- 2429 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
BÜYÜK DİN ALİMİ ANTALYA'LI HASAN ARIKAN HOCAEFENDİ COVİT TEDAVİSİ GÖRDÜĞÜ HASTANEDE HAKKA YÜRÜDÜ..
’’Ölüm, ölümsüzlüğe giden yolun başı. Neyleyim öte yanda faydasız arkadaşı. Milyon sene gülsem, milyon sene ağlasam, Hakk yolunda olmadıkça neye yarar gözyaşı. Diyorlar Hz. Mevlana...
Ölüm olmadan Sevgiliye kavuşmak mümkün müdür?Ölüm güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber sav. diyen şairin dediği gibi hepimiz ölüm denilen gerçekle er geç bir gün karşılaşacağız.
Önemli olan ölmek değil de öldükten sonra başımıza neler geleceğini düşünmemektir demişler..
Ölüm bizi Allah’ımıza kavuşturan en ulvi hadisedir. Dünyaya geldik O’nun eserlerini gördük, O’nun emirlerindeki isabete inandık,
O’nun eserlerine gönlümüzden vurulduk. Şimdi de sevine sevine O’na kavuşmayı özlemeliyiz. Ölüm kâfirler için bir azap bir ıztıraptır. Müslümanlar için bir surur ve saadet olmalıdır.
’’Ey gönül! Gülü seviyorsan dikenini de seveceksin deryayı seviyorsan dalgalarını da seveceksin vuslatı seviyorsan firakını da seveceksin sevgiliyi seviyorsan nazını da seveceksin hayatı seviyorsan ölümü de seveceksin.
Allah ile olduktan sonra ölüm de ömür de hoştur. En son ölüm gelir yine de erken deriz. Aşık bir fedaidir. Aşığa göre; bir yerden bir yere göçmenin - ölümün yahut yaşamanın hiç bir farkı yoktur.
Beden testisi ab-ı hayatla dopdolu bu beden testisi ise ölüm zehiri ile. İçindekine bakarsan padişahsın kabına bakarsan yolu yitirdin. Herkes bedeninin ölümünü düşünüyor. Kalbinin ölümünü düşünen yok. Asıl önemli olan kalbin ölmesidir.
Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir. Herkes ölümden ürker korkar. Sufiler ona bıyık altından gülmektedir.
Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü inananlara bayram günüdür öküzlere ölüm günü. Unutma ki nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır. Ve her canlıya ölüm vardır.
İnsan ölür ama ölmeyen insanlıktır. Güçlük kolaylıkla beraberdir kendine gel ümidi bırakma! Akıllı insan bilir ki ölümün arkasında bile daha güçlü bir hayat beklemektedir. Olumsuzlukları hoş görmek ne iyidir.
Zira bütün ırmaklara su veren deniz bile her çöpü başının üstünde taşır ama deniz bu kereminden dolayı eksilmez. Zaten sevgi ve hoşgörü insanlıktır. Başkalarının bahtiyarlığına imrenme. Çok kimseler var ki, senin hayatına gıpta ediyorlar.
Hayat sana arka arkaya dikenleri gösteriyorsa sakın üzülme, aksine sevin. Çünkü çok yakında gülü de gönderecektir. Ölüyüm ama mezarda değilim. Diriyim ama hayatta değilim. Bazı öldürmeler, kesmeler, darbeler hayat verir.
Bahçıvan ağaçları budamasa dallar gelişir mi? Terzi kumaşı parça parça etmese elbise çıkar mı? Hayat avucundaki su gibidir; sen tutmaya çalıştıkça o akıp gider.
Gel gitlerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin? Hüzün olgunlaştırır. Kaybetmek sabrı öğretir. Senin belirtin olmadan hayat belirtisi yoktur.
Hayat bir uykudur, ölünce uyanır insan; sen erken davran ölmeden önce uyan. Aşk’ı yaşamak istiyorsan; önce yaşamayı öğreneceksin.
Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin. Ney sükutu anlatıyorsa neyzene yakışanda sükutu yaşamak olur.
Mumundur karanlık veren sana. Anlatırdım bunu ama gönlünün beli kırılıverir. Gönül şişesini kırarsan artık, yaşamak fayda vermez. Yaşamak direnmektir, sevmek güvenmektir.
Unutma, insan çoğu zaman dünyanın hakimi, bazen de küçük bir kalbin esiridir.’’
Hz.Mevlananın ölümle ilgili özlü sözlerinden sizlere bir demet sundum..
1960-1980 lı yıllar arasında, Cukurova Bölgesinde Kilis,Mersin Adana’da ,1980-2000 yıllarında Dogu Karadeniz’de Trabzon ve havalisinde ve son olarak yakın zamana kadar Rusya’da Kur’an Kursları Talebe Yurtları açarak binlerce talebe yetiştiren ..
Son devrin Din alimlerinden Muctehid,Muceddid Suleyman Hilmi Tunahan ksa.nin ilk talebelerinden Muhtasar İlmihal yazarı Muhterem Antalyali Hasan Arıkan hocamız eşinin vefatının ardından dun aksam Covit tedavisi gördüğü hastanede hakkın rahmetine kavuştu.
Bugün öğle namazından sonra Hocamız İstanbul Üsküdar Altunuzade’de bulunan Şehitlik Camiinde kılınan cenaze namazı sonrası sevenlerinin omuzlarında Karacaahmet Kabristanında Süleyman Hilmi Tunahan ksa.nın mezarına yakın bir yere defnolundu.
Hsan Arıkan Hocamı resimlerde görmüş sohbet kasetlerini dinlemiştim ama yüz yüze hiç görüşme imkanımız olmamıştı.
Ne zamanki tayinim Trabzon’a çıktı orada dört yıl boyunca yanında olmak sohbetlerinden istifade etmek imkanını bulabildim.
Yıl 1986 yılı aralık ayı sonunda, her öğretmen adayı gibi benimde ilk atanma işlemim Bakanlık binasında açıklandığı gün ilk işim odada asılı bulunan Türkiye İdari haritasında yerime göz atmak olmuştu.
Bakanlıktaki daire başkanı abimiz Trabzon ili Çaykara ilçesi Dernekpazarı Lisesine tayin olduğumu söylediğinde heyecanlanmıştım.
Türkiyeyi çok iyi tanıyan bu büyüğümüz çok iyi bir bölgeye atandığımı söyleyerek beni umutlandımış,sevinçle Kırıkkale’ye dönmüştüm.
Kuzeyimizde deniz kıyısında Trabzon ilimiz,biraz içerde Çaykara ilçesine varmadan yirmi km.kadar içerde Dernekpazarı Nahiyesinde bir lise ,nasıl bir yer,oraya nasıl gidilir hiç bir şey bilmiyordum.
Babamın otuz yıldır ticaret yaptığı tuhafiye dükkanımıza bir kaç yılda bir Delice Yeniyapan köyünden olan Süleyman Öztürk isimli şimdilerde rahmeti rahmana kavuşmuş olan bir asker arkadaşı müşterimiz,amcamız gelir,onunla sohbet ederdi.
Yine o sene gelmiş beraber yemek yerken,tayinimi sordular.
Bende Trabzon’a tayin olduğumu söyledim.Benim orada bir ahbabım var dediler ve cebinden bir kağıt çıkartarak Of-Dernek yazılı adresteki Abdulvap Albayrak amca ile gittiğimde irtibat kurmamı tenbih ettiler.
Bir zamanlar Dernekpazarı Of’a bağlıymış.
İkisi yıllar önce arkadaşlık yapmışlar,Hoca olan bu amcamız Süleyman Öztürk amcanın köyünde imamlık yapmış çok eski yıllarda babamın o zamanki dükkanına da gelip giderlermiş.
Şimdi daha bir rahatlamıştım,artık korkmadan diyarı gurbete gidecektim.
Bendeki ilk zamanlardaki heyecan yerini,yeni yerler görme,öğrencilerle tanışma,öğretmenlik mesleğine başlama heyecanına bırakmıştı.
Bir pazar günü Nokta’dan Trabzon’a giden bir seyahat firmasına bilet alıp Trabzona vardım.
İlk önce Trabzonda Selimiye Talebe Yurdumuza vardım.
Orada Kırıkkaleli bir mühendis arkadaşımız vardı.Onunla tanıştıktan sonra o da beni Hasan Arıkan Abiyle tanıştırdılar.Bir kardeşimizin düğün merasimi vardı Selimiye Talebe Yurdu’nda o gün hiç unutmam.
Hasan Arıkan Hocamla orada tanıştım,kaynaştık hemence bana bir arkadaş verdiler şehri bir güzel tanıttılar.
Trabzon’da kaldığım dört yıl süresince yakın ilgi ve alakalarını gördüm.
Of Cumapazarı’ndan bir kuyumcu amcamız vardı.Vefat ettiyse Allah rahmet eylesin yaşıyorsa sağlık sıhhat versin.Beni onunla Dernekpazarına göndermek istediler.
Trabzon merkeze tayin olmamı istediler.Kırıkkale’den selam ve mektup götürdüğüm Öz Karadeniz Gazetesi Şamil Ekinci Beyin yanına varıp durumu söylediğimde sahibi Milli Eğitim müdürü ile arasının iyi olmadığını söylediler.
Her hafta sonu Trabzon’a gidip onun Uzun sokaktaki Kamer Ticaret adlı Kırtasiye dükkanında görüşme imkanımız oldu.İki üç defa buraya Ankara’ya sohbet için geldiler kendisiyle görüştük,sohbet-i şeriflerinden istifade ettik.
Bir on gün kadar da Fatih Mahallesindeki yurtta kaldıktan,Trabzonu iyice bir gezip öğrendikten, oralı olan birilerinden bilgi aldıktan sonra Değirmendere’den kalkan bir münübüse binerek Çaykara ilçesine hareket ettim.
Dört yıl kaldığım Trabzon’daki görevimde her hafta sonu Trabzon’a alışverişe gittiğimde onu Kırtesiye mağazasında veya Yurtta görüp hususi sohbetlerinden tefeyyüz ederdim.
Her defasında özel görüşmemizde beş on dakika beni süzer ve derin bir sessizlikten sonra neler yaptıklarımızı sual ederlerdi.1990 yılında yazın babam 4.Haccından gelmişti.Bana babanın elinin ortasını benim içinde öp buyurmuşlardı.
Bir ramazanda eşimin bileziklerinin zekatı için büyükçe bir miktar parayı elden verdim kendisine beraber ikimiz öğle namazını kıldık cemaatle içimden bunun zekat olduğunu hatırlatayım diye geçirmiştim.Bana sen parayı vereceksin nereye vereceğime karışmayacaksın diye beni ikaz ettiler.
Bir kaç defa hoca arkadaşlarımı ramazanda ziyaretimize göndermişlerdi.Köylerdeki camilere dağılıp sohbet etmişlerdi.Bir kaç defa da araba göndererek rahmetli Belediye Başkanı dostlarımızla beraber Kurs temel atma merasimlerine iştirak etmiştik.O günlerde hususi arabamız ve ehliyetimiz henüz yoktu.
En son tayin istediğimde Hocam bana:Buralarda dört sene kaldınız mutlaka arkadaş dost ahbap edinmişsinizdir.Şu kartvizimi onlara ulaştırın bizi bulup görüşsünler diyerek bir miktar kartvizit vermişlerdi.
Hasan Arıkan Hocam geçen yıllar içerisinde üç defa Kırıkkale’mize sohbet etmek için geldiler yakınen görüştük hasbihal ettik.Bir defa da Ankara’da Kursta sohbetlerini dinlemek nasip oldu.
Hasan Arıkan Hoca’mızın Karacaahmetteki Süleyman Hilmi Tunahan ksa.Hz.lerinin mezarının yakınında Arapça yazılı bir kabir yeri vardı.Muhtemelen oraya defnedilecektir.İnşaallah ilk ziyaretimizde onun kabrine de varıp bir fatiha onbir ihlası şerif okumak istiyorum.
Karacaahmet Kabristanı’na defnedilmek her kula nasip olmaz.Oraya girenler Allahımızın sevdiği mümtaz ,seçkin kullardır.
Karacaahmet Kabristanında Hazreti üstadımıza Süleyman Hlmi Tunahan Hazretlerine ve evlatlarından bir çoğuna komşu oldun Mübarek Hocam ne güzel.
Oraya defnedilmeyi çok arzu ederim bende her Süleyman Hilmi Tunahan Efendi evladı gibi..Herkese nasip olmaz o devlet.
Üsküdar’da bulunan Valide Sultan Talebe Yurdumuz var.Eskiden her yıl trenle İstanbul’a gider ilk olarak oraya varır bir iki gece orda kalırdım.Oradaki Kütahyalı yaşlı bir hocaefendiden bizzat dinledim aşağıda anlatacağım hadiseyi.
Üsküdar’da bu Valide Sultan Talebe Yurdu’muza çok yakın bir yaşlı amcamız vefat ediyorlar.Karacaahmet’e defnini yapıyorlar güzelce her fani gibi..Bu hizmetleri bilmiyen ama dinini yaşayan eski Osmanlı evladı zatlardan birisi..
Teyzemiz de ona keza..
Birkaç gün sonra bu teyzemiz rüyasında amcayı iyi halde bağlarda bahçelerde istirahat ederken görüyor.
Nasıl geçti Efendi kabir hayatın ne vaziyettesin diye sormadan edemiyor.
Hanım çok rahatız burda beni hiç gayle çekme sen diyor.Burada Osmanlı alimlerinden Müceddid Süleyman Hilmi Tunahan isminde bir zat-ı şerif medfun bana da kabri çok yakın..
Evlatları sabah gün doğduktan bil itibar akşam hava kararıp kapılar kapanana kadar akın akın gelip okudukları dua zikir tesbihat ve hatimleri ona hediye ediyorlar.Geceleri de durmadan O’na aynı hediyyeler geliyor.
O zatın derecesi çok Alii.Onun bunlara hiç ihtiyacı yok.Dolu havuz taşınca ne olur etrafına taşar değil mi?.Akşam olunca O mübarek Allah dostu Zat-ı Şerif’de bütün sevapları burada yatan ehl-i iman bizim gibi mümin ve müminata taksim ediyorlar.
Onun yanında bizler de rahatca günleri huzurla ve zikirle,sıkıntısız geçirip gidiyoruz diyor.
Rüyadan uyanan hanım teyzemiz sorup soruşturarak bulduğu Süleyman Efendinin Valide Sultan Talebe Yurdumuza gelerek hadiseyi gözyaşlarıyla naklediyorlar.
Doğrudur el hak bu ve bunun gibi bir çok keramete de bizzat bende şahit oldum kırk yıllık intisabım seyr-ü sülük hayatım boyunca..
Yüce İslam davası için gurbeti diyar eden, Allah’ın ismini Şahikalara yükselten, her sıkıntıya rağmen yüzünde tebessüm eksik olmayan İslam’ın cihangirlerinden Hasan Arıkan Hocamızın Makamı âlî olsun.
Sevenlerine sabır ve hayırlı uzun ömürler içinde dini celili İslama hizmetler dileriz. Rabbim gıyabında günahsız dille istiğfar duası okuyan dostlar nasip etsin inşallah...
Mekânı cennet, makamı âli olsun. Tüm ehli sünnet camiasının başı sağolsun.
07.11.2021//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU