- 514 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
ALLAH KİMİ SEVİYOR?
İnsanoğlu yaratıldığı günden beri bir arayış içine düşmüş, kimi yaratanı ararken, kimi daha çok değişik alanlar içinde bulmuş kendini. Kafasında sorular zinciri peşini bırakmamış, onlarla yaşamayı düstur edinmiştir.
“Allah kimi seviyor?”
Bir soru… Sokağa çıkın, önünüze gelene sorun, olmadı; arkadaş, dost çevresine, yaşadığınız topluma sorun. Eminim çok değişik cevaplar gelecektir. Kimi mutlu olabileni diyecek, kimi iyi görebileni, biri tüm organlarımızla duyabileni derken, diğeri hissedebileni diyecek. Seçenekler uzayıp gidecek.
Bendenize sorulursa eğer, cevaben derim ki;
Her şeyden önce tüm tereddütlerden, şüphelerden uzak kalmak şartıyla, aklıselimi gönül kalbiyle birleştirerek Yüce Varlığa inanmak gerekir. Ve ilkin kendimizden başlayarak sorgulamak, yaşantımıza bir göz atmak olsun ilk görevimiz.
Kul hakkı,.. Hak hukuk der dururuz her daim. O halde her şeyden önemli sayılan başkalarının hakkını yiyeni değil, paylaşmayı bileni sevmez mi Yaratan?
Bedava kazanç peşine düşmüşüz nicedir, meyvesini hoş tatlı biliriz. Çalışıp çabalamadan, alın teri dökmeden, bize ait olamayanı yemek ne kadar etik olur varın siz düşünün. O halde; başkasının eline bakıp oturanı değil, alnının teriyle çalışıp helal kazananı sever.
Hayat sahnemizde olumlu olumsuz çok şeylerle karşılaşırız; çok insana çok acı, az insana biraz biraz tatlımsı bir yaşam, inişi var çıkışı var hepsinin. Acep; zorluklar karşısında vazgeçeni değil, ortam ne olursa olsun, metanetini yitirmeden mücadele edeni daha çok sevmez mi?
Hani, cezalandırmayı çözüm noktası biliriz ya, eğriyi doğrudan ayıklamadan; bazen bir kilo baklava uğruna bir çocuğun geleceği karartırken, bazen de memleketin yarısını alıp götürenleri ayakta alkışlarız ya!.. İşte öyle… O zaman derim ki; olumsuz işler karşısında cezalandıranı değil, hoş göreni daha çok sever.
Yaşantımızın her alanına nefret yer edinmiş, büyük bir hızla yükselen tırmanışını bilmeyeniniz yoktur sanırım. Nefret kör kurt gibidir, zan da öyle, kemirir, bitirir insanın vicdanını, yok eder imanını. O halde; nefreti değil sevgiyi, gururluyu değil alçakgönüllüyü çok sever.
Varsın cebi az, ama gönlü zengin olsun, çünkü O, gönlü zengini sever. Bir de kalp kıranı değil, gönül alanı daha çok seviyor.
Ve bir de etrafını huzursuz edeni değil, mutlu edeni, neşe saçanı çok, ama çok sever. Sonsuz merhametinden pay alanı, kendine benzemeye çalışanı seviyor.
Hani bir türkü var, bir mısrada geçen; “Severim okuyanı yazanı.” Demiş, adı sanı bilinmendik ozan. Kul okuyanı yazanı sever de, Yaratan sevmez mi? Sever… hem de çok sever okuyanı yazanı, hem güzel düşünüp anlatanı, insanların yararına güzel şeyler yapan herkesi seviyor. Hele, ilim ve bilime hiç diyecek yoktur, icat edeni, keşfedeni de çok seviyor.
Ömrünü heba ettikten sonra muhtaç duruma düşen anne ve babaları koruyan, kollayan, köpeğine oda açmak için onları kapı dışarı etmeyen, seven sayan, incitmeyen, hoş tutan çocukları çok seviyor. Çocuklarını ahlaki değerlerle süsleyen, her şeyinden kısıp fedakarlık ederek onları eğiten öğreten, yemeyip yediren içiren, koruyan, hoş gören anne babaları da çok seviyor.
Kainatta olup bitenlerin tümü; gökyüzü, denizler, doğa, doğada yaşayan her şey… Beşer şaşar denilmişse de yaşam tarzları, hayvanlar aleminden bunları gözlemledim. Okuduklarımdan olumlu olumsuz dersler çıkardım, toplumdan gördüklerim bana bunları anlattı.
İşte, ben Yaratanı böyle bilirim.
Biliyorum…
O bekliyor, umutla bekliyor, kulum hatasından vaz geçsin, günahlarından arınsın, bir gün dünyadan tertemiz gelsin. İşte bu yüzdendir hamdüsenalar eder yürekler.
O’na mutluluk ve şükranlarını haykıran insanların sesi, gönüllerden kopup yükselen sesleri duyar gibiyim. O sesler, ne muhteşem senfonidir!...
M. AKIN
YORUMLAR
Akın Hocam !
Yazınızı severek okudum.
Önce ne yazayım diye düşünürken, Edebiyat defterinde yayında olan 2019 yılında yazdığım şiir aklıma geldi ve yorum yerine onu kopyalayıp yapıştırdım. Allah'ın merhameti bol. Yarattığı her kulu ve nesneyi sever...
Tebrikler Hocam.
Allah Beni Seviyor Ben O’na Aşığım!
İçim içime sığmıyor!
Bu gün aşkımı ilan edeceğim.
Bu mektup, benim ilk mektubum.
Umarım, dilim sürçmez,
elim ayağıma dolaşmaz,
sözlerim elime yüzüme bulaşmaz…
Kalemin ucu kırılmaz!
Ve Aşkımı açık açık ilan edebilirim..
Adım gibi biliyorum…
Allah beni seviyor !
Hiç şüphem yok ki, bende O’na deli gibi Aşığım!
İki gözüm iki çeşme; kavuşacağım hasret gününü bekliyorum.
Eleste verdiğim söze, ettiğim yemine sağdığım.
Sidretü’l-müntehâ’yı görmek için sabırsızım.
Öğrendiklerimi hatırlamak için ant içtim. Kendi kendime söz verdim.
Biliyorum!
Allah’tan geldiğimi.
Biliyorum yine ona döneceğimi. “İnna Lillahi Ve İnna İleyhi Raciun”
Biliyorum, beni hasretle beklediğini.
Kim ne derse desin.
Hiç de umurumda değil…
Aht ettim.
Ahmet Yesevi,
Hacı Bektaş Veli,
Mevlan Celalettin Rumi ve Şems-i Tebrizi’nin yolunda yürüyeceğim.
Yunus Emre’nin izini süreceğim.
Rabbimin varlığında yok olacak, Aşk od’unda yanıp kül olacağım.
Din tacirlerinin çizdiği, korkulardan uzak kalacak, taklitçilerin tuzağına düşmeyeceğim.
Bildiklerimle amel edecek; bilmediklerimi, rabbimin öğretmesin bekleyeceğim.
Alim olan O!
Alim’i seven de o!
Ama’yı bilmeyene,
Elest gününü hatırla-mayana,
Şen’in ne anlama geldiğinden habersizse alim denir mi?
Bilim ve ilim’den habersizsin arkasından gidilir mi?
Bakın, Yunus Emre:
“Cennet Cennet dedikleri
birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene ver sen anı,
bana seni gerek seni!” diye ne Güzel söylemiş!
Yolumuzu çizdik!
Gözümüz yok dünya malında.
Koşar adım ilerleyeceğiz aşk yolunda.
Yok olacağız alemleri yaratanın varlığında…
Mehmet Burhan AKIN
Yorumlara ne gerek... Bu şiir bin yoruma bedel.
Yazımızı beş defa gölgede bırakacak değerde bir şiir ki temasında;
Sevgi var.
Aşk işlenmiş,
Teslimiyet gördüm,
Sığınacak liman.
İşte aradığım Allah aşkı budur derim, çünkü O'nu seviyorum, insan sevdiğinden korkar mı?
Saygılarımla Efendim.
Ben de bu çok güzel ve anlamlı yazıyı yazan
Muhterem insanı seviyorum.
Belki ALLAHIM da beni sever.
Selam ve Saygıyla HOCAM...
Mehmet Burhan AKIN
Bedri komutanım, size karşı saygımız sonsuzdur.
Yazılarınızdaki anlatım tarzı, düşünceler, espriler ve geçen her şey fıtratınızı ele vermiştir, hep böyle kalmanızı Allah'tan dilerim.
Saygılarımla Efendim.