- 429 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Gece'sis
Soğuk sisli bir gece,
Uyumak sanki işkence...
Balkonun tırnakları geçiyor sırtıma. Günlerdir aklıma meydan okuyorum. Bir şeyi düşünmek yerine bir çok şeyi düşünüp, icra ediyorum. Böylesi daha bir yorucu. Koşuşturmacalı bir hayat bana göre değil. Ben öyle sıradan çiçeğin de kedisin de efendime söyleyin (ne manasız bir deyim) kahvesinde şarkısında şiirinde bir kadınım.
-çikolata şelalesi!
-yok deve.
Evet sana kızgınım "Z" iki tırnak arası seni tırmıklamak istiyorum. Her zaman ki gibi söylediklerinde haklısın lanet olası. Beni kıran şey haklılığın değil. Çocuk olmadığımı yüzüme vurman. Bazen yolda yürüyorum yolda yürürken kulaklıkla müzik dinliyorum. İstemsizce sallanıyorum müziğin ritmine kapılımca sonra hoplaya, hoplaya yürümeye başlıyorum. Mutluyum. Beni gören bana bakan kimse umrumda değil. Ben içimdeki bu parçacıklardan oluşuyorum. Sonra bir arabanı yada bir dükkanın camında kendi yansımamı görüyorum (lanet olası lanet!) kim bu kadın diyorum? Bu bedendeki ben miyim? (işte acı bir gerçek!) o an o camlardan nefret ediyorum. İşte sen o camların dile gelmesi gibi bir şeysin. Söylediğin her şeyin farkındayım. Gayretimiz de görememen ayrıca canımı yakıyor. Sanki bir talebenin öğretmenine, bir çırağın ustasına kendini kanıtlaması gibi kendimi sürekli sana kanıtlama çabam beni yoruyor.
Biliyorum bu böyle sürmeyecek. Daha fazla kızgın kalamayacağız birbirimize. Bir kaç gündür dediklerini düşünüp yaşımın gerektiği gibi yaşamaya çalıştım. İnan bana çok sıkıcı. Ve o sıkıcı kadını sende sevmezsin. Ama madem böyle olsun istiyorsun at gözlüklerini bana bakarkende kullan. Ben kendime bakarken öyle yapıyorum.
Ayrıca çayda yaramıyor bana. Çayla haşır neşir geçirdiğim bir hafta uykusuzluk çektim. Gece yarısı uykudan fırlayıp alerji hapımı içtim. O yüzden iki gündür mutlu mesut uyuyorum.
Kafamın içi öyle dolu ki.. Ben böyle çocukluğu vurmasam barınamam hayatta. Hem başkanlarının dertleriyle dertlenen bir aptalın her günü cehennemken hala sevinmeye değer şeyler olmalı zulamda. Anlamıyor kimse ve asla beni anlayamayacakta beni anlayabileceğini umduğum tek kişi var. Oda tüm bu sorunlarımın nedeni. Çözümsüz sorum. Sözsüz bestem. Sessiz düğünüm. Kendime sakladığım bir omu çok geliyor bu dünyaya onu da bırakıyorum.
-kına geceniz mübarek ola!
-ne kınası kız?
-hint kınası.
Benim iki hayatım var. Var olan iki kişiliğim. Birini en yakınlarımdan başkası bilemez, birini ise en yakınlarım bilmez. Hangi dünyam asıl ben bile bilmiyorum. Arada bir arafta kalıyorum.
-sanırım siz ordan geldiniz.
-Nerden?
-araftan.
-hı yoo ben şu taraftan geldim.
-işte orası Araf ben geçtim ordan.
-görmedim, duymadım, bilmiyorum.
At gözlüklü kovboy! Tam sislik hava. Hafiften bir rüzgar esiyor sokaklarda çalılar falan Uçuşuyor. Az sonra süpürgeme binip geceyi tavaf edeceğim. Belki birazdan birilerinin canı çok sıkılacak ve onlar gelmeden ben gideceğimi bilir.
-kadir bilir.
-kadir kim?
-Hım ınanırdı o.
-o olsa inanırdı o değil.
-peki!
Peki diye bir çikolata vardı. Çikolata şelalesi gibi olmasa da tavsiye ederim. Yemek, oturmak sen. Ben fazla konuşmak bu gece. Bu gece bir tek ben konuşmak. Sen beni ne hakla kırıyörsın.
-sus Hürrem.
-tez vurun kellesini.
Daha fazla ne kadar canımı sıkabilirdi balkon. Hem canımı sıkıp hemde yat uyu diyordu. Balkon işte duvar, beton, taş kalpli balkon. Yalnızlığın kolları olsa da sarılsa. Ay yarılsa, yıldızlar çat çat çatlasa, elalem patlasa umrum olmaz. Artık kimseye güvenmeyecek, üzülmeyeceyim ulenn.
-aferin çekirge.
İyi geceler ZZzzz...
...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.