- 388 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MIŞ GİBİ YAPMAK
Mış Gibi Yapmak
Bu ifadeyi duyunca pek çoğumuzun aklına yaratıcı dramayla ilgili bir kavram gelmiştir şüphesiz. Bu yazıda dramadan söz edeceğimi düşünenler de olacaktır şüphesiz. Ama gerçek ne yazık ki öyle değil. Bu gerçek hayattaki mış gibi yapmak. Nasıl mı? Olmamış şeyleri olmuş gibi kabul etmek, yerli yerinde olmayan şeyleri yerli yerindeymiş görmek, içine sinmeyen şeyler olsa bile ses etmemek; sinmiş gibi yapmak.
Aslında tüm bunlar hayatın draması olsa gerek gibi geliyor bana. Bu açıdan ele aldığımızda gerçek hayatta da ‘’mış gibi’’ yaptığımız o kadar çok şey var ki… Bu şekilde davranmak iyi mi, yoksa kötü mü bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var, insanlarla olan ilişkilerimizde her zaman maskeler takıyoruz ve hiçbir zaman gerçek biz, olmuyoruz. Bu bir noktada hem kendimizi hem de insanları kandırmak oluyor kanımca. Hep olmasını arzuladığımız şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri de hayat bulmadan çöpe gitmiş oluyor.
Daha da önemlisi insanın içine sinmeyen, arzu etmediği ne varsa içinde kalıyor. Söylemedikleri, sustukları içine bir dert olarak kalıyor. Hatta içinde kalanlar zamanlar insana yük oluyor. Kırgınlıklar, tatsızlıklar, suskunluklar ve daha nicesi çıkıyor ortaya bir bir. En basitinden bir yazıda bile kendini gösteriyor bu mış gibi yapmanın verdiği huzursuzluklar. İnsan kendini güvende hissetmeyince ne yapıp edip kendini dış dünyaya kapatıyor. O kadar korkak davranıyor ki açık denizlere açılma cesaretini göstermeden gemisini kıyıda yüzdürmeyi yeğliyor. Bu da onun bir arpa boyu yol almadan ömrünü tüketmesine neden oluyor.
Faydası var mı derseniz, elbette var. Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmadığınız için belki daha az kafanız ağrır. Ama ya kaybettikleriniz ve ödediğiniz bedel? İşte onları saymaya ne kelimeler yeter ne nefes. Çünkü mış gibi yapınca hep kaçak güreşirsiniz. Gerçeklerden kaçarak korkakça yaşarsınız. Zaman gelir kendiniz olmaktan çıkarsınız ve hayatı hep başkaları için yaşarsınız. Bana kalırsa böyle yaşamak ölmeden mezara girmekle eşdeğerdir. Çünkü hayatta hep bir şeyleri kabul etmekle, hep başkalarının istediğini kabul etmekle uğraşır durursunuz. Bu da özgür insanın ruhuna aykırı bir durumdur.
Peki ne yapacağız da bu durumdan kurtulacağız? Mış gibi yapacağımız yerler, zamanlar elbette olacaktır. Yeri geldiğinde alttan almasını bileceğiz, olayların daha fazla büyümesine mahal vermeden mış gibi yapacağız. Ama bunu kendimizden taviz vererek değil. Olması gerektiği şekilde ve olması gerektiği gibi yapacağız. Her zaman olduğu gibi ölçüye uyacağız. Yoksa hep başkalarının istediği gibi yaşar, onların istediği gibi kararlar alırız. İstemediğimiz şeyleri yapmaksa bize huzursuzluktan başka bir şey vermez. O yüzden siz siz olun nerede, ne zaman ve ne şekilde davranacağınızı iyi belleyin. Olur olmaz şeylere kanıp mış gibi yapmayın. Yoksa mış gibi bir hayat yaşarsınız. Tabi buna yaşamak denirse.
NECATİ DİLEK
YORUMLAR
Bazen sustuklarımız bizden hesap sorar, bazen konuştuklarımız, itidalli olmak ve orta yolu bulmak lazım. Nerede konuşulur, nerede susulur, bazen susmak cevap vermemek de bir eylemdir, çok şey ifade eder. Hayat mış gibi yapmakla çok daha sıkıntılı ve sıradanlaşır, dolu dolu yaşamak yaşamaya çalışmak, kimi zaman düşe kalka, ama düşünce de daha güçlü bir şeklide kalkmak, kalkmasını bilmek en güzeli... Kutlarım içtenlikle...
Ahmet Zeytinci tarafından 7.11.2021 18:36:31 zamanında düzenlenmiştir.