Şatomdaki Nadide Çiçek
Ne eksik? Niye mutsuzum, niye mutlu olamıyorum? Ben ne ara bu kadar duygusuzlaştım?
Çok vahim aslında, bir şey hissetmemek. Aslında çok sevdiğimi iddia edecek kadar dolu kalbim, ama bu sadece bir kaos. Sevmek sevilmek için hiçbir adım atmıyorum. Adeta bir biblo gibi hareketsizim. Ne Allah çare oluyor yakarışlarıma, ne dualar. Hayatım hareketsiz bir göl yüzeyi gibi dingin, sessiz. Fırtına öncesi sessizlik.. O fırtına da tam şu an kopmakta.
Kendimi anlayamıyorum, kendime o kadar yabancılaştım ki.. Kendimi tanıyamıyorum.
Sevmek istiyorum, evet bundan eminim ama bir o kadar isteksizim. Yoksa adım atmaz mıydım?
İnsanlar o kadar değersiz ki şu an benim için. Sanırım çok aldatıldım, çok kullanıldım. Ve artık güvenemiyorum. Evet evet bu bir güven sorunu olsa gerek.
Ama çok acı veriyor. Kendimi suçluyorum şu koca dünyaya sevgimi katamıyorum diye. Sıkılıyorum.
O kadar ihtiyacım var ki şu an sevgiye, tek yapmam gereken bir adım gelmek. İnsanların kusurlarını görmemek. Onları affetmek belki. Umuda inanmak. Tabi ya UMUT..
Haydi silkelen Ahmet kendine gel. Bu yıkım sen olamazsın.
"Güven" bul beni, "Umut" yapış yakama.
Söz veriyorum. Seni seveceğim. Hakkın olan iyiliği sana bağışlayacağım.
Bu harabeden bir şato kuracağım.
"Güvensizlik"! Çocukluğumda da, bugünümde de hep güvensizdim. Hayatım boyu. Ama benim boyumu aştı artık. Hep korku vardı. Bir şeyler yanlış gidecek endişesi. Ama ben büyüdüm artık. Senden korkmamalıyım. Sen o kadar nadide bir çiçeksin ki, kurumadan vazoma koymalıyım.
Hem ben de değerliyim, değil mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.