şaka niyetine:)
saygılarımla,
eksik olmayın..
Muhteşem!..Uzun soluklu vaziyet-neden - somuç ilişkileri..Öncelikle sigaraya son..Hem sağlığı olumsuz etkiliyor.Hem duman yapıyor uzağı görmeyi engelliyor hem de son zamlar da fiyatı bir hayli uçmuş olmali.Belki ekolojik dengeyi bile etkiliyordur neme lazım...Yanar dağlara gelince..İnsanlardan âlâ yanar dağ mı olur Üstad..Şapkası olan şapkasını, Puşisi olan puşisini, Sarığı olan Sarığını, peruğu olan peruğunu ,kafa tası olan kafa tasını önüne ķoyup düşünerek haraket etsin..Birazcık beyin kaldıysa tabi ..Son sıcaklarda erimedi ise..Artık bilinçlenmenin zamanı geldi..Bir kitap da biz yazalım.Önüne gelen yazıyor yahu..Yazıyor daaa kitabın ortasından çok azı konuşuyor..Ben yaptım oldu donemi bitmeli..Bir ben vardır bende benden içeru..Gününüz aydın olsun Üstad..Sağlıcakla..Saygıyla..
Yinsani
saygılarımla..